... Allah’ın insanı öldürmesi, ruhun bedenle ilişkisini kesmesidir. Ayette de işaret buyurulduğu gibi ruhun başta gelen niteliği, can ve şuur kaynağı olmasıdır.
Ölüm olayında Allah, ruhu bedenden tamamen ayırdığından beden hem candan hem de şuurdan yoksun hâle gelmekte; uyku denilen psiko-fizyolojik olayda ise can bedende kalmakla birlikte geçici bir duyum ve bilinç kaybı yaşanmaktadır. Bu kayıp bir bakıma ruhun bedeni kısmen terk etmesi anlamına geldiği için ayette uyku, ölüme benzetilmiştir. Ölüm olayında –ayetteki deyimiyle– Allah ruhu tutarken, uyku olayının sonunda ruh, uyanıklıktaki fonksiyonunu yeniden kazanır. Ama bunun da ölümle son bulacak belli bir süresi (ecel-i müsemmâ) vardır. Ayetlerde ifade buyurulduğu üzere, sonunda herkes O’nun huzuruna dönecektir. (Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 621-622)
Geceleyin ölü gibi uyutan
Sizi geceleyin ölü gibi uyutan, gündüzün de ne işlediğinizi bilen; sonra belirlenen bir ecel gelinceye kadar sizi gündüzleri yeniden hayata döndüren O’dur. En sonunda hepiniz O’na döneceksiniz, sonra O size neler yaptığınızı haber verecektir. (Enam, 6/60)
Uyku sırasında, henüz sırrını çözemediğimiz hadiseler cereyan eder. Bir kısım teorilere göre, bu sırada hafızamızda düzenlemeler yapılır. Mesela; kısa dönem hafızadaki bilgiler uzun dönem hafızaya nakledilir. Vücudun diğer sistemleri açısından da uyku vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Bugün dünyanın dört bir yanında, binlerce laboratuvarda uyku ile ilgili çalışmalar yürütülmekte, bir yandan uykunun sırları çözülmeye çalışılırken bir yandan da modern hayatın uyku ile ilgili ortaya çıkardığı sorunlara çözüm aranmaktadır. Kur’an, bazı ayetlerinde uyku ile ölüm arasında paralellik kurar. Ancak unutmamak gerekir ki ölüm, hayatın yokluğu demek değildir; o da esrarengiz bir varlıktır ve Mülk suresinin başında da vurgulandığı gibi yaratılmış olan bir şeydir.
Uyku da ölüme çok benzer bir şekilde, insanın bir ölçüde bilinç kaybına uğradığı, ruh ile beden arasındaki ilişkinin başkalaştığı bu arada, rüya vasıtasıyla insanın başka bir âlem ile temasa geçtiği bir hadisedir. O'nun hakkında ne kadar az şey bilirsek bilelim; şu kadarı kesin bir gerçek ki O, hayatın kendisi kadar hayret verici, hikmet dolu, asla tesadüfle açıklanmayacak olan bir mucizedir.
Eğer öyle olmasaydı, hayatımız üzerinde onun icra ettiği onarıcı ve düzenleyici etkiyi uykudan başka bir şeyle telafi etmek için çırpınan insanlık böylesine aciz kalmazdı.
