Çok önemli günlerden geçiyoruz. ‘Güney sınırlarımız güvence altına almak ve Suriyeli mültecileri evlerine geri döndürmek’ için ‘Suriye Milli Ordusu’ ile birlikte seferdeyiz. ‘Barış Pınarı Harekâtı’ ile canı pahasına milli değerlerimiz için mücadele ediyor, oyunları bozuyor ve burnumuzun dibinde ‘ikinci bir İsrail’in’ kurulmasına izin vermiyoruz. ‘Niyetimiz hayr, akıbetimizde hayr’ olur inşallah… Harekâtta çok kısa bir sürede bölgedeki ayrık otlarını temizleyerek 1300 kilometrekare alana, 32 Km derinliğe ulaştık. Bir taraftan Türkiye’yi ‘durdurmak ve kuşatmak’ isteyen soysuzlarla mücadele verirken diğer taraftan da onların tüm kirli hesaplarını sıfırlıyoruz.
Lakin dostlar, biz yapmış olduğumuz bu harekâtla Suriye topraklarına girdiğimizi zannediyorduk, meğerse ‘Siyonist İsrail’in topraklarına girmişiz de haberimiz yokmuş…!’ Şimdi anladınız değil mi? Tüm dünya var gücü ile neden üzerimize çullanıyor? Bizi tarih sahnesinden silmek isteyen köksüzlerin alayı neden ‘harekâtı durdurun!’ diye feryat figan ediyor. Tehditlerin bini bir para! Ekonomik yaptırımdan bahsedenler, silah satışını durdururuz diyenler, barış martavalı yapanlar ne ararsanız var. Dünya medyasında aleyhimize yapılan yalan haber, sansür, bilgi kirliliği ise gırla gidiyor. Israrla işledikleri konu “Türkler, Kürtler’i ve sivilleri öldürüyor!’’ Başrollerde her zaman olduğu gibi yine ikiyüzlülüğün feriştahı Trump var. Bu adama ne içiriyorlar ne olur bilen beri gelsin. Adamın saati saatini tutmuyor. Alıyor telefonu eline, geçiyor Twitter’in başına aklına ne gelirse onu yazıyor. Bir bakıyorsun sabah bize karşı yavşayan çuval, akşam olunca bizi tehdit ediyor. ‘Bir taraftan Erdoğan’ı 13 Kasımda ABD’ye davet ediyor, öte taraftan da eğer ABD’ye gelirsen seni ve bakanlarını tutuklar, ABD’deki mallarınızın üzerine de çökerim diyor.’ Tek kuruşluk mal varlıklarının olmadığını bile bile…
Daha dün Suriye’nin kuzeyi için ‘dükkân senin, ne istiyorsan onu yap’ diyen dengesiz kovboy, şimdide utanmadan “Ateşkes ilan edin, biz de müzakere için ara buluculuk yapalım” teklifin de bulunuyor. Silahları istiflediği, teröristleri gizlediği yeri biliyor ya dengesiz, şimdi de ‘Ne olur Kobani’yi vurmayın!’ diye bize yalvarıyor. Kankası Siyonist İsrail’de boş durmuyor tabi. PKK ile sırnaşmaya devam eden İran gibi… Sözde ‘PKK Özerk Bölgesi’ için Suriye rejimi ile birlikte Putin’i esir almanın derdindeler. İnşallah Ruslar, ‘Menbiç ve Kobani de’ bize ayak bağı olmazlar…
Donunu çekemeyen sömürge artığı Arap Birliği de bize yaptırım uygulayacakmış! ‘Bizle olan ticaretlerini askıya alıp tek bir turist dahi göndermeyeceklermiş!’ Vay anasını sayın seyirciler! Kim bunlar biliyor musunuz? ‘ABD’nin Ortadoğu da çeyrek asırdan fazla İslam ülkelerini işgal edip milyonlarca Müslüman’ı katlederken hiç ses etmeyen, İsrail’in Filistinli Müslümanları katledip Kudüs’ü başkent yaparken üç maymunu oynayan omurgasız, tırsak Araplar! Yine öte taraftan Fransa’yla Almanya bize silah satmayacak, Volkswagen de Manisa’ya fabrika açmayacakmış. UEFA da durumdan vazife çıkarıp ‘Milli Maçta’ asker selamı yapan futbolcularımız için soruşturma başlatacakmış. Ne diyeyim ki şimdi bunlara ben “Allah düşmanın da şereflisini versin…”
Herkes safını belli etmiş, dost da düşman da belli olmuştur. Bize düşen ‘Milli mücadele ruhu ile safları her zamankinden daha çok sıklaştırmaktır.’
Selametle…