28 Şubat rezaletinin üzerinden bir nesle yakın zaman geçti. Şimdi 30’lu yaşlarda olan birine 28 Şubat deseniz anlamsız gözlerle bakıp güler…

Hatta dalga bile geçer: “Yılın en kısa ayı değil mi?”

Haksız da sayılmaz!

28 Şubat darbe sürecinin etkileri için “bin yıl sürecek!” diyorlardı.

İkna odalarına tıktıkları, başörtüsü sebebiyle okullardan kovdukları genç kızlara bakıp pis pis sırıtan hoca müsveddesi darbecileri…

Asker ocağındaki evlatlarının yemin törenlerini tel örgüler arkasından izlemek zorunda bırakan annelere hakaret eden bol yıldızlı, pırpırlı darbecileri…

Verdikleri ilanlarla gazete yönetimlerini ele geçirip Müslümanlar aleyhine kışkırtıcı yayın yaptıran gazete patronu darbecileri…

Yeşil, sarı, mavi diye iş âlemini kategorize edip, belli bir zümrenin semirip gürbüzleşmesi için ‘öteki’ni yok eden holding sahibi darbecileri…

Başörtülü, cübbeli, tesbihli…

İnancı gereği yaşayanların üzerine kuduz köpek gibi saldıran şucu, bucu mankurt kafalı darbecileri…

Hiç unutmadık, bin yıl geçse de unutmayacağız, derken…

Mahkemenin 28 Şubat kararı ile buz kestik.

Mahkeme darbecileri hem akladı hem de mahkûm etti, iyi mi?

Unvanlarını saymaya gerek, kısa bir taramayla ulaşılabilir…

Çetin Doğan, Çevik Bir, İsmail Hakkı Karadayı, Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılı, ve dönemin ‘ikna odacı’larının başı YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün de aralarında olduğu 21 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Cezada indirim yapılarak müebbet hapse çevrildi.

İşin garibi…

Mahkeme heyeti, müebbet hapse mahkûm olanlara “yaş ve sağlık durumları”nı dikkate alarak hapis cezası vermedi!

Sadece yurt dışına çıkamayacaklar. Her ay karakola gidip imza verecekler. Rütbelerinin sökülmesi anlamına gelen TSK ile ilişkileri kesilecek.

Birkaç soru soralım:

28 Şubat döneminde darbeciler tarafından cezaevine tıkılan onlarca masum insan zindanlarda çürürken… Onları kodeslere tıkanlara verilen bu ‘ceza’ ne iş!Şili diktatörü Pinochet tutuklandığında 82 yaşında idi. Ayrıca sağlık sorunları da vardı. Şimdi ne yapacağız?Mesela Çetin Doğan’ın ve onun gibilerin emekli maaşları kesilecek mi? Er seviyesine inecekler mi? Nedir?Darbeciler müebbet hapislerini Ege’nin Bodrum, Fethiye gibi seçkin beldelerinde mi geçirecekler? Veya ‘gerçek ev hapsi’ne alınacaklar mı?Eğer Bodrum veya başka bir yazlık beldede bize nanik yaparak cezalarını çekecekler ise… Elleri sopalı dönemlerinde darbeciler tarafından hayatları karartılan masum 28 Şubat mağdurları/ mahkûmlarının da cezalarını -en azından- evlerinde çocuklarıyla birlikte tamamlamaları konusunda bir irade ortaya konulacak mı?Bir kadının mini eteğine bir sapık dokunduğunda bütün memleketi ayağa kaldıran birtakım mahfillerin, başörtüsü zulmüne uğrayan binlerce öğrencinin hayatlarını söndüren darbecilere verilen cezaya tepkileri ne olacak?Veya hâlâ 28 Şubat travmasını atlatamayanlara bu kararlarla ilgili fikirleri sorulacak mı?

İsmail Hakkı Karadayı’nın karar sonrası yaptığı, “Moralim iyi. Olay tamamen akla mantığa aykırı ve hukuk dışıdır. Mahkeme kendi itibarını düşürmüştür. Doğrudan siyasi bir dava olduğu meydandadır…”

Ve 28 Şubat’ın ceberut ismi Çetin Doğan’ın “Tek bir delil, tek bir şey yok. Kanaate dayalı, söylentiye dayalı bir belge gösterin, yok. Türkiye’de yok zaten adalet. Bu olayın komikliği evvela şimdiki Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı ve Cumhurbaşkanımız, kızları birisi 13, birisi 16 yaşında mağdurlar arasında. Sevinmişlerdir ceza verildiği için” açıklamalarını okuyunca bu soruları sormak geçmiyor bile içimizden…