Türkiye’de azgın bir azınlık grup var, kendilerini devletin de milletin de sahibi san/y/ıyorlar. Milletin değerleriyle, kutsallarıyla, gelenekleri ve görenekleriyle; imanlarıyla, inançlarıyla, inancının getirdiği yaşam tarzıyla sorunu var bu azgın azınlığın!.. Bundan dolayı milletle de, değerleriyle de savaş hâlindedirler!..

Milletin içindeki oranları %20’yi bulmaz ancak öyle bir fırtına estiriyorlar ki ülkenin ekseriyetinin bu fikirsiz, şuursuz, inançsız soytarılardan oluştuğunu sanıyorsunuz.

Her şeyi kendilerine göre yorumluyorlar, her şeyi kendilerine yontuyorlar. Her şey kendilerinin hakkı, doğrunun yegâne temsilcileri kendileri, saygıyı hak eden sadece kendileri; kutsal ve dokunulmaz olan sadece kendileri ve kendi yaşam tarzları!..

Kendilerinden farklı olanlar mı?

Onlar, ancak kendilerine çizilen sınırların dışına çıkmadığı, yeni taleplerle ortaya çıkıp efendilerine(!) rahatsızlık vermediği sürece izin verdikleri kadar, izin verdikleri tarzda yaşayabilirler. Bu sınırları ihlal ettiklerinde anında yaygara kopartılıp lince tabii tutulurlar!..

İdeolojisi, siyasi görüşü, fikirleri, inancı kendilerinden farklı olana her türlü zulmü yapma, hayatı zindan etme, işini elinden alma, sövme, dövme, toplumsal lince tabii tutma hakkı bu azgın azınlığın tartışmasız hakkıdır.

İslam’a, Allah’ın emirlerine, yasaklarına riayet ederek yaşamayı tercih etmiş; bu ülkenin milli manevi değerlerini benimsemiş Müslümanlar; bu azgın azınlıktan gelen her türlü zulme boyun eğmeli, ne kadar haksızlığa uğrasa da ses çıkarmamalı, en fazla kendi köşesine çekilip sessizce ağlamalıdır. Fazlasını yapıp karşı koyarsanız hem söverler hem döverler hem de hayat tarzımıza müdahale ediyorlar, bize yaşama hakkı vermiyorlar, mahalle baskısı yapıyorlar diye yaygara koparırlar!..

İkiyüzlüdürler, riyakârdırlar, zalimdirler, insanlıktan nasipsizdirler; tek ölçüleri, tek kutsalları, tek vazgeçilmezleri maddiyattır!.. Madde için yaşarlar, kapital için ölürler, para için her şeyi yaparlar!..

Alkolün, sarhoşluğun her kötülüğün anası olduğunu bilirler ama içki içip sarhoş olmayı çağdaşlık ölçüsü görüp gösterip alkolü teşvik ederler!..

Bunlara göre modern olmanın ölçüsü; bedeni açabildiğin kadar açmak, teşhirciliği yayabildiğin kadar yaymaktır!..

Yine bunlara göre namus, bekâret, aile, nikâh, haram, helal kavramlarını hayatından çıkarmadıysan yobazın önde gidenisindir!..

Haksızlık ettiğimi, yanlış yaptığımı düşünüp itiraz edeceklere sorarım:

Karaköy’de, Beşiktaş’ta sırf başörtüsünden, İslami kimliğinden dolayı saldırıya uğrayan kızlarımıza “ama, fakat” demeden destek veren Kemalist, laik ya da onların sözcülüğünü yapan gazeteci, akademisyen veya partili gördünüz mü? Görmediniz, göremezsiniz? Hatta ne yaptılar? Suçluyu masumlaştırmaya; şizofrenmiş, hastaymış vb. diyerek suçunu makul göstermeye çalıştılar.

Yine tüm AK Parti seçmenine, Cumhurbaşkanımıza ve sevenlerine ağza alınmayacak küfürler savuran Mehmet Avcı denen ahlaksıza yüksek perdeden tepki gösterip dışlayan gördünüz mü?

Az(g)ınlıklar alıp başını gidiyor mu, gitmiyor mu şimdi?