“Ben sana mecburum bilemezsin

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum”

Yukarıdaki dizeleri de birçoğunuz zihninizde mıh gibi tutuyorsunuz. Attila İlhan dediğimizde şiirle az bir teması olan kişiler bile bu dizeleri bilir. Peki biz gerçekten Attila İlhan’ın tam olarak Türkiye’nin neyi olduğunu düşünüyoruz? Şairi mi? Gazetecisi mi? Yazarı mı? Dertlisi mi? Ağabeyi mi?

10 Ekim tarihi Attila İlhan’ın vefatının 15. Yılı. Çok çabuk unutuyoruz.  İnsan unutma özelliğiyle vardır. Şairler unutmaların önüne pranga vururlar adeta. Yazdıkları dizelerle destanlaşırlar. Bizler ise sadece saygı ve rahmetle anmakla kalırız.

“an gelir

paldır küldür yıkılır bulutlar

              gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet”

 

Heybetli bir şairdi O. Toplumsal gerçekçi ve Mavici olmasının temel özelliğiydi belki şiirlerinde okuyucusuyla dertleşmek.

Aile ortamı da şairin şair olmasında pek önemlidir. Attila İlhan’ın kız kardeşi Türk Sineması’nın ünlü oyuncusu Çolpan İlhan, Çolpan İlhan’ın eşi de Sadri Alışık’tır. İnsanın insan olmasında ailesinin yeri ve hakikati, kültürel zenginliğine sunduğu katkı da incelikli bir dokunuş oluyor. Bu isimlerin bir arada olduğu aile ortamını görmeyi çok isterdim.

“an gelir

ömrünün hırsızıdır

               her ölen pişman ölür”

Attila İlhan ne zaman toplumsal gerçekçi oldu diye soran olursa 16 yaşında sevdiği kıza yazdığı bir Nazım Hikmet şiirinden dolayı 2 ay hapis yattıktan sonra dersiniz. Nazım Hikmet’i kurtarma operasyonlarına da katıldı.

“son umut kırılmıştır

               kaf dağı’nın ardındaki

                               ne selam artık ne sabah

                                              kimseler bilmez nerdeler

                                                             namlı masal sevdalıları”

Sinema eleştirileri, gazetecilik, yazarlık, senaryo yazarlığı… Hepsini hakkıyla da yaptı. Fakat Attila İlhan’ın Türk soluna getirmiş olduğu eleştirel bakışlar ve Türk aydınına getirdiği eleştiriler İlhan’ın çok önemli bir alaylı sosyolog olduğunu işaret eder. Yakın geçmişimize öz eleştiri yapacak tarzda bakmamızı isteyen Attila İlhan’ın şiirleri tokat gibi çarpar bazı yüzlere. Bu toprağın üzerinde ve bu kubbenin altında söylenecek hakikatleri haykırır, tarihinden ve kültüründen hiç kopmayan bir tarz ortaya koyar.

Lafın kısası benim Attila İlhan gibi hakikatli bir şaire dair söyleyeceğim çok söz var ama sanatın diğer dallarındaki arkadaşlarımıza bazı tavsiyelerim olacak. Tek kişilik bir Attila İlhan tiyatro oyunu görsek mutlu olmaz mıyız? Attila İlhan’ın birçok şiirini Ahmet Kaya seslendirmişti. Peki klasik Türk Müziği ya da farklı alternatif tarzlarda onun şiirlerini yorumlasak. Belki şiirleri hep yaşayan Usta Şair başka sanat eserlerinde de ziyaret eder okuyucusunu. Kim bilir…

görünmez bir mezarlıktır zaman

               şairler dolaşır saf saf

                               tenhalarında şiir söyleyerek

                                              kim duysa / korkudan ölür

-tahrip gücü yüksek-

               saatli bir bombadır patlar

                               an gelir

                                              Attila İlhan ölür