Biz, rakamsal olarak iki milyar ümmete ulaşmış olsak da, iki milyar ümmet falan değiliz…
Biz, bir avucu geçmeyen, hakkı, hakikati haykıran kimseleriz…
Biz, bir avuç cennete susayan dik duran, mazlumdan yana tavır alan az bir kimseleriz…
Biz, sayısal olarak bu denli kalabalık olduğumuz halde bir olsaydık, birlik olsaydık dünya zilletimizi değil izzetimizi konuşuyor olacaktı…
Son iki yüz yıldır, Osmanlı devletinin yıkılışı ile iki asırdır her gün işkence, tecavüz, acılar içinde öldürülüyoruz…
Ölüyor da baş eğiyoruz…
Psikolojik harp altında eziliyoruz…
İşkence, ölüm, işkâl artık sıradan haberlere dönüştü…
İnsan zulme alışır mı?
Alıştırdılar koca ümmeti…
Biz o denli kalabalık ümmetiz ama pasifiz…
Etkisiz, yetkisiz, aciz, Allah böyle istedi diyip yan gelip yatanlarımız bile var…
Biz kendimizin farkında bile değiliz…
Farkında olmamızı istemeyenlerin değirmenine su taşıyıp onları yormadan bir birimize düşmanlık etmekteyiz…
Petrollerimizin başında kandan ülke Amerika olacak…
Gazımızın başında İngiliz aileleri olacak…
Alman arabalarının en iyi Pazarını bizler sağlayacağız…
Maden yatağı beldelere çöküp beyaz kadının gerdanına takılacak taş için binlerce siyah kadın ölecek…
Sonra biz iki milyar kardeşiz diyeceğiz…
Koca iki milyar, öyle ya hepimiz aynı anda ayaklarımızı yere vursak dünya sallanır…
Ama zalimlerin başımıza getirdiği onca felakete nasip bu diyerek geçiştireceğiz öyle mi?
Yetimlerimizden kaç ülkeler kuruluyor artık hesap bile edemiyoruz…
Duyarlılıklarımızı yitiren kitle hızla artış gösteriyor…
Elimden bir şey gelmez ki diyenler elinden neler gelir bir bilse…
Dün Bosna’dan ibret almadık, almamaya devam ettikçe korkarız ki beldesi kirlenmeyen tek bir İslam toprağı kalmayacak Allah korusun…
Bunca zalimliğe tahammül edişimiz başımıza gelenler kendi ellerinizle yaptıklarınızdır ayeti ile duruyor önümüzde…
Lakin değiştirmek elimizde, değiştirmek mümkün, imkânlı…
Peki niye bunca tahammül niye?
Müslümanlar’a yapılacak en büyük kötülük, Müslümanlar’ın bir birine karşı kinlenip savaş pozisyonu almasıydı…
Ve istedikleri oldu, Müslümanlar kendi aralarında öyle düşman hale geldiler ki asıl düşman gözden kaçtı…
Kerbela’dan ibret almayan ümmet aynı belalara duçar oldu…
Bu kin düşmanlara alanlar açtı…
Bu kin düşmanın ekmeğine yağ sürdü…
Bu savaş halimiz, bu bir birimize düşmüş halimiz düşmanların aradığı manyaklar sürüsünün içerlerimize kadar yerleşmesine sebep oldu…
Birkaç ruh hastası manyağa uzun sakal, bir keleş, para ile kendilerine terör köleleri yaptılar…
Bir beyaz ölünce İslamcılar diye ağzını açıp İslam’a ve Müslümanlar’a hakaret eden Avrupalı liderlere karşı…
Kudüs’te Siyonist Yahudiler tarafından şehit edilen Zeynep’lerin katledilişine bir tek cümle edemez noktaya geldik…
Bölge cehennem yeri…
Bölge peygamber toprağı…
Bölge kitabın indiği kutsal yerler…
Peki bölge kimlere teslim…
Ey izzeti çiğnenen ümmet, kökünü kazıyanlara karşı, daha ne zamana kadar celladına saplantılı âşık modunda olacaksın…
Daha ne zamana kadar başındaki İngiliz bir annenin doğurduğu, kraliyete hizmetkâr liderleri başında tutacaksın…
Daha ne zamana kadar dizlerini dövecek ayağa kalkmayacaksın…
Madem öleceğiz, madem cellatlar için köleyiz…
Bizi özgür ve şerefli kılan Allah için niye dirilip silkelenmeyiz…
Kaç beldemiz kaldı demiyorum, kaç canımız kaldı geride…
Silah tüccarı alçakların makinalarının test edildiği canlılarız işte…
İlaç tüccarları için canlı ve kanlı birer varlık değiliz…
İlacının etkisi için sürüyüz onların gözünde…
Onların ganimetleri uğruna hiçe sayılanlarız…
Sen dizleri üzerine elleri başında beklerken, zalim yanından ırzını, evladını, toprağını alıyor…
Sen artık yeter dersen dünya sallanacak ve zalimlerin sonu senin soylu kıyamınla sonlanacak…
Onlara teslim edilen canlarımızın akıbeti Bosna’da daha taptaze duruyor acılar içinde…
Irak hapishanelerinin duvarları suskun ümmeti Allah’a şikâyet ederek şehit olan Müslümanların sesi ile inliyor hala…
Acıması olmayan zalimlere karşı kaldıramadığımız başlar, Allah’a kaldırıp bakar mı mahşer yerinde?
Ötelerde âlemlere rahmet nebiye söylenecek sözümüz kaldı mı heybemizde?
Dünya çatırdıyor, dünya kan ve ölümden canı çıkıyor…
Asırlar sonra ümmetin izzetini yeniden kurtarmak için canlanan kadim memleket Türkiye kaldı yalnızca ümmetin elinde…
Onunda başını kaldırıp göğe bakmasına bile kafayı taktı sırtlanlar sürüsü…
Kimle dost olsa dost oldukları ülkeleri hemen hedefe koyuyorlar…
İki milyar ümmet için demiyorum ancak izandan, vicdandan, hakikatten, haktan, mazlumdan yana olanlara sözümüz var…
Ya hepimiz cihana baş olmuş dünyanın şah damarı olan Türkiye’yi tutar, yanında yer alır, düşmesine müsaade etmez kurtulur insan, tarih, ümmet…
Ya da son ordusudur İslam’ın diye anılan beldede dizleri üzerine düşerse…
Artık yeryüzünde hakkı haykıracak kimse kalmayacak…
Artık zalime meydan okuyup, mazlumlara kucak açan bir belde olmayacak…
Hafife alma, sakın olmaz deme, sen dünyanın şah damarısın seni kesmek ümmeti boğmak, Müslümanlar’ı yok etmek dertleri…
Allah bu kadim toprakları ezansız, sancaksız bırakmasın…
Hadi artık toparlanalım…
Yarın çok geç olmadan…