Etrafımız her gün/her an kötü bir şeyler olsun diye bekleyen hatta beddua seansları düzenleyen sadist düşünceli insanlarla doldu. “Bir yerde facia olsun, şehrin en kalabalık yerinde bomba patlasın, hızlı tren veya Marmaray kaza yapsın onlarca kişi ölsün, Güneydoğu’da güvenlik güçleri pusuya düşürülsün veya tüm halkı galeyana getirecek bir şeyler/iğrençlikler olsun da fırsattan istifade ortalığı toz dumana katalım” diyenler var.
Birileri kaos oluşturmak için her tür karanlık mihrakla işbirliği yoluna giderek icraata geçti yine. İngilizce ve sair yabancı dillerde feryad-ü figan ülkelerini jurnallemeyi yeterli görmeyen, sorumluluk duygusu ve izan noksanları zücaciye dükkânına girmiş fil misali ortalığı yakıp yıkmaya devam ediyorlar.
Aslında bu zavallılar ve işbirlikçileri yaptıklarından bir sonuç elde edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Türkiye’de herkesi sapık olarak niteleyen ve dünyayı Türkiye’deki sözde çocuk tecavüzlerini durdurmaya çağıranlara bir bakın. Normal şartlarda asla yan yana gelemeyecek kesimler. Pornoma dokunma diye höykürenler, LGBT’leri kutsayıp cinsel tercihlere özgürlük çığlıkları atanlar sabah akşam cevşen okuyanlarla kol kola girmiş asrın mücadelesini veriyorlar. Sanırsınız ki yeni bir kurtuluş savaşı mücadelesi veriyorlar.
Kendi ikballerine engel oldular diye Türkiye’yi yönetenleri çocuk tecavüzlerine göz yummakla itham etmeye çalışanlar Hz Peygamber ve Hz. Aişe’ye ve de İslâm’a-Müslümanlara en çirkin küfürlerin yönetilmesine zemin hazırlayıp bu iftira ve de hakaretlere vesile olmaktan en ufak bir utanç dahi duymuyorlar. Kendilerini adanmış ruhlar olarak niteleyen bu güruh neye ve kime hizmet ettiklerini sorgulama ihtiyacı hissetmemesi de başka bir gariplik.
Dindar kesimi pedofili ile ilişkilendirmeye çalışmak en hafif tabirle abesle iştigâl. İslami yaşam tarzında Vatikan ile özdeşleşen her türlü sapkınlık söz konusu dahi olamaz. Bu ve benzeri sapkınlıkların İslam Hukukundaki karşılığı olan “en ağır bir şekilde cezalandırılmaları” ile dün dalga geçenler bugün Müslümanları yaftalamanın derdinde.
Anlaşılan o ki bu kesim/ler aşırı derecede mide bulandıracak iddia ve iftira kampanyasına hız verecek. Twitter şeysi Fuat Avni eskisi kadar revaçta olmadığından bir yöntem değişikliğine gittiler. Öncelikle sol görünümlü (Birgün gibi) basın yayın kuruluşlarına verilen, sızdırılan şeyler piyasaya sürülecek, ardından FETÖ/PDY sempatizanı sanal medya hesaplarınca olabildiğince yayılacak. Onlara ilave olarak bilhassa Diken, OdaTv, Cumhuriyet gibilerince iyice köpürtülecek. En son olarak malum medya (meydan, özgür düşünce, yarına bakış vs.) daha sonraki evrede topa girecekler (Meselelerin içyüzünü bilmeyip hasbelkader birlikte oldukları sempatizan yazarlarını da unutmayalım). PKK yayın organları da bu kampanyanın en büyük destekçileri olacak. Zaten adları kriptoya çıkmış bazı CHP milletvekillerine yine bazı HDP milletvekilleri desteklerini sunacak. Marjinal sol örgütler de en uygun ortamda Voltranı tamamlayacaklar. Yanlarına adam çekebilmek için ilk etapta İslami hassasiyeti olan tüm dernek, vakıf ve cemaatler hedef alınmayacak. Bol parçala taktiği işletilecek; İlk etapta hedefe konmayanlara da sıra gelecek.
Bu saldırı sinyalleri epeydir veriliyordu. Ensar Vakfı’nın hedef alındığı ilk haber nerede yayınlandı dikkat edin. Birileri yıllardır oluşturdukları arşivleri hiç bir zaman bir arada olmayacakları kesimlere açıyor. İyi bilin ki İğrenç iftiraları gündeme sürecek olanların bu denli geniş arşivleri ve gazetecilik hafızaları yok.
Güzellikler sizinle olsun.