Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye bilir, duman varsa ateşi yakan, köz haline gelsin gelmesin körükleyen bir el olduğuna inanırız. Atalarımızdan yadigâr bu hakikat isme münhasır değişir mi diye soracak olsak, “Zinhar değişmez!” demekten imtina da etmeyiz.
İBB’ye bağlı Kültür AŞ tarafından yayımlanan “1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi”nin mayıs sayısında yer alan “Kedi” belgeselinin tanıtım haberinde yer alan “ERDO-GONE İnşallah, Maşallah” yazılı duvar fotosu gerekçesi ile Kadir Topbaş tarafından kapatılmış olması kamuoyunu hem ateşten, hem dumandan bir kez daha haberdar etmiş oldu.
Dün haber ajanslarının servis ettiği bu haber, gün boyu güncelliğini korudu…
Haber, Kadir Topbaş’ın, “Kültür A.Ş. tarafından yayınlanan 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi son sayısındaki akıl ve izandan yoksun içerik sebebiyle kapatılmıştır. Derginin içerikten sorumlu Yayın Koordinatörü, Yazı İşleri Müdürü ve editörünün iş akitleri feshedilmiştir. Seviyesiz, saygısız ve provokatif içerik ile ilgili sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur…” şeklinde duyuruldu.
Topbaş’ın adı ve savunması ilk kez gündemde değil. 15 Temmuz işgal girişimi esnasında Amerika’da bulunması, başkanlığını yaptığı İstanbul şehrinden başlatılan girişimde vatanına dönmemesi, vatansever herkesi hayrete düşürecek cinstendi. Her ne olursa olsun, gerekirse hükümetten talep ederek o canhıraş feryatların koptuğu gecenin sabahında burada olması beklenirdi. Oldu mu? Olmadı… 20’sindeymiş dönüşü… Hay aksi! Hâlbuki yüzlerce gurbetçi, o gecenin sabahında hiçbir şey yapamasa bile izzetlice ölebilmek, şehitlik mertebesine yükselebilmek umuduyla akın etmişti vatanına…
Keza, mart ayı başında, Fatih Tezcan’ın kaleme alarak köşesine taşıdığı, FETÖ’cü damadının ortaklarından İBB’ye 337 milyon rant ile alımı yapılan Vatan Caddesi’ndeki arsa meselesi de halen izaha kavuşmuş değil.
Ufak tefekleri saymıyoruz. Topbaş hakkında gündeme bomba gibi düşen şu bir kaç haber bile ateşin hacminden, dumanın yoğunluğundan söz ediyor. Kadir Topbaş her haber sonrası yaptığı açıklama ile kendi dumanında kendi ifadeleriyle kendini boğmaya devam ediyor.
Bizler kendi köşemizden izlerken Topbaş ismini kendi dilinden okuduğumuzda, karanlığa gömülmüş bir isimden başka bir şey görmüyoruz. Çünkü gayrı göz gözü görmüyor!
Öte yandan, “Kedi” belgeseli, Ceyda Torun ve eşi Charlie Wuppermann’ın sahibi olduğu Termite Films, Los Angeles’ta bulunuyor. Ve 2017 Şubat ayında Amerika’da pek çok şehirde gösterime giriyor. Topbaş’ın “1453” dergisinin, bu haberi referandumdan sonraya saklamasını da manidar buluyorum doğrusu.
Malumunuz, FETÖ’nün kanalı STV’de 9 ay 10 gün önce yayınlanan darbeye atıf yapılan gazete reklamında olduğu gibi uyuya kalacağımızı hesapladıklarını ve fark edilince çark ettiklerini düşünmeden edemiyorum. Ayrıca, “Kedi” belgeselinde yer alan İstanbul görünümleri ile söz konusu gazete reklamında yer alan görüntülerin benzerliği de dikkat çekici doğrusu.
Rüzgârdan nem kapıyor değiliz; sadece daha dikkatliyiz ve FETÖ’cüler temizleninceye kadar tetikteyiz. Artık daha uyanık bir Türkiye var!