Türk siyaseti; Recep Tayyip Erdoğan gibi bir siyasetçiyi, bir lideri -Erbakan Hoca’yı özel durumundan dolayı dışarıda tutuyorum- görmedi bugüne kadar.

Çocuk denecek yaşlardan beri siyasetin içinde 1994’te İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı seçildiği günden beri ise siyasetin merkezinde ve hep göz önünde…

AK Parti’yi kurup 2002’de girdiği ilk seçimlerde partisi tek başına iktidara geldiğinden beri ise Türk siyasetinin tek belirleyicisi…

Ne popüler adamlar vardı siyaset sahnesinde, hepsinin popülaritesi söndü ve siyaset sahnesinden bir bir silinip gitti. Ancak Reis, hep dimdik ayakta!.. Siyasetçilerin belli bir süre sonra yüzü eskiyip itibarı azalırken onlara duyulan sevgi biterken etkileri kaybolurken o; bir türlü eskimedi, itibarı sürekli arttı, etkisi Türkiye sınırlarını aşıp onu dünya lideri yaptı, milletle arasındaki bağ ise gittikçe kuvvetlendi ve ona olan sevgi her geçen gün arttıkça arttı. Türkiye’nin tüm partileri, siyasetçileri karşısında birleşti; onu devirmek için ne kumpaslar kuruldu, ne iftiralar atıldı, ne karalama kampanyaları başlatıldı; ne suikastlar, ne darbe girişimleri planlandı ama hiçbirisi onu devirmeye, siyaset sahnesinden silmeye yetmedi. Hatta hiçbir ahlak ölçüsü tanımadan yapılan saldırılar, Recep Tayyip Erdoğan’ı sadece daha da güçlendirdi. Beraber yola çıktığı, Reis sayesinde rüyasında göremeyeceği makamlara gelmiş insanlar; ya savrulup gittiler ya farklı odakların gazına gelip Reis’in karşısına geçtiler, kıymetini kendinden menkul sanan bu zevatlar, kısa süre sonra tüm itibarlarını ve birikimlerini yitirip gittiler.

Eee dolayısıyla da doğal olarak 2002’den beri Recep Tayyip Erdoğan iktidarı devam ediyor. Muhalefete, iş tutma şekillerine, iş tuttukları kişilere bakılırsa Hakk’ın rahmeti vaki olana kadar da -Rabbim hayırlı uzun ömür versin- bu millet, muhalefete yüz vermeyecek.

O hâlde Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmek için muhalefete biz destek olalım. Recep Tayyip Erdoğan iktidarına son vermek için muhalefetin yapması gerekenler:

Milletin diliyle konuşacaksınız.

Milletin dinî, millî değerlerini her şeyden çok önemseyip bunlara söz söylemeyecek ve söyletmeyeceksiniz.

Dindar kadının başörtüsüyle, dindar erkeklerin sakalıyla, Müslümanların namazıyla, orucuyla ibadetiyle uğraşmayacak ve inandığı gibi yaşaması için her türlü imkânı seferber edeceksiniz.

Millete tepeden bakmayacak, milletin evine girilirken ayakkabıyla girilmeyeceğini öğrenecek, kendinizi milletin efendisi değil hizmetkârı olarak görecek ve milletten üstün olmadığınızı bileceksiniz.

Kaybettiğiniz her seçimden sonra milleti küçümsemeyip milletin kararlarına saygı duyacak ve milletin seçtiklerine de millete de hakaret etmeyeceksiniz.

Bir Müslüman için başka Müslümanların da önemli olduğunu ve ülkemiz kadar İslam âleminin de önemli olduğunu kavrayıp Batı ve batıla değil de İslam dünyasına yakın olmak için uğraşacaksınız.

Tarihimizin cumhuriyet dönemiyle başlamadığını, tek liderin Mustafa Kemal olmadığını, milletimiz için tarihimizin ve ceddimizin çok büyük değer olduğunu ve onları yok sayanların milletin gönlünde var olamayacağını bilip ona göre davranacaksınız.

Yaptıklarınızla, yapmadıklarınızla, duruşunuzla, mücadelenizle Ümmet-i Muhammed’in, mazlumların umudu; ehl-i küfrün, zalimlerin korkulu rüyası olacaksınız.

Millet, size bakınca sizde kendini görecek, nasıl inanıyorsunuz öyle yaşayacak, olduğunuz gibi görünecek, sizden farklı olanlara saygı gösterecek, sizin gibi düşünenler için istediğiniz her şeyin sizden farklı düşünenler için de Hak olduğunu bileceksiniz.

Bunları yaparak Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarının daha iyisini yapabilirseniz bu millet size belki bir şans verir.

Ama bu milletin size güvenebilmesi için küçük bir şeye ihtiyacınız olacak: SAMİMİYET!.. Bu zamana kadar yaptıklarınıza ve yapmadıklarınıza bakarsak bu da sizde yok.

O hâlde iktidara, bu milleti yönetmeye, Reis’i makamından indirmeye kalkışmadan samimiyet testini geçip bu millete güven vermenin yollarını arayın!..