AK Parti – CHP koalisyonu kurulamadı. Eski bir Ankara gazetecisi olarak bunu görmek zor değildi. Yine de, CHP ile muhafazakâr bir partinin iletişimi 92 yıllık siyasi tarihimiz açısından önemliydi.

15. yaşını kutlayan AK Parti, ‘bize tek başına iktidar olmak yakışır’ diyerek seçim istedi. Büyük bir risk alındı. Olumlu ya da olumsuz anlamda AK Parti’nin kaderini değiştirecek kadar büyük bir risk. Büyük riskler alınmadan büyük başarılar elde edilemez muhakkak. Ancak AK Parti, 15 ya da 22 Kasım’da yapılacak bir seçim için 3 ay içinde seçmenin fikrini değiştirmek zorunda. Bu 3 ay içinde öyle şeyler olmalı ki, AK Parti kendini yeniden tek başına iktidara taşıyacak yüzde 43’ü elde etmeli.

Bunun için seçmenin oyunu etkileyecek faktörleri gözden geçirmekte fayda var.

Ekonomi: İyi durumda sayılır. Kriz çıkmadığı sürece sorun yok.

Refah payı: Memur, asgari ücretli ve toplumun dezavantajlı kesimlerinin beklentisi sürüyor. İyileştirmeler yapılırsa yeni oylar gelir.

Suriye savaşı: 3 ay içinde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu koalisyon güçleri toplumun vicdanını yaralamayacak ve tepkisini çekmeyecek bir yol izleyerek başarılı olursa, Suriye haritası yeniden çizilip barışa yelken açılırsa halka ve sandığa olumlu yansır.

Terör: PKK ile 30 yılı aşkın bir süredir yapılan mücadelenin dışına çıkılarak sonuç getirecek bir mücadele yöntemi seçimi etkiler. Belki de seçim sonuçlarını etkileyecek tek unsur terör ve çözüm meselesi. Kurgulanacak mantık çok önemli. AK Parti, sadece güvenlik meselesine odaklanırsa HDP’ye giden oyları geri getirmesi zor. Sadece MHP’den alır. Bu da yüzde 43’e ulaşır mı bilinmez.

Çözüm Süreci: AK Parti’nin Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme ve tüm toplum kesimlerinin talebini dikkate alıp çözümler üretme noktasındaki kararlılığı çok önemli. Yaklaşık on yıla yayılan ve son 3 yılda hızlanan bu süreç mutlaka devam edilmeli. AK Parti, Çözüm Süreci’nde kararlı olduğunu hissettirip, süreci dondurucudan çıkarırsa hem MHP’den hem de HDP’den oy alabilir.

AK Parti yeniden tek başına iktidar olursa, bu hareketin lideri Recep Tayyip Erdoğan da Türk ve dünya siyasi tarihine geçecek. 7 Haziran’dan sonra seçmenin mesajını iyi okuyarak kendi özeleştirisini yapan AK Parti’yi artık 2023’e kadar kimse tutamaz.

İşin bir de diğer tarafı var. Ya oylar artmazsa?

Seçim gecesi AK Parti’yi tek başına iktidar yapacak başarı elde edilemezse bir kez daha başa döneceğiz.

İşte o zaman AK Parti için yeni bir süreç ya da süreçler başlayacak. AK Parti, seçmenin ikinci kez verdiği görev üzerine, diğer partilerle uzlaşarak bir hükümet kuracak.

İkinci bir ihtimal var ki, parti içi muhalefet düşüncelerini artık daha yüksek sesle dile getirmeye başlayacak. Daha güçlü bir özeleştiri ve silkelenme süreci yaşanacak. AK Parti kendi içinde, bu yola 15 yıl önce çıkarken belirlediği ana ilkeler, oluşturduğu temel felsefe ve ahlaka ters olan, bunun aksi yönde kürek çekenleri tasfiye edecek. Bir tasfiye ve temizlenme süreci yaşanacak. Ondan sonra yenilenmiş ve güçlü bir hareket doğacak.

Buradan bakınca 3 ay sonrası için bunlar görünüyor.

Hayırlısı neyse o olsun…