Sağlıklı beslenme için çok gerekli, Kovid-19 gibi virüslere karşı da vücut bağışıklığımızın kuvvet bulması için hep yöresel gıdaların tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı da çoğunlukla yöresel ürünleri yazıyor ve yerel çitçilere elimden geldiğince de destek vermeye çalışıyorum. Bu gayretlerimin toplumda yöresellik bilincini oluşturacağını umuyorum. Konya’nın Akşehir ilçesi de organik ürünlerin üretildiği Anadolu’nun önemli yerleşim yerlerinden biridir.
Akşehir (Belde-i Beyza)
Konya’nın cennet bahçesi, her türlü sebze-meyvenin yetiştiği yer, etli vs. çeşit çeşit pidesi, herse ve peynir tatlısı lezzetleriyle bilinen Akşehir, Konya – Afyon karayolu üzerinde, İç Anadolu Bölgesinin en yeşil ilçelerinden biridir. Buram buram Anadolu kokan, Sultandağı eteğindeki bu ilçede şırıl şırıl pınarlarından akan sular bulunur. Fıkralarıyla ünlü mizah yeteneğine sahip Nasreddin Hocanın memleketi olarak bilinen ilçe, hocanın yoğurt mayası çaldığı Akşehir Gölü’yle de meşhur olmuştur. Rivayetlere göre beyaz çiçek açmış elma ve erik ağaçlarının görüntüsünden dolayı “Belde-i Beyza” yani Beyaz Şehir olarak adlandırılmış olan ilçe daha sonra ise “Akşehir” adını almıştır. Yine MÖ 3. yüzyılda, Philomelium yani “Bal Sevenler” adıyla anılıyor olması da oldukça manidardır. Günümüzde bölgedeki bal çalışmaları konusunda yaptığım çalışmalarda pek fazla bir bilgiye ulaşamasam da tarihte bal sevenler olarak anılması, üzerinde çalışma yapılması gereken bir konu olarak kayıtlarıma eklendi. Tarih boyunca hep önemli bir yerleşim, ticaret, kültür merkezi olan Akşehir’in Hititler döneminde adı Thymbrion’dur. Kayıtlara göre “Krallar Yolu” Akşehir’den geçmektedir. Zamanla Frigya egemenliğine ve sonra da, Lidyalılar’ın yönetimine geçen Akşehir ilçesinin en önemli coğrafi işaretli yöresel lezzeti kirazı ve tandırıdır. Ayrıca bölgede yetişen yerli cevizi ve anason balı ve kiraz sirkesi de çok kıymetlidir.
Dünyanın ortası Akşehir mi?
O anlatılan ünlü fıkra şöyle, çevreden bir grup insan, Nasreddin Hoca’yı çevirip ”Hocam size bir sorumuz var, dünyanın ortası neresi?” demişler. Hoca, 5-10 adım ilerlemiş, bastonunu yere saplamış; ”Dünyanın ortası burasıdır” demiş. Şaşkın şaşkın bakan kişiler, ”Nasıl olur Hocam?” demişler. Hoca da ”İnanmazsanız ölçün…” diye cevap vermiş. İşte 2007 yılında, Nasreddin Hoca Derneği, Türk Patent Enstitüsünden Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre, “Dünyanın Ortası Akşehir” şeklindeki bir tescil belgesi almış. Nasreddin Hoca türbesinin bulunduğu alanda, türbenin hemen yanı başında yerde bir metal daire var. Bunun üzerinde, burası dünyanın merkezidir yazılı. Yani anlayacağınız hocanın sözünden hareketle, torunları bunu tescillemiş.
Akşehir balı
Anadolu kırsalında yetişen ürünler hem çok sağlıklı hem de katkısız tamamen organik üretilmektedir. Akşehir’den bana gönderilen baldan tadınca müthiş bir kalite ve farklı bir lezzete şahit oldum. Balın lezzetinden etkilenip başladım bölgeyi araştırmaya. Sadece bana gelen bal mı bu kadar lezzetliydi yolsa bölgeye has başka bir durum mu vardı. Aslında ilçede bol miktarda bulunan dağ köyleri ve bu köylerde uzun süre açan zengin çiçek türleri organik bal yetiştiriciliği için büyük fırsatlar sunmaktadır. Malum kirazın bu bölgede iyi yetişebilmesinin sebebi de buradaki Sultandağı’nın klima etkili havası idi. Peki bal için de aynı şey söylenebilir miydi? Böyle yöresel ve endemik bitki türlerinin yoğunluklu olduğu bölgede bal çok iyi olmalıydı. Daha önce Akşehir’in coğrafi işaret tescilli kirazını yazmıştım. Bu bölgede iyi kiraz yetişiyorsa mutlaka çiçeklerin arılar tarafından tozlanmasından faydalanılmaktaydı. Çünkü kiraz çiçeklerinin iyi meyve vermesi ancak arıların sayesinde mümkün olabilmektedir. Çiftçilerden öğrendiğim kadarıyla kiraz ağaçlarının çiçeklenmesinin başlangıcında çok kısa süre içinde onlarca bal arısının çiçekleri ziyaret ettiği ve çiçeklenmenin orta döneminde de bu sayının giderek arttığı belirtilmektedir. Dolayısıyla bu bal arıları şahane bir kiraz oluşmasına vesile oluyorlarsa daha sonra da mükemmel kiraz aromalı bal yaparlar.
