Ey zaman, ey kader,

Ademoğluyum ben,

Ademoğlu –

Tanrı’nın soluğu yani…

Canımla oynama benim,

Tepemi attırma şimdi,

Sonra, kat kat kabuklarına,

Katmanlarına ayırır,

Havanda döver,

Unufak ederim seni,

Yetmedi, sözün yağıyla,

Ruhumun, an be an

Değişen renkleriyle

Karar, karar da – sonra

Yere de, göğe de

Boya niyetine sürerim seni,

Artanını da rüzgârlara,

Yağmurlara – ve sahrada

Evinin yolunu arayan

Biçare dereciklere,

Boşalmış kadehlere

Ve boş geçen ömürlere

Dökerim, saçarım seni!

Körlük Sanatı

Yaşlanınca, iki gözünün de

Kör olmasından mı korkuyorsun?

Yetmez mi fazlasıyla sana

Şimdiye kadar gördüklerin?

Otur ve ara şimdiden,

Kendi içinde dolaş ve keşfet

Körlüğü cennete çevirmenin

Sana has yollarını;

Gözlerini kapa – ve ruhunda

Gördüğün cehennemi,

Kalemle, mızrapla, ney’le

Bağa bahçeye çevir şimdiden.

27 Mayıs 2015

‘Acı Otlar’ Kitabı