Geçen hafta, M Nesli’nin küresel bir etki oluşturarak geniş Müslüman nüfusunun geleceğini şekillendirip yönlendirmesi konusunu irdelemiştik. M Nesli fikir ve düşünce dünyasıyla birlikte farkında olmadan çeşitli küresel sistemlerin çemberi içine dahil olmakla birlikte kullanışlı bir meta haline de gelmektedir. Örneğin; 2013 yılında Papa Francis şöyle diyor: “Paranın hizmet etmesi gerekiyor, yönetmesi değil.” Papa’ya göre hizmet edilmesi gereken alan insanlığın ortak dini olmaya aday “Deizm”dir. Gelecek yıllarda Müslüman orta sınıfı temsil etmek isteyecek olan M Nesli yeni kültür ve yeni kimlik politikalarıyla küresel sisteme entegre gençler üretmek isteyecektir. Biz “Türkiye olarak neslimizi bu gibi dış etkenlerden nasıl koruyabiliriz”i irdeleyeceğiz bu hafta.

Günümüz dünyasında gençlerimizi korumak bir hayli güç. Bu durum Türkiye’nin geçmişiyle birlikte daha da güç bir hal alıyor. Dünün fakirleri yahut orta hallileri bugün zengin oldular. Burjuvazi de diyebileceğimiz bu sınıf, kozmopolit idi. Bu sınıf kahve ve bakkalları ile Rum, modaları ile Fransız, paltoları ile İngiliz, telakkileri ile hümanist veya beynelminel, müzikleriyle İtalyan yahut İspanyol, servetleri ile egoist idiler. Kıyafetlerimizde, musikimizde, ahlak sistemimizde görülen bugünkü keşmekeşliği, bundan başlatmak gerekir. “Zulüm 1453’te başladı” öyle gelişi güzel söylenmiş bir cümle değil. Dünün fosilleşmiş yapılarının günümüze kadar geldiğinin göstergesidir. Artık bizlerde kısır tartışmalardan sıyrılıp Beka-yı Neslimizi inşa etmek zorundayız. Yarının Türkiye’si Beka-yı nesle bakar hep, beka-yı nesli sorar. Çünkü hayatın yegane gayesidir; o gaye olmasa Türkiye olmaz, yarınlar olmaz.

Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı danışmanı olarak atanan Mariam Kavakçı tarzıyla, giyim kuşamıyla ciddi bir gündem olmuştu. Hayatını Amerika’da geçirmiş bir genç için gayet normal olan tavırları ülke olarak garip karşılamıştık. İşte 2 haftadır size anlattığım M Nesli’ni burada görebilirsiniz. Mariam’ın yaşadığı çevre ve etkilendiği kültür bakımından normal olan davranış biçimleri bizlere normal gelmemişti. Batı’daki İslamofobi gibi Müslümanlar’ı dışlayan düşüncelere karşı çeşitli kültür biçimleri oluşturup onları benimsemek zorunda kaldılar. Şimdi burada yapılması gereken şey ise; başkanlığını Mariam Kavakçı ya da Sayın Erdoğan’ın belirleyeceği bir genç tarafından oluşturulması gereken Cumhurbaşkanlığı Gençlik Çalışmaları ve Araştırmaları Ofisi kurulmasıdır. Var olan gençlik ofislerinin işlerliği yeni nesil açısından işlevsiz kalmaktadır.

Gençlerin çözümlere ihtiyacı var ve problemlerini başkasının çözmesini beklemiyor. Yeni fikirler ve düşünceler geliştirerek kendilerini görünür kılmak istiyorlar. Bende diyorum ki eğer ki bu ofisler kurulursa gençlerin yapmış olduğu tüm çalışmalar devlet kontrolünde olur. Çocuğun babasının gözleri önünde güvenle oynaması gibi. Bunun yanında, devlet; bürokrat vb. atamalarında birden çok yerde görevi bulunan kişilikler yerine ve merkezin etiketli gençlerinden ziyade çevrenin nitelikli gençlerine görev vermelidir. Yarınlarımızın güvencesi olarak beka-yı nesl’imizi inşa etmeye bunlardan başlamalıyız.