Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık anlamına gelir. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması ile millî ekonomiye önemli bir katkı sağlar. Bu nedenle devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı uygular.

Türkiye’de, 20 Nisan 1926 Tarihinde kabul edilmiş olan kabotaj Kanunu, 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdi ve bu Kanun, “Türkiye Limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk Vatandaşları ve Türk Bayrağı taşıyan gemilerce yapılır” hükmünü getirildi. Bu nedenle her yıl 1 Temmuz gününü “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı” olarak kutluyoruz.

Ancak, Kabotaj Kanunu ile kazandığımız avantajı, denizcilik sektörümüzün her alanında layıkıyla kullanamıyoruz. Halbuki, 8333 km’lik sahil şeridi ve üç yanının denizlerle çevrili ülkemiz, en ucuz ve en çevre dostu taşımacılık türü olan deniz taşımacılığını geliştirmek için her türlü avantaja sahip.

Denizcilik sektörümüzün bugün güçlü altyapısı, modern tersaneleri ve büyüyen deniz ticaret filosuyla ülke ekonomisine büyük katkılarda bulunmakta. Bununla beraber, üç tarafı denizlerle çevrili olan, iki önemli boğazı sınırlarında bulunduran ve kıtaları birbirine bağlayan jeopolitik konumunu en iyi şekilde değerlendirildiğini söyleyemeyiz. Denizciliğimizi daha da geliştirmeliyiz.  

Bugün, Milli Savunma Bakanlığınca Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlamaları kapsamında, 23 limanda 26 geminin vatandaşların ziyaretine açılacağı bildirildi.

Vatandaşların ziyaretine açılacak olan gemilerin bulunduğu bazı limanlar; Tekirdağ, Dolmabahçe, Karadeniz Ereğli, Samsun, Ordu, Trabzon Çamburnu, Çanakkale, Gökçeada, Bozcaada, Foça, İzmir, Kuşadası, Bodrum, Yalıkavak, Güllük, Aksaz, Fethiye, Antalya, Mersin, İskenderun, KKTC Gazi Mağusa…

Vakti olan bugün limanlara gidip bu gemilerimizi ziyaret etsin. Denizciliğimizin daha çok gelişmesine katkı sunmuş olur.

Selam ve dua ile…