Analiz-Yorum

İç ve dış politikada sıkışan Joe Biden, Taylor Swift'ten medet umuyor

TRT World Research Centre Araştırmacısı Çağdaş Yüksel, Texas'taki göçmen krizinin ve Orta Doğu'daki İsrail sorununun, ABD'de başkanlık seçimi öncesi Joe Biden yönetimini nasıl çıkmaza soktuğunu anlattı.

Abone Ol

Kasımda yapılacak başkanlık seçimi yaklaşırken, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, iç ve dış politika sorunlarının giderek artan baskısı altında kaldı. Ülkedeki izinsiz göçmen problemi ve sınır güvenliği ile başlayan Texas krizi, iç politikada Biden'ın elini güçsüzleştirirken, diğer yandan Orta Doğu’da Amerikan unsurlarının maruz kaldığı saldırılar, Cumhuriyetçilerin yoğun eleştirilerine sebep oldu ve ülkenin Orta Doğu politikasında nasıl bir yol izleneceğini karmaşıklaştırdı.

Texas meselesi ve sınır güvenliği

Texas Valisi Greg Abbott'ın, Yüksek Mahkemenin son kararına rağmen sınır boyunca yeni dikenli çitler inşa etmeyi sürdüreceğini duyurmasının ardından, federal hükümet ile eyalet ters düştü. Abbott'a, 25 Cumhuriyetçi eyaletten ve eski ABD Başkanı Donald Trump'tan da destek geldi. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Biriminin raporuna [1] göre, 2023 mali yılında toplam 2 milyon 475 bin 669 kişi, yasa dışı yollarla Meksika'dan ABD'ye giriş yaptı. Bu rakam, 2021 mali yılına göre yüzde 40'tan fazla artış olduğunu ve 2022 mali yılına göre yüzde 4 daha fazla kaçak göçmenin ABD’ye giriş yaptığını gösteriyor. 2020 başkanlık seçiminde Trump yönetiminin "yasal göç politikasına" yönelik sert eleştiriler ve sınırdaki insani skandalların ardından Biden kendisini adil ve insancıl bir göç sistemi inşa ederek başkanlığın onurunu ve saygısını yeniden tesis edecek bir aday ilan etmişti. Ancak, Biden'ın göreve gelmesinin ardından, göç ve sınır güvenliği politikaları ülke genelinde bilinen 1,7 milyon geçişe ek olarak ekstra 7,5 milyon [2] yetkisiz girişe yol açtı. Güneybatı sınırında, bu politika 6,2 milyon yetkisiz girişi de beraberinde getirdi.

Özellikle göçmenlerin en çok tercih ettiği rotalardan biri olan Ciudad Juarez-El Paso hattı Texas eyaletine, plansız göç ile birlikte gelen enflasyon, konut krizi, güvenlik kaygılarının yanı sıra sınır hattında ek sorumluluklar [3] yükledi. Bu durumda Muhafazakar Cumhuriyetçiler izinsiz göçmenlerin durumundan ve sınır güvenliğinden daha da kaygı duyar hale geldiler. Amerikan kamuoyunun izinsiz göçmen politikalarıyla ilgili kaygısı şu şekilde özetlenebilir; Pew Research Centre’ın Haziran 2023’teki raporuna [4] göre, Amerikalıların neredeyse yüzde 47’si yasa dışı göçü ülkede çok büyük bir sorun olarak değerlendiriyor. Cumhuriyetçilerin yasa dışı göçü çok büyük bir ulusal sorun olarak değerlendirme olasılığı Demokratlara göre yüzde 70'e karşı yüzde 25 kıyasla çok daha yüksek. Bu çerçevede Biden yönetimi, seçimler öncesinde rakiplerine kıyasla izinsiz göç konularında dezavantajla karşı karşıya ve Biden'ın bunu yönetmekte oldukça zorluk çektiği görülüyor. Texas başta olmak üzere 25 eyaletin Biden aleyhine son çıkışı uzun vadede federal hükümet ile eyaletler arasındaki anayasal ilişkiyi zora sokacak bir hamle olsa da aslında şimdilik sadece başkanlık seçimi için Cumhuriyetçi tabanı konsolide etme anlamında önem kazanıyor. Bu konunun etkisi, Demokrat Partinin temel prensipleri arasında zaten kırmızı alarm sinyalleri yaratmış durumda. Biden, Kongre'nin kendisine bu yetkiyi tanıyan ortak bir yasa geçirmesi durumunda sınırı kapatmaya hazır olduğunu belirterek uzlaşmaya daha yatkın görünüyor.

