İYİ Parti Lideri Cumhurbaşkanına ‘Netanyahu’ benzetmesinden ötürü nedamet getirdi mi?

Bu güne kadar ne parti cephesinden ne de Akşener’in şahsından bir ‘yanlış anlaşıldım’ açıklaması geldi.

Aynı Akşener, 1997 yılında Meclis’te Apo için “Ermeni dölü” demiş ve sonra da “En büyük pişmanlığım Apo için söylediğim Ermeni dölü lafıdır. Çok çirkin bir laftı ve hala hatırladığım zaman kendimi kötü hissediyorum” diyerek ‘özür’ dilemişti.

Akşener’in siyasi çizgisinde benzer iniş çıkışlara ve gaza gelmelere sık rastlanılıyor;

Mesela;

İçişleri Bakanlığı döneminde bir mafya liderine MİT’in yapacağı operasyonu önceden haber vererek kaçmasına yardımcı olmuştu.

Yine bakanlığı döneminde bir devlet bakanı, bir Yargıtay üyesi ve Hürriyet gazetesi yöneticilerinin hukuk dışı yollarla elde edilmiş ses kayıtlarını gazetecilerle paylaşmıştı.

Sık sık Tansu Çiller’in öğrencisi olduğunu dile getiriyor olmasına rağmen ANAP’a geçmeye çalışmıştı.

Kuruluşunda yer aldığı AK Parti’den aday gösterilmeyince de “bizi vitrinde kullanacaklardı” diyerek yollarını ayırmıştı.

‘Başbuğ’ olarak kabul ettiğini söylediği Türkeş’in sağlığında MHP’ye katılmayıp vefatından 4 yıl sonra genel başkan adayı olarak partiye girmiş, 2015 seçimlerinin ardından kurultay çağrısı yaparak Bahçeli’nin parti içindeki bir numaralı muhalifi olmuştu.

Yer darlığından bu kadar sıralayabildim. FETÖ klasörünü açmadım. Bu hususta şimdilik birkaç dosya başlığı;

Akşener’in prensinden FETÖ imamına huzur hakkı, İyi Parti FETÖ mağdurlarını kullandı, İnce ve Akşener FETÖ’nün hedef aldığı kurumları kapatmayı vadediyor, Koray Aydın FETÖ konusunda çark etti, İyi Parti’nin iletişim sorumlusu ‘FETÖ projesi’ çıktı, İyi Parti’de görev alan FETÖ destekçileri, Akşener’den Can Dündar savunuculuğu, Emre Uslu’nun son umudu Meral Akşener, Akşener'in avukatı FETÖ'den tutuklandı…

Teröre destek veren partiyle bazen gizli gizli bazen de içli dışlı ittifak veyahut anayasa hazırlıkları iddiaları sık sık gündeme gelen Akşener’in Erdoğan’a ithamlarının altında Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarında Akşener’i muhatap almaması yatıyormuş.

Anketçi ve siyaset araştırmacıların ortaya koyduklarına göre Erdoğan’ın hedef aldığı siyasetçilerin oyları artıyormuş ve Akşener’in de bir şekilde kendisini Erdoğan’ın hedefi haline getirmesi gerekiyormuş.

Daha önce yazmıştım…

Meclis’te gurubu bulunan muhalefet partilerinin tek icraatları, hafta boyunca Meclis grup toplantısında yapacakları konuşmanın hazırlık çalışmalarıdır.

Gündemi takip eden danışman kadrosuyla hafta sonu temas edilecek konuların başlıkları sıralıyorlar ve bunu metin yazarlarına “Pazartesi’ye kadar hazır olsun. En son ben yeniden üstünden geçeceğim” talimatıyla zimmetliyorlar.

Akıllarına bir mevzu daha geldiğinde “bu konuya da temas etmesem olmaz” diye tekrar not ettiriyorlar…

Sonra nur topu gibi bir konuşma metni hazır…

Ve fakat farkına varamadıkları bir sıkıntı;

Metni hazırlayan kalem erbabı her seferinde farklı farklı kişilerden oluşuyor olsa gerek ki, bir önceki konuşmada siyah denilene, bir sonraki konuşmada beyaz denildiği dikkatlerden kaçıyor.

Şimdi Akşener sorar mı danışmanlarına, Cumhurbaşkanı’nın İsrail'in Kudüs ve Gazze'ye saldırılarına karşı duruşunu, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "Yahudi halkına karşı düşmanca" diye niteleyerek kınadıklarını belirtmesine rağmen nedir bu Netenyahu benzetmesi?

Yine mi baltayı taşa vurduk ve

Yine mi, ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabildik.