24 Haziranda ülkemizin geleceğini oylayacağız. Referandumda ‘’Evet’’ diyerek kabul ettiğimiz ‘’Anayasa değişikliğine’’ bu tarihten sonra artık yol vereceğiz. Ve kutlu yolumuza Parlamenter sistemin ‘’Cumhurbaşkanı’’ ile değil, Başkanlık sisteminin ‘’Devlet başkanı’’ ile devam edeceğiz. Şimdiden yeni sistem hepimiz için hayırlı olsun inşallah…
Esasen her seçim dönemleri tartışmasız, maskelerin düştüğü ve gerçek yüzlerin ortaya çıktığı bir süreçtir. Hani derler ya böyle zamanlar da dost düşman belli olur… Evet, böyle dönemlerde dost düşman belli oluyor. Bir tarafta ülkesi için dertlenenler, Milleti için gecesini gündüzüne katarak kendini hızla tüketenler ile diğer tarafta tasması dışarıda olanlar ve makam mevki için kıçını başını oynatan adam müsveddeleri çok güzel bir şekilde ayrışıyorlar…
Aslında kıymetli dostlar bu süreçte muğlak olan hiçbir şey yok değil mi? Her şey gün gibi ortada… Dostumuz da belli düşmanımız da…
Hiç düşündünüz mü? Acaba ülkemizde yönetim sisteminin değişmesi neden Türkiye karşıtlarını bu kadar zıvanadan çıkarıyor ve alayını deli ediyor?
Aklı başında vatan millet bayrak sevdalısı herkes vicdanı ile baş başa kalarak hiçbir ideolojik saplantı içerisine girmeksizin bu sorunun cevabını arayıp bulmalıdır.
Tıpkı Cumhur ittifakının bulduğu gibi…
Sakın sorumuzun cevabı ‘’Boyunduruk altına alıp sömürecekleri hiçbir hedefi ve iddiası olmayan çapsız güçsüz bir Türkiye olmasın’’?
Evet, dostlar belli ki yine ‘’Güçlü ve Bağımsız Türkiye’yi’’ istemeyen ne kadar kirli güruh varsa yeniden bir aradalar. Dışarıda terör örgütlerini koruyup kollayan İslam düşmanı Haçlılar ile içeride bunların uzantısı olan Müslüman ve Türk elbisesi giyinmiş mankurtlar kol kolalar…
Yani Erdoğan’ın ‘’Topunuz gelin topunuz’’ restini karşılıksız bırakmayan alçaklar kucak kucağalar…
15 Temmuz hain darbe girişimini içerideki FETÖ’cü tetikçileri kurgulayan Katil ABD,
İslam âleminin tek ümidi olan Türkiye’yi bir kaşık suda boğmak için erketede bekleyen Haçlı ittifakı,
Yıllardır gerçek yüzünü gizleyerek ülkemizin altını oyan terör sevici tüm Batılı ülkeler,
Erdoğan’ın gurbetçiler ile bir araya gelmesine tahammülü olmayan PKK’nın kuluçkası Almanya ve karargahı durumundaki İngiltere, İtalya, Fransa, Hollanda, Belçika, Norveç, İsveç, İspanya…,
Her ramazan ayında Müslüman kanı dökmekten müthiş haz alan ve Kudüs’ü işgal eden Siyonist İsrail,
Camilerimize tahammül edemeyerek mübarek Ramazan ayında 7 Camimizi kapatıp 60 İmamızı sınır dışı eden Haçlı artığı Avusturya,
Darbeci Fetöcü askerleri serbest bırakarak kendi topraklarında sınırsız özgürlük sağlayan, bir de yetmez gibi onlara koruma tutan, açlıktan nefesi kokan Yunanistan,
Kırmızı kravatlı sahip Trump’dan korkarak onunla aynı yatağa giren bazı Müslüman(!) Arap ülkeleri,
Ve bunlarla önlerine atılan kemiğe razı olup iş tutan içimizdeki Erdoğan düşmanı hainler…
Hani hepsini saymaya kalksak sanırım 7 Düvel söylemi çok hafif kalacak… Evet yine ‘’Topu birden geliyor.!’’ Lakin hamdolsun milletimiz artık her şeyi görüyor ve orta yerde olan biten her oyunun farkında… Ve artık Milletimiz çok iyi biliyor ki;
Kılıçdaroğlunun koltuğunu sağlama almak ve İnce bir politika ile rakibini devre dışı bırakmak için ‘’Gel bakalım buraya’’ diyerek çağırdığı ve mitinglerde şovmen performansı gösteren ‘’Tavukçu Maarreme’’ kıratımda değildin, hevesini de aldın, hadi şimdi defol bakalım demesine sadece iki hafta kaldı…
HDP’nin mahpushanedeki eli kanlı lideri Heval Demirtaş’ın Erdoğan’ı kastederek ‘’Şansölye Merkel’e selamlarımı söyleyin. Erdoğan’ı emekli bir cumhurbaşkanı olarak ağırlamak zorunda kalacak’’ diyerek göz kırparak cilveleşmesinin bitmesine de iki hafta kaldı…
MHP’yi ele geçiremeyince B planı olarak devreye sokulan ve açıkça ‘’ABD, İsrail ve FETÖ’’ projesi olan Kara-Şener’in zinhar AK olmadığının ortaya çıkmasına da iki hafta kaldı…
Molla dediğin nur ve beyaz yüzlü olur. Temelsiz Temelin, Erdoğan karşıtlığından gözü dönmüş Kara Mollanın, İslam düşmanları ile kol kola girmesinden dolayı boyunun ölçüsünü almasına da iki hafta kaldı…
Kıymetli dostlar lafın çoğu aptala söylenirmiş. Kısaca demem o ki; Bu çapsızların ne olduğunu ve bu ülke için neyin hayırlı olup neyin olmadığını bilmek için sadece düşmanlarımızın oklarını takip etmemiz sanırım bizler için yeterli olacaktır.
Düşmanlarımızın bütün okları Erdoğan’ı gösteriyor değil mi?
İmam Şafii hazretleri buyurduğu gibi;
“Düşman okunu takip edin, o sizi Hak ehline götürür.”
Erdoğan’ın Başkanlık seçimini ilk turda alacağını aklı bir karış havada seme Merkel bile biliyor. Lakin zihinleri köleleşmiş bu karanlık adamların, kökten Erdoğan karşıtlarının alayının ortak bir rüyası var. ‘’TBMM, üye tam sayısının 5’te 3 çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesini sağlamak…!’’ Yeni dönemde Meclis’te 600 milletvekili olacağı için, 360 milletvekili ile seçimler yenilenebilecek ya ha işte onun rüyasındalar.! Ne diyelim rüya işte… ‘’Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış…’’ Kula kulluk eden bu tabansızların bütün dertleri bu ülkeyi yeniden bir seçime yani istikrarsızlığa ve kaosa götürmektir. Sosyal çatışma çıkarıp ülkemizin tüm kazanımlarını yok etmektir…
Deyin hele..! Biz buna müsaade edecek miyiz?