Biden'ın Orta Doğu'daki çıkmazı

Orta Doğu'da 7 Ekim 2023'ten bu yana Amerikan askerlerine yönelik 150'den fazla saldırı [5] gerçekleşti. Son olarak, Ürdün'deki bir askeri üsse yönelik dron saldırısı 3 askerin kaybına ve 34 kişinin yaralanmasına neden oldu. Başkan Biden, saldırıyı İran destekli milis gruplarına atfederek, "Tepkimizi kendi seçtiğimiz zamanda ve yerde vereceğiz." dedi. Bu açıklama, sınırlı bir misilleme olacağını, ancak İran ile genel bir işbirliğinin tehdit altında olmadığını gösteriyor. Rusya ve Çin gibi düşmanlara odaklanma çabalarına rağmen, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ABD'nin Orta Doğu politikalarına tekrar müdahil olmasına yol açtı. Başlangıçta Biden yönetimi, olası bir rakip olan Rusya’yı Ukrayna'daki çatışmaya hapsetmiş ve benzer bir strateji izleyerek Çin'i kontrol altında tutmayı amaçlamıştı. Bu politikalar, ABD'nin savaşa aktif bir şekilde katılmadan küresel üstünlüğünü sürdürmesine olanak tanıdı. Ancak İsrail’in Gazze'ye saldırıları tüm bu planları bozdu ve ABD’yi tekrar bölgeye entegre etti.

ABD’nin bölgedeki varlığı aslında birçok denklemi içeriyor. ABD'nin Orta Doğu'da tekrar etkin rol alması, İsrail için bir güvence sağlıyor. Rusya için ise bu durum ABD halkının ilgi ve dikkatini Ukrayna'daki çatışmadan uzaklaştırmak anlamına geliyor. Gelinen son noktada Washington, Ukrayna ve Hint-Pasifik bölgelerindeki "oyun kurucu" olma rolünden, Orta Doğu coğrafyasında başka devletlerin planlarında rol oynayan bir "oyun elemanı" pozisyonuna gelmiş gibi görünüyor. Bu çerçevede Biden yönetiminin içinde bulunduğu durum aslında o kadar problemli ki, Cumhuriyetçiler Biden'ın ABD kuvvetlerine yapılan saldırılara verdiği tepkiyi eleştirerek onu zayıf bir lider olarak tasvir ediyor. Özellikle Kasım Süleymani suikastı gibi vakalar Biden yönetiminin Trump döneminin kararlı eylemleriyle karşılaştırılmasına yol açıyor. Ayrıca, tüm bu gelişmeler ışığında Biden’ın zayıflaması ve Trump'ın izolasyonist bir duruşla politik sahneye geri dönmesi durumunda ABD, muhtemelen rakiplerine daha fazla hareket özgürlüğü tanıyarak Orta Doğu'da başarısızlık algısına katkıda bulunabilir. Orta Doğu'daki gerilimlerin seçimlere kadar devam etmesi muhtemel olup, Cumhuriyetçi çevreler tarafından genellikle zayıf ve çekingen olarak tasvir edilen Biden yönetiminin şansını zedeleyebilir.

Genç oyları kazanmanın anahtarı Taylor Swift mi?

Harvard CAPS-Harris Anketi, [6] Trump'ın Biden karşısında yüzde 48'e karşı yüzde 41'lik oranla 7 puanlık bir üstünlük sağladığını gösteriyor. Bu anlamda her bir oyun değeri seçimde kritik öneme sahip. Biden'ın iç ve dış politikada eleştirilerin hedefi olmasının yanı sıra en çok eleştirildiği bir diğer konu ve hatta rakibi Trump tarafından hedefe konulduğu konu da "yaşlı başkan" algısıdır. Bu çerçevede Biden’ın genç seçmenlerden oy almak için şarkıcı Taylor Swift'in desteğini almayı önemsediği belirtiliyor. Newsweek için Redfield & Wilton Strategies isimli araştırma şirketinin yaptığı anket çalışmasında, ankete katılan her 5 kişiden 1'i 34 yaşındaki Swift'in destekleyeceği başkan adayına oy vereceğini söyledi. California'nın Demokrat Valisi Gavin Newsom da 2024 kampanyasında ünlülerin desteklenmesinin ne derece etkili olabileceği sorulduğunda Swift'in ismini öne çıkarmıştı.

Gençlerin oyunu hedefleyen Biden için aslında bir çıkmaz da Gazze meselesi. New York Times/Siena College [7] anketine göre, 18 ila 29 yaş arasındaki bireylerin yaklaşık 4'te 1'i, Biden'ın İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım olarak kabul edilen saldırısını onaylamadığını ifade ediyor. Biden yönetimi, iç göç konuları, federal ve eyaletler arasındaki çıkmazları ve Orta Doğu'daki dış politika zorluklarıyla karmaşık bir manevra yaparken, yaklaşan seçim bu kritik alanlara odaklanmayı sürdürüyor. Yönetimin, özellikle genç seçmenleri etkileme ve jeopolitik gerilimleri yönetme stratejileri, seçim olasılıklarını ve politika yönelimini şekillendirmede kritik olacaktır.

[1] https://www.cbp.gov/newsroom/stats/southwest-land-border-encounters

[2] https://budget.house.gov/download/10/31/2023/bidens-weak-national-security-policies

[3] https://www.census.gov/construction/nrc/pdf/newresconst.pdf

[4] https://www.census.gov/construction/nrc/pdf/newresconst.pdf

[5] https://www.wsj.com/world/middle-east/three-u-s-troops-killed-in-drone-attack-in-jordan-b45ddb6b

[6] https://thehill.com/homenews/campaign/4421906-trump-beats-biden-with-rfk-jr-on-ballot-poll/

[7] https://www.middleeastmonitor.com/20231219-us-poll-most-americans-disapprove-of-bidens-management-of-israels-military-offensive-in-gaza/