Ramazan

O, bütün çağlar için bir muallim

Sevgili Peygamberimizin (sav); "Mübelliğ, Mübeşşir, Münzir" gibi birçok vasfı vardır. Şüphesiz bu vasıflarından biri de "Muallim" sıfatıdır. O, Allah tarafından biz insanları doğru yolu göstersin diye bir "muallim", bir yol gösterici olarak gönderilmiştir.

O, bütün çağlar için bir muallim
Abone Ol

Sevgili Peygamberimizin (sav); "Mübelliğ, Mübeşşir, Münzir" gibi birçok vasfı vardır.

Şüphesiz bu vasıflarından biri de "Muallim" sıfatıdır. O, Allah tarafından biz insanları doğru yolu göstersin diye bir "muallim", bir yol gösterici olarak gönderilmiştir.

   Peygamberimiz (sav), Allah’ın ona öğrettikleriyle, bütün insanlık ve bütün çağlar için bir muallim hâline gelmiş ve onlara bilmediklerini öğretmiş, doğru yolu göstermiştir.

   Peygamberimiz (sav) de; “Ben ancak bir muallim/öğretmen olarak gönderildim.” buyurmaktadır.

(İbni Mâce)

   En büyük, en iyi eğitici ve öğreticisi (muallim ve mürebbisi) olan Peygamberimiz (sav) bunu layıkıyla yerine getirmiştir.

   Bilim adamı Michael Hart, 1978 yılında kaleme aldığı "En Etkin 100" adlı kitabında; dünya tarihinde etki yapmış 100 şahsiyeti sıralamış ve birinci sırada Hazret-i Muhammed’e (sav) yer vermiştir. Kitap ilk yayınlandığında büyük tartışmalara sebep olmuş, yazar bu tenkitlere şöyle cevap vermiştir: 

  “Dünyanın en etkili insanlar listesinin başına Hz. Muhammed’i (sav) koymam bazı okurları şaşırtabilir, bazılarını da kuşkuya düşürebilir. Ancak Hz. Muhammed (sav), tarihte hem dinî hem de din harici sahada üstün başarılı olan tek insandı. 14 asır geçmesine rağmen Hz. Muhammed’in (sav) etkisi hâlâ güçlü bir şekilde devam etmektedir. Hz. Muhammed (sav); dinî ve ilmî alanda güçlü ve başarılı bir devlet kuran tek siyasi liderdir. Bu sebeple O, insanlık tarihinde en etkili olan kişi olmaya hak kazanmaktadır.”

   Peygamberimiz (sav); insanlığı değiştirirken imani ve insani metotları kullandı. Hepimizin bunları öğrenmeye ihtiyacı vardır. Sevgili Peygamberimizin (sav) nasıl bir muallim olduğunu gösteren metotlarından bir kısmını burada vereceğiz:

   PEYGAMBER EFENDİMİZİN EĞİTİM METODLARI

   Efendimiz (sav) insanlara merhametle yaklaşırdı.

   Yaşayarak öğretirdi.

   Dinî hükümleri kademeli bir sistemle yavaş yavaş öğretirdi.

   Talim ve terbiyede basitten zora doğru bir yol takip ederdi

   Öğretirken itidale ve insanları bıktırmamaya dikkat ederdi.

   Şahsî farklılıkları göz önünde bulundurdu.

   Karşılıklı konuşma ve soru-cevap metodunu kullanırdı.

   Muhatabını aklî ve mantıkî izahlarla ikna ederdi.

   Zekâlarını açmak ve bilgi seviyelerini ölçmek için sualler sorardı.

   Teşbih, temsil ve mukayeseler yapardı.

   Mevzuyu izah etmek için şekiller çizerdi.

   Sözle beraber jest ve mimiklerini de kullanırdı.

   Muhatabına yumuşaklıkla mukabelede bulunurdu.

   İnsanları eğitirken onlara iltifat ederek teşvik etme yöntemini kullanırdı.

   İnsanların kusurlarını yüzlerine vurmazdı.

   Muhatabının sorusuna ne eksik ne fazla, tam cevap verirdi.

   İhtiyaca binaen soruya fazlasıyla cevap verdiği de olurdu.

   Bazen muhatabını, sorduğu şeyden daha mühim bir hususa yönlendirirdi.

   Bazen kendisine yöneltilen soruyu tekrarlatırdı.

   Verdiği cevabı tekrar ettirirdi.

   Muhatabına sorular sorar, doğru cevap verdiğinde onu takdir ederdi.

   Kabiliyetleri keşfedip geliştirirdi.

   Huzurunda vuku bulan bir hadise karşısında doğru ise sükûtu tercih ederdi.

   İmkân ve fırsatları eğitim için değerlendirirdi.

   Latife ve şaka yoluyla öğrettiği şeyler de olurdu.

