Allah nasip ederse bundan sonra Diriliş Postası’nda yazılarımla karşınızda olacağım. Aslında uzun zamandır çeşitli mecralarda dostlarım, ailem düşündüklerimi yazıya dökmem konusunda ısrarcı oldular, ancak ben böyle bir sorumluluğu üstlenme konusunda şimdiye kadar geri durdum. Son zamanlarda bu fikrim değişti, çünkü öyle günler yaşıyoruz ki dağarcığında sözü, kaleminde mürekkebi olanın var gücüyle mücadele etmesi gerekiyor. Bundan böyle haddim olmayarak dilim döndüğünce, kalemim el verdiğince duygu ve düşüncelerimi inşallah buradan sizlerle paylaşacağım.
AFRİN’DE UYANAN DEV
Emperyalist ülkeler I. Dünya Savaşı’ndan sonra Sykes Picot ile çizdikleri yapay sınırlar, devletçikler ve kukla yöneticileriyle kendi çıkarlarını garanti altına aldılar. Sınırların aralarına da ileride patlatmak üzere etnik ve mezhepsel mayınlar döşediler. Çizdikleri sınırlar 100 yıl sonra ihtiyaçlarına cevap vermez olunca bugün o devletçikleri şehirlere bölmeye, döşedikleri mayınları da bir bir patlatmaya karar verdiler.
Fakat 100 yıl önce tutan plan bu sefer işlemez oldu. Zira burnunun dibinde plan yaptıkları dev artık uyandı. Milletinin değerleriyle barışan, içindeki vesayet odaklarını çökerten, ekonomik sıkıntıların üstesinden gelen, kendi silahını üreten, darbeleri paçavraya dönüştüren, içeride kendisine biçilen bütün oyunları tek tek bozan Türkiye, şimdi de sınırları dışarıda tezgâhlanan ve bekasına kast edilen oyunları başlarına çalmaya başladı.
15 Temmuz işgal girişiminden tam 39 gün sonra 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Operasyonu ile ABD’nin PKK koridoruna hançer çeken Türkiye, 20 Ocak 2018’de de Zeytin Dalı Operasyonu ile sınırlarında hiçbir terör örgütüne yaşam hakkı tanımayacağını bütün dünyaya ilan etti.
PKK KÜRTLER’İ TEMSİL EDER Mİ?
PKK hiçbir zaman Kürtleri temsil etmedi. Kurulduğu günden bugüne Kürtlerin örfünü ayaklar altına alan, dini değerleriyle dalga geçen ve kendisine biat etmeyen her renkten Kürdü “hain” ilan ederek ya öldüren ya da kaçmalarına sebep olan PKK’nın İslam’ın öz evlatlarını temsil edebilmesi mümkün mü? Asla! Zira Kürtler’i Kürt yapan bütün değerleri hiçe sayan PKK’ya vurulan her darbe onların nefes almasını sağlıyor.
AFRİN’DE HEDEF KÜRT “KAZANIMLARI” MI?
Afrin’de Kürtler hiçbir zaman söz sahibi olmadı. “Egemen” olan (Marksist-Leninist kökenli) PKK ise ABD’nin çıkarları doğrultusunda mayın eşekliği yapıyor. Afrin’de Kürtler değil, kanını gâvurun projelerine pazarlayan PKK vuruluyor. Emperyalizmin gölgesinde özgürlüğün yeşermeyeceğine defalarca satılan Kürtler en büyük şahittir.
ASIL KURTULUŞ
Özgürlüğümüz gâvurun eli-ayağı olmakta değil, İslam sancağı altında el-ele, omuz-omuza vermekten geçiyor. Etnik kimlikleri geriye, İslam’ı öne çıkarabildiğimiz ölçüde kardeşliğimiz büyüyor. Birliğimizi yerle yeksan eden ırkçılık belasını ayaklarımızın altına alabildiğimiz kadar yükselebiliyoruz. Şeytanın hiçbir fitnesinin sızamayacağı bu kardeşliği koruyabildiğimiz kadar gâvurun topraklarımızda nefes almasını engelleyebiliyoruz.
Ezcümle ülkemize sahip çıkmanın yolu, Türk-Kürt demeden kardeşimize sımsıkı sarılmaktan geçiyor. Bizi bundan alıkoyan her şey şeytan şer planlarına hizmet eder. Bedeli can da olsa kardeşinden vazgeçmeyen Habil’lere selam olsun!