Bu duygularla Ramazan’da kazandığımız bu güzel haslet ve yüksek değerleri, Ramazan sonrasında da koruyup yaşamak oldukça önemlidir. Zira yüce Allah'a karşı sorumluluğumuz sadece Ramazan ayına mahsus değildir. Ramazan ayında yoğun bir ibadetle vaktimizi geçirmeye çalıştık. Namazımıza, cemaate devam ettik. Muhtaçlara yardım ettik. Günahlarımıza tövbe ettik. Bunlara ve diğer dinî görevlerimize Ramazan sonrasında da devam etmeliyiz. Bu kazanımların bazılarını ele alalım.

1- İbadetler:

  İnsanın, Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına uyması ibadettir. Cenab-ı Hak, "İnsanları ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56) buyurur. İnsanın maddi ve manevi yönü vardır. Maddî yönü topraktan yaratılmıştır. Gıdası da topraktan yetişir. Bu nedenle Allah'ın bizlere topraktan sunduğu sebze ve meyveleri alarak beslenir ve sağlığımızı devam ettiririz.

  Ruhumuz nurdan yaratılmıştır. Gıdası da nuranidir. Nurani gıdalar ise namaz, oruç,

Kur'an okumak ve Allah’ı zikretmek gibi ibadetlerdir. Nasıl haftada bir defa veya yılda sadece bir ay yiyip içmek suretiyle, bedenin maddi ihtiyaçları karşılanmıyor ise; haftada bir Cuma namazı kılmak veya yılda sadece Ramazan ayında ibadet etmekle manevi ihtiyaçlar da karşılanmış olmaz.

   Dolayısıyla Ramazan ayında kazandığımız cemaatle ibadet etme alışkanlığımızı, hayatımız boyunca devam ettirmeliyiz. Zira ömrün en hayırlısı, ibadetlere sabır göstererek yüce Allah'ın rızası doğrultusunda sürdürülenidir. Nitekim Cenab-ı Hakk'ın, “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (Hicr, 15/99) emri, ömür boyu ibadetin devam etmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

  Yüce Allah'ın bizim için koyduğu hayat kurallarına dikkat ederek beden sağlığımızı, ibadetlerimizi eda ederek ruh sağlığımızı koruruz. Biri diğerinin aleyhine ihmal edildiği vakit huzursuzluklar baş gösterir. Bu nedenle yüce Allah Kur'an'da:

  "Allah'ın sana verdiği -mallardan onun yolunda harcayarak -ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma." buyurmaktadır. (Kasas, 28/77)

  Peygamberimiz de; "Sizin hayırlınız dini için dünyasını, dünyası için de dinini terk etmez.

Belki her ikisini birlikte alarak kemâle yürür." (Kebir, 3/ 59) İbadetler aynı zamanda kişi ile Rabbi arasında kuvvetli bir bağ oluşturarak, kişiyi günahlardan uzak tutar ve otokontrolü sağlar. Nitekim bu konuda yüce Rabbimiz:

  "Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir." buyuruyor. (Ankebut, 29/45)

  Ramazan ayında camileri doldurup cemaatle namazlarımızı eda ettik. Bu alışkanlığımızı devam ettirmeliyiz.

Kâmil insan olmanın gereği

2- Yardımlaşma:

  İyilik, güzellik, hayır ve yararlı işlerde yardımlaşma, dinimizin bir emri ve kamil insan olmanın gereğidir. Nitekim Kur'an’da yüce Allah yardımlaşmayı emrederek şöyle buyurmaktadır:

"… (Allah'ın yasaklarından sakınmak üzere) yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın…" (Maide, 5/2)

  Yardımlaşma, toplumun fertlerini birbirine sevdirir ve toplumsal kaynaşmayı sağlar.

Birbirine sevgi ve saygı bağıyla bağlı olan toplumlarda huzursuzluk, terör, anarşi ve zulüm olmaz.

Bu nedenle de Allah, münafıkları "Hayır ve yardımlaşmaya mâni olmakla" (Maun,107/ 7) kınamaktadır.

İslam'ın bildirdiği sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın biri maddi, diğeri manevi olmak üzere iki yönü vardır.

  Maddi dayanışma ve yardımlaşma hususunda İslam'ın emri şudur: Müslüman, ihtiyacı bulunan kardeşine yardım elini uzatmak zorundadır. Müslüman, darda kalana yardımcı olur, zorluk içinde olanı genişliğe çıkarır, korku içinde olana güven verir, aç olanı doyurur, kamunun yararını sağlamak için kendi üzerine düşen görevleri yerine getirir. Zira bu görevlerin yerine getirilişi aynı zamanda bir ibadettir.

  Müslüman, sahip olduğu ayni ve nakdi mallardan muhtaçların ihtiyaçlarını gidermekle yükümlüdür. Komşusu açken kendisi tok olmayı hiçbir zaman düşünemez.

  Cenab-ı Hak rahmete ulaşmanın yolunun yardımlaşmaktan geçtiğini Kur'an’da açık bir şekilde beyan ediyor:

  "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiye ve takvaya eremezsiniz." (Al-i İmran, 3/92)

  Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:

  "Müslüman, Müslüman’ın din kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu (başına gelen musibette) yalnız bırakmaz. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse; Allah da onun ihtiyacını giderir. Herhangi bir Müslüman, din kardeşinin dünyada bir sıkıntısını giderirse; Allah da onun kıyamet gününde bir sıkıntısını giderir. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını örterse; Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter."

 (Buhari, Mezalim, 1087)

Nefsimizi dizginlemek için…

3- Nafile oruç tutma:

  Ramazan ayı dışında da imkân nispetinde oruç tutmalıyız. Böylece nefsimizi dizginleriz.

  Peygamberimiz Ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmemiş ancak bazen uzun süre oruç tutmuştur. Ayrıca Şevval ayında altı gün, pazartesi ve perşembe günleri ile hicri ayların 13, 14, 15. günleri oruç tutmuştur. Ümmetine de nafile oruç tutmalarını tavsiye etmiştir. Peygamberimiz; "Her kim ki Ramazan orucunu tutup, altı günde Şevval ayından ilave ederse; yılın tamamını oruçlu gibi geçirmiş olur" (Müslim, Ebu Davud) buyurmuşlardır.

4- Tövbe:

  Allah'a yönelmek, af dilemektir. Allah, Kur'an-ı Kerim'de:

  "…Ey müminler! Hep birden Allah'a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz" buyuruyor. (Nur, 24/31)

  Peygamberimiz (sav), "Günahlarından tövbe eden günahsız gibidir." buyurmuşlardır. (İbni Mace)

Tövbeyi yarına bırakma

  Müslüman, bir hata işlediği zaman hemen tövbe etmeli, tövbeyi yarına bırakmamalıdır. Zira ölüm ansızın gelebilir. İnsan küçük de büyük de günah işleyebilir. Yüce Allah, küçük günahları tövbe etmeden bağışlayabilir. Nitekim Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:

  "Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız." (Nisa, 4/31)

  Büyük günahlardan kurtulmak için mutlaka şartlarına uygun tövbe edilmesi gerekir.

  Tövbenin makbul olabilmesi için üç şart vardır:

  *Günahı işlediğine pişman olmak,

  *O günahı bir daha işlememeye azmetmek,

  *Günahı terk etmek. Eğer günah insan hakları ile ilgili ise; hakların hak sahiplerine verilmesi ve helalleşilmesi gerekir.

