Saflar netleşti.
Bir yanda, AK Parti’nin başını çektiği ve MHP, BBP, YRP ve AK Parti listelerinden aday gösterilecek olan HÜDA-PAR, öte yanda diğerleri…
Diğerlerinden kastım, bendenizin ‘Co Baydın’ın askerleri’ tesmiye ettiğim ‘yedi düvelin yedi işbirlikçisi’ denilebilecek şer ittifakının şerir unsurları…
Yazı başlığımızdan da anlaşılacağı üzere bu yazıda ‘Milli Mücadelenin’ bugünkü temsilcilerini değil, ‘ötekileri’ değerlendireceğiz.
2019’un aralık ayında Joe Biden, henüz Amerikan başkanı değilken New York Times’a bir röportaj vermiş ve şunları söylemişti.
“Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. Parlamento'ya katkı sunmak isteyen Kürt toplumunu entegre etmek için. (…)
Bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli. (…)
Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz.”
Nasıl?
Herif ne dediyse ayniyle yaptı değil mi?
Üstelik “Kürt toplumu” derken kastettiği HDP/PKK ve YPG’yi dominant unsur yaparak gerçekleştirdi bu söylediklerini…
Bu memlekette, kendini bir şekilde mevcut iktidara karşı konuşlandırmış neredeyse tüm çevreler, bu ahlaksız itiraf üzerine ahlaki bir duruş göstermek yerine, ideolojik ve açık söylemek gerekirse hastalıklı bir tavır sergilediler.
Tayyip Erdoğan düşmanlığının tetiklediği bu marazi duruş nedeniyle de, gelecekte kendi çocuklarına bile izah edemeyecekleri bir utancı miras bırakıyorlar...
Tamam, başta ABD olmak üzere İsrail, İngiltere, Almanya ve benzeri beynelmilel şer güçlerin hesabını anlamak zor değil.
Onlar kontrol altına alınmış bir Türkiye'yi kendi çıkarları için isteyebilir ve bu çıkarları muvacehesinde mazur (!) olabilirler.
Peki, içeride FETÖ’nün devşirdiği parti olan CHP ile HDP/PKK, İYİ-P, SP, Deva, GP ve diğer küsurat sol /komünist partileri aynı çizgiye getiren şey nedir?
Zahirde birbirine taban tabana zıt gibi görünen bu kutuplar nasıl oluyor da bir araya gelebildiler?
Besleme medyanın bütün unsurlarını, sermaye gruplarını, Komünist, Sosyalist, Kemalist, Ulusalcı, Kürtçü, Liberal, Ateist ve burada ismini zikrederek tüketemeyeceğimiz irili ufaklı bir sürü kişi ve oluşumu, ‘çılgın karışım’ diye niteleyebileceğimiz bu birlikteliğe ikna eden nedir?
Bu sorunun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak denli tek bir cevabı vardır.
Türkiye’yi ‘küreselcilerin’ emrine amade bir noktaya taşımak ve ‘tam bağımsız Türkiye’ için savaş veren güçlerin şahsında Erdoğan’ı devre dışı bırakmak!..
Evet, mesele tam olarak budur!
AK Partiyi içeriden kuşatabilmek için geçmişte Erdoğan’ın etrafında konuşlandırılan ve fakat sonradan deşifre edilip kovulan Davutoğlu ve Babacan ile birlikte SP’nin ve diğer ‘siyasi mürtetlerin’ bu yapı içerisinde tam bir teslimiyetle rol almış olmaları da bu cevabın kanıtı niteliğindedir.
İşte Joe Biden, küreselcilerin hesabına bu işbirlikçi güruhun patronudur ve bu nedenle biz mezkûr yapıya topyekûn “Co Baydın’ın askerleri” diyoruz!