   Ehemmiyetine binaen sözünü üç kere tekrar ederdi.

   Meselenin ehemmiyetini göstermek için oturuşunu ve duruşunu değiştirirdi.

   Sözlerinin kalıcı olması için muhatabın omzunu veya elini tutardı.

   Önce veciz bir şekilde söyler; sonra tafsilat verirdi.

   Bazen konuyu madde madde anlatırdı…

   Vaaz ve nasihat ederdi. Sohbet meclislerine önem verirdi.

   Muhataplarına ihsan ve ikramda bulunurdu.

   İnsanlara akıllarının almayacağı bir söz söylemezdi.

   Önceki insanlara dair kıssa ve haberler naklederdi.

   Hayâ edilen meseleleri öğretirken nazik bir giriş yapardı.

   Kadınlara öğretmeyi ve nasihat etmeyi de ihmal etmezdi.

   Temayülleri hayra yönlendirirdi.

   Devamlı hayırlı şeyleri telkin ederdi.

   Bazı mühim hataları hemen düzeltirdi.

   Talim ve tebliğde yazıyı kullanırdı.

   Bazen çocuklara “Yavrucuğum” diye seslenir, duygu dünyalarına hitap ederdi

   O'nun eğitimcilere çağrısı: “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin” idi.

   Yabancı dilleri öğrenmesi için bazı sahabeleri vazifelendirirdi.

   Ümmetinin terbiye ve tezkiyesi için dua ederdi.

   Toplu eğitim seferberliği başlatmıştı.

Sünnetiyle bizi terbiye ediyor 

    Resulullah (sav) nübüvvetle birlikte insanlar arasında ilmi yaymaya çalıştı.

  Açıklamalarının güzelliği, konuşmasının düzgünlüğü, sözlerinin netliği, üslubunun tatlılığı, uyarılarının nezaketi, son derece müşfik oluşu, kızgınlığında bile hikmetli davranışı, son derece dikkatli ve uyanık oluşu, insanlara aşırı ilgisi ve merhametiyle O, gerçekten de bu dünyada en güzel muallim ve mürebbidir.

    Evet, Peygamberimiz (sav) şimdi aramızda yok. Ama O, sünnetiyle aramızda yaşıyor. 

Sünnetiyle bizleri, dünyadaki tüm Müslümanları terbiye etmeye devam ediyor. Ancak bizler bu terbiyeden ne kadar nasipleniyoruz?

Bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderildi

    Allah; Peygamberimize (sav) Kur'an-ı Kerim’i göndererek öğrettikleriyle, onu bütün insanlık ve bütün çağlar için bir muallim hâline getirmiştir. O da insanlara bilmediklerini öğretmiş, doğru yolugöstermiştir:

   Nitekim kendi içinizden size ayetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitap’ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resul gönderdik. (Bakara, 2/151)

  “Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Sebe, 34/28)

   Sen gerçekten onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. (Müminun, 23/73)

   Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

   Doğru yol üzerindesin. (Yasin, 36/3-4)

   Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın. (Zuhruf, 43/43) 

  “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.” 

(Tevbe, 9/128)

    İşte böylece sana da emrimizle Kur’an’ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin.

Biz Kur’an’ı bir nur yaptık ki onunla kullarımızdan dilediklerimize yol gösteriyoruz. 

Sen de şüphesiz dosdoğru bir yola rehberlik ediyorsun. (Şura, 42/52)

    "Allah’ın sana lütfu ve esirgemesi olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti.

Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Çünkü Allah sana kitabı indirdi, hikmeti verdi ve sana bilmediklerini öğretti. Allah’ın sana olan lütfu çok büyüktür." (Nisa, 4/113)

    (Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur’an’ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki; sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.

(Yusuf, 12/3)

    Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın. (Hac, 22/67)

Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis

Kim iyi amel işlerse...

“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl, 16/97)

Kalpleriniz ve amelleriniz

“Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim)

AYET VE HADİSLERDE YETİM

Yetimi iyi yetiştirmek hayırlıdır

   Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hâkimdir. (Bakara, 2/220)

En hayırlı ev

   Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır:

 “Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetime iyi davranılan evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de yetime kötü davranılan evdir.” (İbn-i Mâce) 

ORUÇ FETVALARI

Kulak damlası

   Kulak damlası orucu bozar mı?

   Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu bozmaz.

   Kulak zarında delik bulunsa bile kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için; ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem, yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası orucu bozmaz. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

HADİSLERLE İSLAM

İtikâf

Peygamberimizin eşi Hz. Âişe'nin (ra) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) vefat edinceye kadar

Ramazan'ın son on gününde itikâfa girerdi… (Buhari)

Altından değerli

Ne güzel uyarı

Kalbin köşküne kurulmuşsa nefs; insan da bir, hayvan da bir. 

