Bizi 28 Şubat öncesi mevziimize geriletmeye çalışıyorlar..
Tırnaklarımızla kazıya kazıya geldiğimiz tamamen meşru ve anamızın ak sütü gibi helal sosyal müdafaa alanlarımızı terk ettirerek mesela medyada, mesela kamu kurumlarında, resmi dairelerde, belediyelerde, kültür, fikir ve mesela sinemada genişlettiğimiz savunma hattımızı daraltarak yeniden kendi kabuğumuza çekilmemizi istiyorlar..
Ülkemizde ve sınırlarımızda patlattıkları bombalarlar kaybettikleri iktidarı geri alabilmek için başlattıkları savaşın bizzat kendisi..
Bakın şimdi Başbakan televizyonda konuşuyor; “Biz istiyoruz ki, gençlerimizin elinde kitap olsun, müzik aleti olsun ama silah olmasın”
Fakat onlar şunu çok kesin olarak biliyorlar ki, gençlerimizin elindeki kitaplar, müzik aletleri onların yani savaşın, vahşetin, petrolün, işgalin ve sömürünün değil Diriliş Medeniyet ikliminin ilhamını tüttürecek..
Bu ve buna benzer sebeplerden dolayı yedi düvel bir olmuş AK Parti’yi iktidardan düşürmeye, olmadı CHP ile koalisyona zorlamak için çırpınıp duruyor..
Yedi düvel bir olmuş Davutoğlu’nun başarısız olması için çabalıyor..
Yedi düvel bir olmuş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ayağının takılmasını, dilinin sürçmesini bekliyor..
Onlar seçime kadar birkaç bomba daha patlatmak için plan kuruyor, fırsat kolluyor..
Onlar ölen canların değil gelecek oyların hesabını yapacak kadar ruhsuz, vicdansız..
Biz ise bu mübarek toprakları bir huzur ve refah ülkesi haline getirmek için çırpınacak kadar diğergam..
***
Geçtiğimiz Haziran ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir toplantıda Diriliş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Albayrak’ın yazısından bir bölüm okumuştu..
Okuduğu bölümler tam da bizim kazandığımız mevzileri ve tam da onların bizi geriletmeye çalıştığı hattı işaret ediyordu;
Nedir o bizi geriletmeye zorladıkları müdafaa hattımız;
“Başörtüsüne özgürlüğü,
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi yani Kürt açılımı,
One Minute’ çıkışı ve ona bağlı olarak İsrail’le askeri işbirliğinin sona erdirilmesi,
Gazze’yle sembolleşen mazlum coğrafyalar dayanışması,
Mogadişu’nun yeniden inşasını,
Bosna-Sırbistan-Hırvatistan üçlü mekanizması kurularak Boşnakların yeni bir felaketin eşiğinden döndürülmesi,
Yerli savunma sanayii hamlesini ve dolayısıyla emperyalistlere bağımlılıktan kurtulma gayreti,
Mursi ve İhvan yandaşlığı,
Suriye halkına ve Suriye Devrimi’ne verilen desteği,
İmam-Hatip okullarının ihyası”
Gölgelemeye çalıştıkları kazançlarımızdan vaz geçmeyecek, geriletmeye çalıştıkları mevziimizi terk etmeyeceğiz..
Bir adım geri çekilmeyecek, savunmada kalmayacağız..
Gerektiğinde direneceğiz, posta koyacağız..
Dik duracak, yeniden dirilmek için direneceğiz..
Dirilişimiz onların da selametine olacak…
İnşallah…