  Tövbeyi asla Ramazan ayına ertelememelidir. Zira yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:

  "Allah'ın kabul edeceği tövbe ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tövbe edenlerin tövbesidir; işte Allah bunların tövbesini kabul eder, Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

(Nisa, 4/17)

  Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, "Ben şimdi tövbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır." Ramazan ayında kazandığımız birtakım iyi huylar ve güzel amelleri Ramazan’dan sonra da devam ettirmeliyiz. (Tahir Tural- Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı)

Whatsapp Image 2025 03 28 At 19.08.31

Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis

Allah yolunda harcamadıkça

 “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça ‘iyi’ye eremezsiniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir.” (Al-i İmran, 3/92)

İki kişiye gıpta edilir

 “Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah’ın kendisine verdiği (ilim ve) hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten kimse.” (Buhari)

AYET VE HADİSLERDE YETİM

Yetimi doyur

    (O sarp yokuş nedir bilir misin?) Şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, bir yoksulu doyurmaktır.

 (Beled, 90/16)

Yedi helak edici şey

    Hazret-i Nebî (sav) bir gün:

    “-Yedi helak edici şeyden kaçının!” buyurdu.

 Sahabeler:

    “-Ey Allah’ın Resulü! Bunlar nelerdir?” diye sordular.

 Fahr-i Kâinât Efendimiz:

    “-Allah’a ortak koşmak, sihir (büyü) yapmak, Allah’ın (dokunulmasını) haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak, namuslu ve masum kadınlara zina isnad etmektir.” buyurdu. (Buhari, Müslim)

FETVALAR

Boya, oje, ruj ve jöle gibi maddeler abdest ve gusle engel olur mu?

Gusül veya abdest alırken yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi hâlde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır (Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, 1/73). Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarına boya yapışan boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır (el-Fetâva’l-Hindiyye, 1/4, 5; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/154).

Bu kimseler için cilde yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz. Fakat isteğe bağlı olarak vücuda sürülen ya da yapıştırılan ve suyun bedenle temasına engel olan boya, oje, ruj gibi maddeler, bu ruhsatın dışındadır. Böyle maddeler suyun bedenle temasına engel olursa abdest ve gusle de engel olurlar. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Saça sürülen jöle ise bir tabaka oluşturmadığından abdest ve gusle engel olmaz.

Din İşleri Yüksek Kurulu 

HADİSLERLE İSLAM

Şevval orucu

Resulullah (sav) şöyle buyurdu:

“Kim Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevval ayında altı gün daha eklerse bütün yıl oruç tutmuş gibi olur.” (Müslim)

Ya hayır söyle ya da sus

 Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur:

 “Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi komşusunu rahatsız etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun.” (Ebu Davud)

Altından değerli

Kendisini bilen

Kendisinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.  İbni Sina

Hadislerde hayat düsturları

Asıl meziyet

Size iyilik yapanlara karşı iyilik yapmak, fenalık yapanlara da fenalık yapmak meziyet değildir.

Asıl meziyet, size fenalık yapanlara karşı aynı şekilde mukabelede bulunmayıp iyilik yapabilmektir.

Efendimiz (sav) Tirmizi

İNCİ TANELERİ

Yalan

Yalandan kim ölmüş demeyin.

 Güven ölür

 Sevgi ölür

 Dostluk ölür...

MİHENK TAŞI

Birkaç lokma

 Hiçbir kişi, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır.

 Oysa insana kendisini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet mutlaka çok yiyecekse midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır.

Efendimiz (sav) Tirmizi

İBRETLİK KISSALAR

ÖĞRETMENLİK BUDUR İŞTE

   Genç adam, yaşlı bir adama yaklaştı ve konuşmaya başladılar:

   - “Merhaba. Ben sizin eski bir öğrencinizim.”

   - “Merhaba evladım. Çok mutlu oldum.”

   - “Ben de öğretmen oldum.”

   - “Oh, iyi, benim gibi mi?”

   - “Evet. Aslında, sizin gibi olmak için öğretmen oldum.”

   - “Nasıl yani?”

   - “Bir gün bir arkadaşım, güzel bir saatle okula geldi. Bir fırsat oldu ve onu çaldım.

