14 Şubat’a yani “Sevgililer Günü”ne birkaç gün kaldı ama bunu zaten biliyorsunuzdur. Nitekim televizyonlar, reklam panoları, mağazalar, yani kısaca kapitalizmin bütün çarkları bu günü bangır bangır ilan ediyor. 14 Şubat geldi mi birçok kimsede telaş başlar; sevgilime, hanımıma, kız arkadaşıma, nişanlıma (nadiren de olsa beyime, erkek arkadaşıma) “Ne alsam?”, “Acaba bunu beğenir mi?”, “Bu çiçeği beğenir mi?”, “Nerede romantik bir yemek yesek?” ve benzeri sorular dolaşır kafalarda. Mağazalar özel indirimler yaparak büyük gelirler elde eder bugünlerde, insanlarda sevdiklerini mutlu etmeye çalışır.

Sevdiğin bir kimseye güzellikler yapmak ona sevildiğini hissettirmek ve bunu dile getirmek bunlar aslında çok hoş davranışlar. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde “Sevdiğiniz insana sevdiğinizi söyleyiniz” (Ebu Davud, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesaî, Sehv 60) buyurmuştur. Lakin bunu 14 Şubat’a veya başka bir tek güne (anneler günü, babalar günü vs.) indirmek ve o günün nerede, nasıl ve niçin ortaya çıktığını bilmeden koyun sürüsü misali başkalarına benzemek için bunları yapmak doğru değil. Peygamberimiz (s.a.v.) bu hususla ilgili şu cümleyi sarf etmiştir: “Kim bir millete (kavme) benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebu Davut. Libas.5). Bu sebepten ötürü sizler için kısaca 14 Şubat’ın ortaya çıkış hikâyesini kaleme aldım.

ROMA MİTOLOJİSİNE GÖRE 14 ŞUBAT’IN ORTAYA ÇIKIŞI

14 Şubat ananesi Roma mitolojisinde -haşa- “baş tanrı” Jüpiter’in kız kardeşi ve eşi olan Juno zamanından beri süregelen bir şeydir. Şubat ayı kuşların çiftleşme mevsiminin başlangıcı olduğundan, evliliğin ve ailenin koruyucusu kabul edilen Juno’ya hürmeten 14 Şubat tarihi tatil günü ilan edilmiş, halk teşekkür babından Juno’ya çiçekler ikram ederdi. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise 14 Şubat’ın hediyesi olan“Lupercalia Bayramı” başlıyordu. Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük bir ehemmiyeti haizdi. Bunun sebebi ise hayatları kesin kanunlar ile sınırlandırılmış olan gençlerin bu günün dışında karşı cins ile hiçbir şekilde bir temas içerisinde olamamasından ötürüdür. Hangi genç kızın hangi genç erkek ile bir çift (partner) oluşturacağı eski bir âdet ile belirleniyordu. Âdet şöyleydi: Evlenme yaşına gelmiş olan kızlar bir araya gelerek papirüs şeritlerine isimlerini yazar ve bir kavanoza atarlardı, çıplak koşu yarışması yapan erkekler de varış çizgisine geldiklerinde isimlerin yazılı olduğu şeritlerden birer tane çeker ve o günü ismini çektiği kızlarla geçirirlerdi. Eğer çiftler birbirlerine âşık olurlarsa evlenirlerdi ve yuvalarını kurarlardı, birbirlerine ısınamadılarsa veya günümüz evlilik programları tabiriyle “birbirlerinden elektrik alamadılarsa” o zaman ayrılırlar ve nasiplerini bir sonraki sene ararlardı.

HIRİSTİYANLARA GÖRE 14 ŞUBAT’IN ORTAYA ÇIKIŞI

Rivayete göre Roma imparatorluğu zamanında Rahip Valentine adında bir zat insanları iyi edermiş ve gelen hastalarını motive etmek için onlara bahçesinde yetiştirdiği çiçeklerden hediye edermiş.

Rahip Valentine zamanında, yani İmparator II. Claudius devrinde, İmparator, savaşacak asker bulamadığından evlenmeyi ve Hıristiyan merasimlere göre nikâh kıymayı yasaklamıştır. Bu yasağa rağmen Rahip Valentine nikâh kıymış ve insanları sevmeye, sevilmeye, evlenmeye teşvik etmiştir. Bunu duyan İmparator II. Claudius bir rivayete göre Rahip Valentine’i sopayla döverek öldürtmüş, bir diğer rivayete göre de derisini ters yüz etmiş ve o şekilde öldürmüştür.

Hıristiyanlar Romalıların âdetini değiştirerek kızların isimleri yerine inancı uğruna ölümü bile göze alan mübarek addettikleri Rahip Valentine’in isimlerini kâğıtlara yazdılar ve bunları halka dağıttılar. Bu sayede Rahip Valentine aynen Santa Claus (Noel Baba) ve benzerleri gibi nam saldı ve aşkın, sevginin ve ailenin koruyucusu kabul edildi. 14 Şubat 270 yılında ölen Rahip Valentine’nin ölüm günü o günden sonra “Sevgililer Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Bir Müslüman olarak bundan sonra 14 Şubat günlerini kutlayıp kutlamamamız gerektiğine siz karar verin şimdi. Benim tavsiyem illa sevdiğinize bir güzellik yapmak istiyorsanız bunu belli günlerde değil bir ömür boyu yapın, yine de karar sizin.

Not: Bu meseleyle ilgili Türkçe hiçbir kaynak bulamadım, yazımı Almanca ve İngilizce kaynaklardan istifade ederek hazırladım. Türkçede bu meseleyle ilgili hiçbir kaynağın bulunmuyor olması çok acayip bir durum.