Bugün, yani tam 71 yıl önce 24 Ekim 1945 yılında Birleşmiş Milletler (BM) kuruldu. Her yıl 24 Ekim günü yani bugün BM’ye üye 192 ülkede ‘Birleşmiş Milletler Günü’ kutlanmaktadır. İnanın bu kutlamanın nasıl yapıldığını bilmiyorum. Zaten protokol düzeyinde olduğunu düşünüyorum.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Birleşmiş Milletler‘in üye ülkeler arasında güvenlik ve barışı korumakla yükümlü, en güçlü organı… Birleşmiş Milletler‘in diğer organları sadece tavsiye kararı alabilirken, BMGK’nin kararları, tüm üye ülkeler açısından bağlayıcılık taşımaktadır. Bu bağlayıcılık, üye ülkelerin tamamına yakını tarafından imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nde açık bir şekilde belirtilmiştir. BMGK’nın sadece 5 daimi üyesi yani, ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın veto hakkı bulunmaktadır. Bu durum BM’nin bu kurumunu tam anlamıyla demokratik bir kurum olmaktan çıkarmaktadır. Tam da bu noktada “Dünya 5’ten büyüktür” sözü çok büyük anlam ifade etmektedir.
BM kendini “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş global bir kuruluş” olarak tanımlamaktadır. Uluslararası İlişkilerde, kuvvet kullanılmasını ilk olarak evrensel düzeyde yasaklayan ilk antlaşma BM Sözleşmesi’dir.
Birleşmiş Milletler ana Sözleşmesi, örgütün amaçlarını şöyle belirler:
• Uluslararası barış ve güvenliği, anlaşmazlıkların barışçı çözümü ve ortak etkin önlemler yoluyla korumak,
• Ülkeler arasında eşit haklara, halkların kendi geleceklerini belirleme ilkelerine, saygıya dayalı dostça ilişkileri geliştirmek,
• Uluslararası ekonomik, toplumsal, kültürel ve insancı l sorunların çözümünde, ırk, cins, dil ve din ayrımı gözetmeksizin, insan haklarının geliştirilmesinde işbirliği sağlamak,
• Ülkelerin bu amaçlarla gösterecekleri çabalar arasında uyum sağlayan bir merkez olmak.
Bugün BM kuruluş amacından saptı mı? Ya da neyi başardı?
Şöyle de sorabiliriz, BM yapması gerekenleri yapmayarak, kendi varlığını anlamsız hale getirmedi mi?
71. BM Genel Kurulu’nda “Dünya 5’ten büyüktür” sözü ile dünyaya mesaj veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından bir alıntıyı hatırlayalım mı? Ne demişti Erdoğan;
“21. yüzyılda insanlık, bilim, teknoloji ve ekonomi bakımından zirve dönemini yaşıyor, ancak bu parlak tablonun utanç verici bir yüzü de var. Suriye’de, Irak’ta terörün kıskacında inleyen birçok ülkede yüzbinlerce kadın çocuk ve genç öldürülmeye devam ediliyor. Ölüm ve zulümden kaçan mülteciler Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kalıyor. DAEŞ, El Nusra, YPG ve PKK gibi terör unsurları bölgedeki eylemlerini sürdürüyor.”
“Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Utanç verici bir tablodur. Daha da acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugünden atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır.” Terör örgütleri kan akıtmaya devam ederken, BMGK’nın uluslararası barış ve güvenliği sağlama adına attığı somut bir adımı gördünüz mü?
Bugün gerçekten BM’nin kuruluşunu kutlayacaklar mı çok merak ediyorum?
24 Ekim’de neler oldu?
1260 yılında Memlük Sultanı Seyfeddin Kutuz, siyasi rakibi Baybars tarafından katledildi.
1857 yılında İlk futbol kulübü Sheffield FC kuruldu.
1882 yılında Alman bilim insanı Robert Koch, verem mikrobunu keşfetti.
1929 yılında New York Borsasında hisse senetleri düştü. Bu çöküş sürecini izleyen bunalım, dünya dış ticaretinde ciddi bir daralma yarattı.
1935 yılında İtalya Etiyopya’yı işgal etti.
1945 yılında Birleşmiş Milletler Antlaşması yayınlandı ve BM kuruldu.
1965 yılında Nüfus sayımı yapıldı. Türkiye’nin nüfusu: 31.391.207
1975 yılında Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener katledildi. Saldırıyı ‘Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları’ adlı örgüt üstlendi
1996 yılında I. Avrasya İslam Şurası Türkiye’de toplandı.
1996 yılında Osmaniye Türkiye’nin 80. ili oldu.