Akşehir cevizi
Akşehir’e bağlı köylerde ve özellikle Değirmenköy Mahallesi’nde ceviz ekimi yapan çiftçiler, ürettikleri cevizin kalitesinden oldukça memnunlar. Besin değeri oldukça yüksek olan bu ceviz, Akşehir ve Sultandağı bölgesinde çiftçilerin ana gelir kaynaklarından birisini oluşturmaktadır. Bölge çiftçileri özellikle son yıllarda Akşehir cinsi, kaliteli ve iri cevizler dikerek ürün almakta ve tamamıyla organik yöntemlerle yetiştirip pazara sunmaktalar. Konuştuğum çiftçiler, her yıl taleplerinin arttığını ifade ederek, “Şu anda rekolteden memnunuz, geçen yıl havanın soğuk oluşundan ötürü talep en üst seviyeye çıkmıştı. Bölgemizde yetişen cevizin içi beyaz, oldukça yağlı, doğal, organik ve hiçbir katkı maddesi kullanılmayan ürün olduğundan ötürü rağbet görüyor” diyerek Akşehir cevizine olan talebin nedeninden bahsediyorlar. Ayrıca bölgede ceviz hasadı yapan çitçiler, Akşehir cinsi ceviz hasadının oldukça zor olduğunu ve meşakkatli bir iş olduğunu vurgulamaktan da geri kalmıyorlar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce yetiştirilen bölgeye özel ceviz fidanları Akşehir çiftçilerine sürekli dağıtılmakta, nedeni ise bu ceviz türünün bölge çiftçisi içerisinde genişleyerek yayılmasını sağlamaktır.
“Hakiki balın kalitesinden anlarım”
Akşehir yerel üreticilerinden Halil Doğan (https://www.instagram.com/bahcemkiraz )
Daha önce Halil Doğan’ı ödüllü kiraz bahçesinden dolayı yazmıştım. Geçen gün bana gönderdiği kendi bahçesinde yetişen bal ve cevizden dolayı da Akşehir balını ve cevizini yazmaya karar verdim. Bir Siirtli olarak bölgemizde yetişen Pervari balından dolayı hakiki balı iyi bilir ve kalitesinden anlarım. Bu konuda yazılar yazmamdan dolayı da birçok bal analiz raporunu inceledim. Balın yanında gönderilen analiz raporuna da baktığımda gerçekten bu balın kaliteli olduğu görünüyor. Yani endüstriyel tarza üretilen ballara hiç benzemiyor. Halil Doğan Bey’in oğlu Süleyman Bey’in bana yazıp gönderdiği notta “Hocam merhaba, bal üretimi aslında profesyonel anlamda yaptığımız bir çalışma değil, rakımı 1050 olan bahçemizde kirazda tozlaşma ve verimi artırması için satın aldığımız 3 kovan zamanla 30 kovana çıktı ve aradan gecen zamanla bizde amatör çapta arıcılığa başlamış olduk. Arı ve bal üretimi kendi bahçemizde daha çok kendi halinde yürüyen ve üretilen bir çalışma. Balımız, kiraz hasat zamanına kadar bahçedeki çiçeklerle sonrasında ise son bahara kadar Sultandağlarında, 1600 rakımlı bölgelerde dolaşan arıların yaptığı üstün özellikli bir bal hüviyetinde. Yani belki bizim bahçe işlerinden kaynaklı ilgisizliğimiz bu şekilde kaliteli bir bal üretimine vesile oldu” diyerek kendiliğinden kaliteli ballarının oluştuğunu anlatmaya çalışıyor. Kanaatimce belki de arıları bu şekilde rahat bırakırsak doğada daha güzel ballar yaparlar. Biz sürekli daha fazla bal üretsinler diye arılara türlü türlü işlem uyguladığımızdan bize sundukları ballar da haliyle doğallıktan uzak oluyor.
Yatırım yapan kazanır
Özetle, Konya Akşehir bölgesinde iyi bal olur. Bunu ilçenin tarihindeki bilgilerden yola çıkarak veya Halil Doğan’ın balını tadarak söylemek de mümkün. Ayrıca bal analiz raporundan da bunu anlayabiliyoruz. Çünkü bölge coğrafi yapısı itibariyle bu balın üretilmesine çok müsait görünüyor. Yine aynı şekilde bölgede yetişen cevizin besin değeri de çok yüksek. Bölgeye bu anlamda yatırım yapıldığında geri dönüşlerin muazzam olacağı kanaatindeyim. Tavsiyem bu ilçenin ürünlerini tüketmekten çekinmeyin.