Uzmanlara göre 7 Haziran seçimlerinin sonuçları rasyonel değildi. Siyasi hayatını riske etme pahasına yıllardır devam eden Kürt meselesini iyi niyetle çözmeye odaklanmış bir partinin Kürt oylarının düşmüş olması mantıksız geliyordu ‘uzmanlar’a. 7 Haziran öncesi AK Parti yer yer milliyetçi söylemler geliştirdiğine göre, milliyetçi tabanından oy kaybetmesi ya da istikrar ve güvenle işini inşa eden esnafın, sanayicinin AK Parti’den vazgeçmesi… Birbirine zıt unsurların aynı anda partiyi terk etmiş olması hesaba kitaba sığmıyordu. Anlaşılamıyordu. Kimse böyle olacağını beklemiyordu.
Nihayetinde 1 Kasım’da ‘pişmanlık oyları’ geri döndü.
7 Haziran’da olması gereken sonuca beş ay gecikmeyle kavuşmuş olduk. Bu sonucun 7 Haziran’da olması gerekirdi. Türkiye vakit kaybetmezdi. Ancak bizim hayır bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayır vardır.
7 Haziran seçimlerinin sonuçları; AK Parti teşkilatlarını kendine getirdi, belediyeleri titretti, yönetenlerle halk arasında oluşmaya başlayan kimi psikolojik duvarları tuz buz etti. Devletin tüm birimlerinin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibiydi. Herkes kendine çeki düzen verdi, muhasebe yaptı herkes. Uyum sorunları yok oldu. Üstelik aradan geçen bu beş aylık sürede yaşadıklarımız sebebiyle 7 Haziran’da kuşkuyla bakılan ‘Başkanlık Sistemi’ ve olmaz denilen ‘yeni Anayasa’ daha parlak ve gerçek bir gündem olarak girdi hayatımıza.
Şimdi artık Türkiye, yepyeni bir yola giriyor. Seçimlerde ortaya konan vaatlerin ve reformların Allah’ın izniyle hızla gerçekleştirileceğinden neredeyse eminim. İstikrar, uyum ve güvenin ortaya çıkaracağı atmosferde o dev vaatler, reformlar çocuk oyuncağı olacak inşaallah. Üstelik ben “yeni anayasa” ve “başkanlık sistemi” gibi dev yapısal değişimlerin de hızla aşılacağını düşünüyorum. Muhalefet partileri bile bu iki konuda Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye destek sinyalleri veriyorlar. Henüz yeni hükümet bile kurulmamışken üstelik.
O yüzden Türkiye, artık ‘dünyayı değiştirmeyi’ bir proje olarak önüne koyacak zihinsel altyapıyı kurmaya başlamalıdır. 13 yıllık iktidarın çıktıları, sağlam analizler üretmek için yeter de artar bile.
‘Dünya beşten büyüktür’ söylemini ete kemiğe büründürmek ile işe başlayabiliriz.