 Kısa bir süre sonra arkadaşım saatinin çalındığını fark etti ve hemen size durumu şikâyet etti. Siz dersi durdurdunuz ve dediniz ki:

  - Arkadaşınızın saati çalınmış. Kim çaldıysa geri versin!

  Ben iade edemedim elbette. Sonra sınıfın kapısını kapattınız ve herkesi tahta önüne kaldırdınız.

 Ve gözlerimizi kapatmamızı söyleyip tek tek ceplerimizi kontrol etmeye başladınız. Sıra benim cebime geldiğinde saati buldunuz ve aldınız. Ama cepleri aramaya devam ettiniz. Tüm sınıfı aradıktan sonra,

    - “Gözlerinizi açabilirsiniz” diyerek saati sahibine verdiniz. Fakat ne o gün ne de o günden sonra bana bu konuda hiçbir şey söylemediniz. Hayatımın en utanç verici günüydü. O gün onurumu korumuş, beni büyük bir utançtan kurtarmıştınız. Ve sayenizde anladım ki gerçek bir eğitimcinin yapması gereken bu idi… Bu olayı ve beni hatırladınız mı hocam?..”

    Yaşlı öğretmen başını salladı ve “Evet, çalıntı saati hatırlıyorum ama seni hatırlamıyorum. Çünkü ararken ben de gözlerimi kapatmıştım.” dedi.

YAKARIŞ-DUA

 Hayatımızı ve yaşantımızı güzelleştir

 Allah'ım!

 Ahlakımızı ve huyumuzu güzelleştir.

 Görüşümüzü ve bakışımızı güzelleştir.

 Dinimizi ve dünyamızı güzelleştir.

 Hayatımızı ve yaşantımızı güzelleştir.

 Allah'ım!

Kız ve erkek çocuklar Rabbimizin birer nimeti Kız ve erkek çocuklar Rabbimizin birer nimeti

 Kalbimizi kinden ve küfürden,

 dilimizi çirkin ve kötü sözden,

 gözümüzü hain ve haram bakıştan,

 kulağımızı gıybet dinlemekten muhafaza eyle!

 Bizlere nice Ramazanlara ulaşmayı nasip eyle.

NOT EDİN

BAYRAM GECELERİ

  Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam,

  "Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez." (İbni Mace)

Ramazan Bayramı sabahı Sa'd bin Evs el-Ensârî anlatıyor: Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

  Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: "Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız."

Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:

  "Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün sema âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir." (el-Tergîb ve't-Terhîb )

KULAĞINIZA KÜPE OLSUN

Bari üzme

 Bir mümine faydan dokunmuyorsa bari zararın dokunmasın.

 Sevindirmen mümkün değilse bari üzme.

 Yahya b. Muaz

ŞAİRLERİN DİLİNDEN

Bayramlar Bayram Ola

Âlem-i İslam'a rahmet su gibi

Aksın bayram olsun bayramlarınız.

Evleriniz cennet kokusu gibi

Koksun bayram olsun bayramlarınız.

Zindan medresedir gam yayla size

Farkı yok bin yılın bir ayla size

Melekler yukarıdan gıptayla size

Baksın bayram olsun bayramlarınız.

Uygur, Kazak, Kırgız, Azeri'nizden

Gitmesin gardaşlık nazarınızdan

Zalimler zulmünü üzerinizden

Çeksin bayram olsun bayramlarınız.

.........

Hazreti Resul'ün nurlu katına

Gitmek isteyenler binsin atına

Küfrün saltanatı yerin altına

Çöksün bayram olsun bayramlarınız.

Ne makam ne para olamaz ölçek

Kurtuluş İslam'da vallahi gerçek

Bu mübarek sevda bizleri tek tek

Yaksın bayram olsun bayramlarınız.

Abdurrahim Karakoç

Editör: Hazal Mihrace Göksun