Pazar günü Bakırköy Halk Pazarı’nda adı “Barış” olan bir miting düzenlendi.

“Barış Bloku” tarafından tertiplenen miting, daha çok HDP/PKK’nın şahsında S. Demirtaş’ın timsah gözyaşlarını andıran ve adeta ironinin dibini bulan bir gösterisi oldu.

Blok’un bileşenlerinin, Türk ve Kürt solunun kaşarlanmış isimlerinden husule gelmesi, şüphesiz tesadüf değil.

Derdi “barış” olmayan ve yegâne hususiyeti, ‘AK Parti karşıtlığı’ diye değerlendirilebilecek bu organizasyon, bahse konu mitingle, provokatörler için hayli mümbit bir vasat sağladı ama hamdolsun ki, kazasız belasız atlatıldı bu miting.

HDP ve CHP’den isimlerin de omuz verdiği bu yapı, asla “barış”la ilgili değildi.

Amacı, sözüm ona “Türkiye’nin Suriye ile savaşmasına karşı çıkmak” olarak belirlenen bu yapının, tam da terörle mücadele günlerinde sahne alması ve özellikle de HDP’ye destek vermesi tabiidir ki, hususi bir manaya işaret eder.

Eğer bahse konu oluşum sahiden barış istiyor olsaydı, Tayyip Erdoğan’ın; “Baldıran zehri de olsa içeceğim” diyerek ‘barış için’ sadece siyasi geleceğini değil, bizatihi ‘hayatını’ da riske ettiği zaman, bütün gücüyle onun arkasında durması icap etmez miydi?

O zaman böyle bir blok yok muydu?

İyi, o halde neden kurulmadı?

Neredeydi, barışın sadece ismiyle ilgili olan bu kaos tüccarları?

Neredeydi, HDP/PKK ve Türkiye karşıtı odaklar söz konusu olunca elindeki tuzlukla mitinge koşuşan bu terör kumkumaları?

Hiç lamı cimi yok!

Bu miting çağrısı, yüz yılın ironisi seçilmeye aday bir komediden başka bir şey değildi.

Affedersiniz, “trajedisi” mi demeliydim yoksa?

Düşünün, bu mitingde boy gösteren HDP eş genel başkanlarından S. Demirtaş, PKK’nın neredeyse 1 aydır memleketi kan gölüne çevirdiği gerçeğine gözlerini yumarak, KCK’nın “ateşkes bitmiştir!” açıklamasına kulaklarını tıkayarak bu terör goygoycularının sayesinde şöyle bir laf edebiliyor:

“Sayın geçici Başbakan, bize talimat vermeyi bırak. Önce terörle arana mesafe koy. IŞİD terörüyle arana mesafe koy. Biz sivil siyaset yaptık, sizi iktidardan düşürdük. Siz ne yaptınız, silaha sarıldınız. Asıl silahla, terörle arasına mesafe koyması gereken AKP’dir.”

Subhanallah!

Dünyanın bütün yüzsüzleri bir araya gelse, bu cümleleri kurmaktan imtina ederlerdi doğrusu!

En azından utanır, haya ederlerdi…

İçinde zerre kadar utanma, zerre kadar insaf, zerre kadar doğru bulunmayan bir söz yığınını, ironi kavramının üzerine tüy dikercesine sarf edebilen bu zavallı özne, iş bu blokun kendisine sağladığı vasat vesilesiyle ifadeye imkân bulmuştur.

Ezcümle:

Sahici ‘barış süreci’ varken ortalarda görünmeyen işbirlikçi bu yapı, söz konusu, kan içici katil ve zalim Esed ile ülkeyi terör sarmalına sokmaya çalışan HDP/PKK olduğunda, gördüğünüz gibi sahneye çıkmakta gecikmemiş, sırf Demirtaş, “barış” yalanları ve masalları anlatabilsin diye “barışa” ihanet etmiştir.

Bunlar budur işte!

Bu kadar zavallı yani…