Her insan doğar, büyür, yaşar ve ölür.

Kimisi zillet içinde yaşar, millete illet olur. Kimisi adalet, merhamet, hakkaniyet ölçüsünde yaşar; milletin sevgisi onun için sel olup taşar.

Kimisi dünyalık her şeye sahip olur ama bir insan için elzem olan şeref, namus, haysiyetten mahrum olur; vatanına ihanet eder, ihanet edenlere kol kanat gerer, sıkışınca ipe un serer, rezilce bir hayat sürer.

Kimisi hayatının her döneminde engellenir, haksızlığa uğrar, iftiralara kurban gider ama hiçbir güç karşısında eğilmez; şerefiyle, onuruyla yaşar; Rabb’imin inayetiyle de başarıdan başarıya koşar.

Rabb’im, hiçbirimizi “AYDIN” görünüp “karanlık” içinde yaşayanlardan, bu topraklarda “DOĞAN” ama başka ülkeler, odaklar için ölenlerden eylemesin.

Rabbim, hepimizi “ER DOĞAN”, yiğitçe yaşayan, ülkesi ve milleti için her fedakârlığı yapan ve ömrünü “TAYYİP” olarak nihayete erdirenlerden eylesin.

Bir insan düşünün ki elinde dünyalık her türlü güç bulunsun: Basını, televizyonu, şirketleri, holdingleri…

Bu ülkede, bu milletin sırtından Karun kadar zengin olsun ama bulduğu her fırsatta onların aleyhine faaliyetlerde bulunsun.

Milletin kutsallarıyla, dini ve millî değerleriyle problemleri olsun. Millete hakaret etmek, kutsallarına saldırmak için fırsat kollasın, bulamazsa fırsat oluştursun.

Hep zalim olsun, zalimlerden yana olsun ama hep mazlum rolünü oynasın.

Ülkede vesayet rejiminin sürmesi için çevirmediği entrika kalmasın; TV’lerinde terör propagandası, gazetelerinde darbe çığırtkanlığı yaptırsın ama hiçbir yaptırıma tabii tutulmasın.

Sahibi olduğu gazeteleri, televizyonları silah olarak kullansın; çalışanlarını iş takipçisi yaptırsın, ihale peşinde koştursun, sonra da basın ilkelerinden bahsetsin.

Kendine muhalif olanları sahip olduğu yazlı ve görsel basın imkânlarıyla itibarsızlaştırsın, insan içine çıkamaz etsin; diz çöktüremediği kişilerin tepkisiyle, dik duruşuyla karşılaştığı zamanda karanlık odaklarla işbirliğine gitsin.

28 Şubat gibi 27 Nisan gibi darbe ve darbeye teşebbüs günlerinde demokrasiden yana değil de demokrasiyi ve insan haklarını katledenlerden yana olsun ama kendini hep en demokrat olarak satsın.

Darbe yapmaya yeltenen olursa hep onların safında yer tutsun, darbe yapacak kimse ortalıkta görünmediği zamanlarda ise darbe çığırtkanlığı yapıp karanlık odaklara darbe davetiyesi çıkarsın.

Sonra da bütün bu yaptıklarının yanına kâr kalacağını, bunların hesabının sorulmayacağını, hep karanlık odaklar tarafından korunacağını düşünerek yaşasın.

Artık devir eski devir değil; oyun oynadığı, kumpas kurduğu, alt etmeye çalıştığı lider de kadrosu da daha önce başını yediği ya da diz çöktürdüğü siyasilere, devlet yöneticilerine benzemez.

Millet de artık eski millet değildir; öyle televizyonlarında, gazetelerinde pişirip piyasaya sürdüğü yalan, iftira haberleri sorgulamadan kabul eden, aba altından gösterilen sopalarla sindirilen millet de yok artık karşısında!..

Ey devletin ve milletin sırtındaki illet!..

Devletin de milletin de sana ve saz arkadaşlarına tahammülü kalmamıştır bilesin!..

Güvenip sırtını dayadığın güç odakları, istediği kadar baltaları çıkarıp bıçakları bilesin!..

Senin ve çok güvendiğin servetinin yok olması için küçük bir kıvılcım kâfidir, yeter ki Rabb’im dilesin!..

Bu ülkede, bu milletin sırtından Karun kadar zengin olsun ama bulduğu her fırsatta onların aleyhine faaliyetlerde bulunsun…

* Tayyip: Çok temiz