Gece ile gündüzün niçin yaratıldığını belirten ayetlerden biri şöyledir:
Kullarına merhametinden dolayı Allah, sizin için gece ve gündüzü yarattı ki gece sükûnete erip dinlenesiniz, gündüz de Allah’ın lütfundan rızkınızı arayıp şükredesiniz. (Kasas, 28/73)
(Ayet ve Hadislerle açıklamalı Kur’an-ı Kerim meali
Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Doç. Dr. Halit Zevalsız, Ümit Şimşek)
Uyku ve ecel
Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak O’dur. Bir de O’nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır. Siz hâlâ şüphe ediyorsunuz. (Enam, 6/2)
Gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve Allah’ın lütfundan nasibinizi aramanız da O’nun varlığının delillerindendir. Gerçekten bunda, işiten bir kavim için ibretler vardır. (Rum, 30/23)
Abdullah b. Ebû Katâde'nin (ra), babasından naklettiğine göre, (bir sefer dönüşü hep birlikte uyuyakaldıklarında) Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Yüce Allah dilediği zaman uyutarak ruhlarınızı alır, dilediği zaman da uyandırarak geri verir…” (Nesâî)
Uykudan önce dua
Berâ b. Azib (ra), Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şunları söylediğini bildirmiştir:
Yatacağın zaman namaz için abdest aldığın gibi abdest al. Sonra sağ tarafın üzerine yat ve şöyle de: "Allah'ım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana havale ettim. Sırtımı sana dayadım, sana karşı ümit ve korku besleyerek… Senden sığınacak yer yine sensin, senden kurtulacak yer de yine sensin. Allah'ım! İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberine iman ettim." Şayet o gece ölecek olursan fıtrat üzere ölürsün. Uyumadan önce söyleyeceğin son sözler bunlar olsun. (Buhari)
Şeytandan korunmak için…
Resul-i Ekrem (sav), şeytanın uyku esnasında insana verebileceği namaz vaktini kaçırmak, uyuşukluk ve huzursuzluk gibi zararlardan kurtulmak için şunları tavsiye etmektedir: "İnsan uyuduğunda şeytan onun ensesine üç düğüm atar. Her bir düğümü atarken "Önünde uzun bir gece var, yat!" der. Eğer kişi gece uyanıp Allah’ı (cc) zikrederse düğümün biri çözülür. Kalkıp abdest alınca bir düğüm daha çözülür. Namaz kılınca üçüncüsü de çözülür; böylelikle kişi canlı ve kendini iyi hissederek sabaha girer. Böyle yapmazsa kendini kötü hissederek tembel bir şekilde güne başlar."
Aceleye getirerek mallarını yemeyin
Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (büluğa) erdiklerinde, eğer reşit olduklarını görürseniz mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler ve mallarını geri alacaklar diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. Kim (velilerden) zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Nisa, 4/6)
Yetimi yedirip içirene cennet
Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu:
“Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak, yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.” (Tirmizî)
Fitil ve lavman
Fitil kullanmak, lavman yaptırmak orucu bozar mı?
Ağrı kesici, ateş düşürücü olarak veya diğer bazı amaçlarla makattan; mantar ve bazı kadın hastalıklarının tedavisinde ferçten fitil kullanılmaktadır. Lavman, tıbbi operasyon öncesi veya kabızlıkta kalın bağırsakta bulunan dışkının, anüsten içeriye sıvı verilerek dışarı çıkarılmasıdır. Sindirim sistemi, ağızla başlayıp anüsle sona eren, sindirim borusu ile sindirim bezlerinden oluşur. Sindirim borusu ise ağızla başlar. Ağzın gerisinde yutak bulunur. Sonra yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüs gelir. Sindirim ince bağırsaklarda tamamlanmaktadır. Kalın bağırsaklarda ise sadece su, glikoz ve bazı tuzlar emilmektedir. Kadının ferci ile sindirim sistemleri arasında ise bir bağlantı bulunmamaktadır. Bu itibarla kadınların fercinden kullanılan fitiller orucu bozmaz. Makattan kullanılan fitiller ise her ne kadar sindirim sistemine dâhil olmaktaysa da sindirim ince bağırsaklarda tamamlandığı, fitillerde gıda verme özelliği bulunmadığı ve makattan fitil almak, yemek ve içmek anlamına gelmediği için orucu bozmaz.
Lavman yaptırmak konusunda ise iki durum söz konusudur; kalın bağırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar emildiği için gıda içeren sıvının bağırsaklara verilmesi veya orucu bozacak kadar su emilecek şekilde verilen suyun bağırsakta kalması durumunda oruç bozulur. Ancak, suyun bağırsaklara verilmesinden sonra bekletilmeyip bağırsakların hemen temizlenmesi durumunda, verilen su ile birlikte bağırsaklarda bulunan dışkının dışarıya çıkarıldığı ve bu esnada emilen su da çok az olduğu için oruç bozulmaz. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
HADİSLERLE İSLAM
Allah yüzünü ak etsin
Ebu'd-Derdâ anlatıyor:
“Resulullah (sav) bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu:
"Allah, bizden bir söz işitip, onu işittiği gibi (başkasına) ulaştıran kişinin yüzünü ak etsin. Kendisine (bilgi) ulaştırılan nice kimseler vardır ki onu işiten (ve kendisine aktaran) kimseden daha kavrayışlıdır...” (Dârimî, Tirmizî)
Altından değerli
Hayatın tazeliği
Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamalarının kimseye faydası yok. Hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmek gerek.
