Her türlü hastalığın anası derler ya stres… İnsan faydalı düşünmeyi ve düşünerek eğlenmeyi de ihmal etmemeli. Çünkü yaşam enerjisinin en önemli olmazsa olmazıdır bu… Sevdiklerinizle neşelenin ve pozitif enerji yayın. Size de sevdiklerinize de çok faydası olacağını göreceksiniz.

Bugün, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü… Bugün birçok tiyatro sahneleri ücretsiz olacak. Haydi hep birlikte ücretsiz tiyatrolara gidelim. Dünya Tiyatro Günü, tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmekte. Dünya Tiyatro Günü’nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamakta.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları da bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde oyunlarını sanatseverler için ücretsiz olarak sahneleyecek. Sevdiklerinizle birlikte gidin ve bu fırsatı kaçırmayın.

Tiyatro sanatının gelişmesi Türkler’in Anadolu’ya gelmeleri, özellikle de İstanbul’u fethetmeleri (1453) ve burayı başkent yapmaları ile daha da hızlandı. Bu dönemden sonraki Türk tiyatrosu geleneksel tiyatro ve batı etkisi altında gelişen tiyatro olarak ele alınabilir. Geleneksel Türk tiyatrosu, Geleneksel tiyatro başlığı altında genellikle kukla, meddah, Karagöz, ortaoyunu ve köy seyirlik oyunu gibi gösteri türleri yer alır.

Geleneksel tiyatroda güldürü öğesi ön plandadır. Bunlardan seyirlik köy oyunlarının kökeni tarihöncesi bolluk törenlerine ve ilkel inançlara uzanır. Bunlarda Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri inançların izleri olduğu gibi, Anadolu’da daha önce yaşamış olan toplulukların kültürlerinin de katkısı vardır. Bu oyunların başlangıçta amaçları zamanla değişmiş olsa bile, Türk köylüsünün bu geleneği sürdürdüğü görülür.

İstanbul’da Osmanlı döneminde el kuklası, ipli kukla, sopalı kukla, araba kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, iskemle kuklası gibi değişik türde kukla gösterileri 19. yüzyıla kadar geliştirilerek sürdürüldü. Ama kukla sanatı, ondan daha eski bir gösteri olan meddahlık ve İstanbul’a 16. yüzyılda geldiği sanılan Karagöz kadar yaygın olmamıştır. Meddahlık, bir konuyu oynayarak anlatma sanatıdır ve İslam ülkelerinde oldukça yaygın bir gelişme alanı bulmuştur. Öbür gösteri türlerinde güldürüye ağırlık verilmesine karşılık meddahlıkta acıklı, duygusal, dinsel ve kahramanlıkla ilgili konulara da rahatlıkla yer verilebiliyordu. Aynı zamanda kıssahan diye anılan meddahlar, sarayda olduğu gibi halk arasında da büyük ilgi görmüş, özellikle kahvehanelerde İstanbulluların eğlence gereksinimini yüzyıllar boyunca karşılamıştır.

Fatih Sultan Mehmed’in sarayında Mustafa, Balaban Lâl ve Ömer adlı kıssahan ve nedimleri daha sonra, II. Selim döneminde Nakkaş Hasan, Çokeydi Reis, III. Murad döneminde ise Meddah Eğlence, Lâlin Kaba diye bilinen Bursalı Seyit Mustafa Çelebi ve Derviş Hasan gibi meddahlar izlemişlerdir. Bu geleneksel temaşa türü İstanbul’da Cumhuriyet döneminin ilk yıllarına kadar daha pek çok sanatçı yetiştirmiş, bunlardan Şükrü Efendi, İsmet Efendi ve Meddah Sururi gibi sanatçıları görüp dinlemiş olan bazı İstanbullular onların ününü canlı birer tanık olarak günümüz kuşaklarına bile iletmiştir.

Günümüzde bazı televizyonlarda güldürü şovları adı altında tiyatro sahneleri büyük ilgi görüyor. Bunun nedeni de insanın gülerek düşünme ihtiyacını karşılamasıdır. Mutlu insan, sevgi dolu insandır. Sevgi ise iyiliği ve güzelliği yayar.

Dünya Tiyatro gününü, ücretsiz tiyatroya giderek sevdiklerinizle eğlenmenizi dilerim.

Selam ve dua ile…