Trump iktidardan düşmesine ramak kala, Evanjelist ve Siyonist lobinin esaretine razı oldu. Dünyanın gözü önünde imza şov yaparak, 1,7 milyarlık İslam âlemine meydan okudu, her birimizi aşağıladı, onurumuzu çiğnedi, namusumuza dil uzattı.

Trump’a karşı asil öfkeye sahip olabilmek için Kudüs’ü doğru anlamalı, doğru anlatmalıyız. Daha 2 hafta önce Mirasımız Derneği ile mahzun, esir, kurtuluş bekleyen Kudüs’teydim. Keşke şimdi de olabilsem. Kudüs bize, Allah ve Resulü’nün emaneti. Kudüs bugün Eyyubi’ye muhtaç, Osmanlı’ya hasret. Hz. Davut, Hz. Süleyman’ın kabirlerinin işgalini, Aksa’nın kapılarındaki ağır silahlı Siyonist teröristleri, El-Halil’de Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yusuf ve Hz. Yakup’un rehin alınışını görseniz bu kutlu davayı daha iyi anlayabilirsiniz. Şunu bilmeliyiz; Kudüs, devlet veya şahsi çıkarlarımızdan, ekonomik, diplomatik ilişkilerimizden, uluslararası dengelerden çok daha büyüktür. Kudüs İslam’ın kalbidir. Eğer bu kalbe hançer saplanmasına izin verilirse, İslam âleminin ölümü kaçınılmazdır.

Siyonist İsrail’in en büyük düşmanı olarak kabul ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump’ın kendisine dayatılan kararını açıkladığı ilk andan bugüne sayısız görüşmeler yaptı; Hıristiyanların dini lideri Papa dahil olmak üzere. Yine Erdoğan, 57 İslam ülkesinin liderini “Kudüs” için İstanbul’a davet etti. Bugün İstanbul’da yapılacak İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi, İslam âleminin akıbetini netleştirecek. Zirveden tarihi kararlar çıkması bekleniyor. Başta İsrail ile ilişkilerin kesilmesi gibi… Tabii ki şüpheli ülkeler var. Suudi Arabistan’ın başını çektiği, Sisi’nin rehin aldığı Mısır’ın yancılık yaptığı blok, “Müslüman” kimliğinden ziyade İsrail’in güvenliğini sağlamak, çıkarlarını korumak için çalışıyor. İşte bu yüzden bu toplantı milat! Söz konusu ülkelerin İsrail ile olan bağlarını koparmak, anti-siyonist ittifak oluşturmak, Müslümanlar’ı yeni bir Hıttin’e hazırlamak için tek umut Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan, Müslümanlar’ın, yeni Selahaddin Eyyubi adayıdır. Eyyubi’nin bölük pörçük olan İslam âlemini Kudüs’ün fethine hazırlaması yıllar almıştı; hatta siyasi tablo daha da kötüydü. Ama Eyyübi, “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki” dedi ve Tebariye’de Haçlılar’ı bozguna uğrattı. Erdoğan, aslında yeni Hıttin’in kıvılcımını Davos’ta çaktı. Kimsenin korkudan sesini çıkaramadığı Siyonist katil sürüsüne “One munite” diyerek İslam âleminin lidersiz olmadığını gösterdi. Kudüs’ün fethi belki yıllar alacak, belki Evanjelistler’in inandığı gibi, “kıyamet harbi” neticesinde gerçekleşecek ama bu fethin ateşini bugün Erdoğan yakabilir. Erdoğan’ın İslam âleminin üzerinde gücü çok fazla; liderlerin değil, ülkelerin sahibi olan milletlerin gönlünde çok güçlü. O yüzden bugün yapılacak toplantıda İsrail’in yanında duracak liderlerin tamamını tasfiye ettirebilecek sadece Erdoğan var.

Kudüs yoksa, biz de yokuz. Kudüs’ü veren Müslüman hiçbir şeyini koruyamaz. Yarın sıra Mekke’ye, Medine’ye, İstanbul’a gelir. Bu kertede tüm Müslümanlar’ın, ölümü göze alıp, Siyonizm’e karşı “kınamaktan” öteye geçip radikal kararlar vermesi lazım. Kimse Allah’tan güçlü değil…