Şems-i Tebrizi
Hadislerde hayat düsturları
Sen başkasına dua ediyorum sanırsın…
“Müslüman, yanında bulunmayan din kardeşi için dua ederse mutlaka melek, ona aynı şeyler sana da verilsin diye dua eder.”
Efendimiz (sav) Müslim
İNCİ TANELERİ
Allah'a emanet
Öyle yaşayın ki kimse sizi Allah'a şikâyet etmesin
Herkes sizi Allah'a emanet etsin.
MİHENK TAŞI
Bilseydin ödün kopardı
Kalpte kemik yok ama en çok kırılan yer orası.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin.
Bilseydin ödün kopardı. Dokunamazdın.
Mevlâna
İBRETLİK KISSALAR
Uhud Dağı kadar altınım olsa…
Sahabeden Ebû Zer -radıyallâhu anh- nakleder:
Hazreti Peygamber’le Medine kenarında bir taşlık arazide yürüyorduk. Karşımıza Uhud Dağı çıktı.
Hazreti Peygamber bana:
“–Ya Ebû Zer!” dedi.
“–Buyur ya Resulallah!” dedim.
Buyurdu ki:
“–Yanımda şu Uhud Dağı kadar altın olsa bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığım hariç, yanımda bir dinar bulunduğu hâlde üç gün geçmesini istemem.”
(Müslim, Buhari)
YAKARIŞ-DUA
Ahirette cennetini nasip eyle
Yüceler Yücesi Allah’ım!
Hayatta attığımız her adımın hayırlısını,
İçmiş olduğumuz bir yudum suyun helalini,
Yemiş olduğumuz her lokmanın alın teriyle kazanılmış olanını,
Almış olduğumuz her nefesin sağlıklısını, hayırlısını,
Ölmeden önce tövbe etmeyi,
Ahirette cennetini, cennetinde cemalini
Görmeyi cümlemize nasip eyle.
NOT EDİN
Fıtır sadakası
Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslüman’ın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Vacip oluşu, sünnetle sabittir.
(Buhârî, Müslim)
Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber (sav), köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslüman’a fitrenin gerektiğini ifade etmiştir. (Ebu Davud)
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan Bayramı’nın birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Nitekim bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir. Bununla birlikte, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak bayramdan sonraya bırakılması mekruhtur.
Şafii mezhebinde ise fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonraya bırakmak haramdır. Fitreyi Ramazan’ın ilk günlerinde vermek de caizdir.
Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması suretiyle onun bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır.
Günümüzde fıtır sadakası miktarının belirlenmesinde, kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Kişi dinen zengin sayılanlara, usulüne (anne, baba, dedeler ve nineler), füruna (çocuk ve torunlar) ve eşine fıtır sadakası veremez. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi birkaç fakire de dağıtılabilir. Ancak bir kişiye verilen miktarın bir fitreden az olmaması evladır. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
Tekfir ederek
Kendilerinden olmayan herkesi tekfir ederek ötekileştiren anlayış, İslam dünyasının kalbine bir hançer gibi saplanmış durumdadır.
Mehmet Görmez
ŞAİRLERİN DİLİNDEN
İmam sana teneşirde ne versin?
Hem İslam dinine 'çağ dışı' dersin,
Hem de cenazende imam istersin.
Dünyada hidayet vermezse Mevla;
İmam sana teneşirde ne versin?
Cengiz Numanoğlu
Sözünüzü yerine getirin
“Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91)
Yerine getiremeyeceğin sözü verme
“Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla kırıcı şekilde şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme.” (Tirmizî)