7 Haziran ve 1 Kasım seçim sürecinde Paralelciler, Beyaz Türkler ve Doğan medya, Demirtaş’ı ve HDP’yi cilalayıp parlatmak için çok büyük efor sarf etti. Doğan medya, Demirtaş’ı televizyonlarına çıkarıp türkü çığırtarak bölücülük çığırtkanlığı yaptırdı. PKK’nin kuyruğu bile olamamış birinden Türkiye lideri çıkarmaya kalktılar. Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmemesi için her türlü kirli oyunun içinde yer aldılar.

7 Haziran’daki kısmi başarıdan sonra zil takıp oynadılar, kınalar yaktılar. HDP’nin içinde yer aldığı bir koalisyonu kurdurabilmek için atmadıkları takla kalmadı. Bunu başaramayıp yeniden seçim sürecine girince yine kaldıkları yerden devam ettiler. Devlete ve millete karşı terör örgütlerinin faaliyetlerini ya görmezden geldiler ya da onların yaptıklarını devletin üzerine yıkmaya çalıştılar.

Ama ne yaptılarsa 1 Kasım’da milleti kandırıp sandıktan istedikleri sonucun çıkmasını sağlayamadılar. İstedikleri sonuç çıkmayınca ne yaptılar peki? Daha seçim akşamı sonuçlar netleşmeye başladığı, Ak Parti’nin tek başına iktidara geleceği anlaşıldığı anda çark ettiler. Başta Cumhurbaşkanımıza, sonra Ak Parti’ye ve kadrolarına karşı etmedik hakaret, yapılmadık kara propaganda bırakmamış olan bu çok onurlu(!) tayfa; bir anda neler yaptıklarını unutup(!) Ak Parti’nin başarısına vurgu yapmaya başladı.

”Utan Ey Büyük Adam” yazısında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a iftiralar atıp hakaretler yağdırıp “katil” diyecek kadar ileri gitmiş olan Ertuğrul Özkök bile o yazının muhatabının Cumhurbaşkanımız olmadığını söyleyecek kadar saf ayaklarına yatıp hepimizi aptal yerine koymaya kalktı. O yazının Cumhurbaşkanımıza yönelik olmadığına milleti, savcıları inandıracağını sanan kişi ya karşısındakileri aptal yerine koyuyordur ya da…  Yine aynı yazar, Berkin Elvan ismini ağzına sakız etmişken “Yasin Börü’yü niçin yazmadın?” diyenlere “Haberim yoktu.” diyebiliyor. Fesubhanallah!..

Demirtaş’ı programına çıkarıp “saz çalıp türkü söyleyen cici lider”, PKK’yi de “kanaryaseverler derneği” gibi gösteren Ahmet Hakan; hiç utanıp sıkılmadan şunları yazabiliyor: “Ey Demirtaş! Yanılttın bizi. Çok ‘Türkiyeli’ bir yüz gösterdin. Meğer o çok Türkiyeli yüz, sadece bir maskeymiş. Aldattın bizi. ‘Hendek siyaseti olmaz’ dedin. Meğer dilin öyle derken kalbin öyle demiyormuş.Kandırdın bizi. ‘Biz artık Türkiye’nin partisiyiz’ dedin. ‘Ayrılık gayrılık istemiyoruz’ dedin. Meğer ne kadar da safmışız.”

Yuh artık!.. Neymiş, neymiş? Saflarmış, kandırılmışlar!!! Eğer gerçekten inandıysan, o kadar saf(!) birinin TV’de program yapıp gazetede yazıyor olması; önce Doğan Medya’nın, sonra tüm Türkiye’nin ayıbıdır. Ve önce Doğan Medya, sonra Türkiye bu ayıptan kısa sürede kurtulmalıdır.

Seçim döneminde Ak Parti’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a olan kinleri yüzünden ülkeyi kaosa, çatışmaya sürükleyecek faaliyetleri aleni destekleyip âdeta HDP ve PKK’nin sözcülüğüne soyunmuş olanlar şimdi “Ayol biz kandırılmışız!” veya “Bilmiyorduk.” diyorlar. Yerseniz…