 Edep örtüsünü giymemişse beden; bahar da bir, hazan da bir.

 Haram lokmaya alışmışsa kursak; aç da bir, tok da bir.

 Hâline şükrü unutmuşsa insan; az da bir, çok da bir.

 Merhamet elini tutmamışsa vicdan; zalim de bir, mazlum da bir.

 Bildiği ile amel etmemişse dimağ; alim de bir, cahil de bir.

 Samimiyetten nasibini almamışsa akıl; akil de bir, mecnun da bir.

 Hz. Mevlâna

Hadislerde hayat düsturları

Haddinden fazla sevmen

Bir şeyi haddinden fazla sevmen seni kör ve sağır eder.

Efendimiz (sav) Ebu Davud

İNCİ TANELERİ

İçinde ara

Huzuru kendi içimizde bulamazsak başka yerlerde aramak boşunadır.

MİHENK TAŞI

Ölüleriniz çiçekleri kokladığı zaman

Amerikalı iş insanı, bir Çinliyle alay ederek sormuş:

-Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?

Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:

-Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman. 

İBRETLİK KISSALAR

Namazını da kaza eder misin?

  Bir gün, âbidlerden bir zat, padişahın evinde verilen bir ziyafete katılmış. Normal zamanlarda kıldığı namazdan daha fazla namaz kılmış. Sofrada ise az yemek yemiş ve henüz doymamışken sofradan kalkmış. Sonra evine dönmüş, durumu eşine anlatmış ve yemek istemiş. Yanında bulunan küçük oğlu,babasının anlattıklarına karşılık olarak şöyle demiş:

  “Babacığım, namazını da kaza eder misin? Çünkü sen Allah için değil, göze girmek için padişahın huzurunda az yemek yemişsin ve normalden daha fazla namaz kılmışsın.”

YAKARIŞ-DUA

Akıbetimizi hayreyle

Ulu Rabbim,

Cümlemizi iki cihanda aziz eyle.

Her iki dünyamızı mamur eyle.

Ahir ve akıbetimizi hayreyle.

Yaşayanlara ve göçenlere rahmet eyle.

Hastalarımıza şifa ver.

NOT EDİN

Ramazan ve Kadir Gecesi

   Kadir Gecesi, Kur’an’da belirtildiğine göre, içerisinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan dahahayırlıdır. Kur’an, Ramazan ayında (Bakara, 2/185) ve bu gecede indirilmiştir. (Kadr, 97/1) Kadir Gecesi’nin Ramazan ayında olduğu kesindir. Ancak hangi güne tekabül ettiği konusunda farklı rivayetler vardır.

  Kadir Gecesi, Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı gecedir. İşte Kur'an-ı Kerim gibi insanlık için bir hidayet rehberi olan kitabın, Kadir Gecesi’nde inmesi, ona müstesna bir şeref kazandırmıştır.

  Bin aydan hayırlı olan bu geceyi ihya etmek, insan için ne büyük bir mazhariyettir, ne büyük mutluluktur.

  Öyleyse Kur’an-ı Kerim'in inmeye başladığı böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerden birisi de Kur’an okumak ve anlamı üzerinde düşünmektir.

  Kadir Gecesi’nin Ramazan’ın hangi gecesi olduğu konusunda birçok görüş ileri sürülmüştür. 

  Alimlerin çoğunluğunun görüşü, Ramazan’ın 27. gecesi olduğu şeklindedir.

  Hz. Peygamber, “Siz Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son 10 günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız.” buyurulmuştur. (Buhari, Müslim, Tirmizî)

  Kadir Gecesi’nin Ramazan ayının 27. gecesinde olduğu (Müslim) genel kabul görmüş olmakla birlikte, Ramazan’ın son 10 gününün tek gecelerinde (Müslim) veya son 7 gecesinde aranması ile ilgili farklı rivayetler de vardır. (Müslim) Dolayısıyla Ramazan’ın son gecelerini Kadir Gecesi’ymiş gibi değerlendirmek gerekir.

  Kadir Gecesi’nin öyle bir anı vardır ki; o anda yapılan ibadet ve dualar kabul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tövbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Özellikle bu gecede Allah tövbelerimizi kabul eder. Bu itibarla çokça tövbe ve istiğfar edelim.

KULAĞINIZA KÜPE OLSUN

Ya kitap okuyacaksın...

Hayatı anlamak için

Ya kitap okuyacaksın

Ya da insanları okumayı öğreneceksin.

İkisini de yapmıyorsan hayat sana çok ders verecek.

ŞAİRLERİN DİLİNDEN 

Seccadem

Beni kimsecikler okşamaz madem.

Öp beni alnımdan sen öp seccadem.

Necip Fazıl Kısakürek