Türkiye, 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken AK Parti’ye ve hükûmete yönelik ciddi eleştiriler vardı. Bu eleştirilerin bir kısmı haklı, bir kısmı ise algı operasyonu yapmaya ve insanların tercihlerini değiştirmeye yönelik karalamalardı.

AK Parti, milletin önüne çıkarken hep geçmişten bugüne neler yaptıklarını anlatıyordu, neler yapacaklarına yönelik ise pek ele avuca gelen bir şeyler söylemiyordu.

Millete yönelik de şöyle bir bakış açısı vardı: Biz sizin için neler yaptık? Sizi nereden alıp nerelere getirdik, yaptıklarımıza bakarsanız bizi seçmeye mecbursunuz?

Millet ise AK Parti’ye ve hükûmete -kendileri anlamasa ya da anlamazlıktan gelse de- şu mesajı veriyordu: Evet, sen benim için çok şey yaptın. Ülkeyi uçurumun kenarından alıp belli bir refah düzeyine ulaştırdın, ekonomiyi düzelttin, devletimizin itibarını artırdın, Ümmet-i Muhammed’in umudu oldun ama sen bunları yaparken ben de seni hep en güçlü şekilde destekledim, hep senin yanında oldum, seni zor zamanlarında hiç yalnız bırakmadım. Sen iyi işler yaparken millete de hep yakın durur, milletten kendini üstün görmezdin ama şimdi öyle değilsin. Kendine çekidüzen ver, sesime kulak ver, farklı dengeler uğruna beni ihmal etme!.. Devletimiz büyürken refahtan bizim payımıza düşeni de ver, yaşanan olumsuzluklarla ilgili şikâyetlerimi dikkate al ve düzeltme yoluna git!.. Beni sana mecbur görüp bana tepeden bakma, seni desteklemek zorunda olduğum mesajını verme bana; ihtiyaçlarımı ve beklentilerimi göz ardı erme!..

Millet bu mesajı vermişken AK Parti ise yılların getirdiği aşırı özgüvenle her yaptığını doğru görüp eleştirilere ve uyarılara kulağını tıkayıp “Biz yapıyorsak en doğrusu budur, bizden daha iyisini yapacak kimse yok.” diyerek geleceğe yönelik umut aşılayan açıklamalar yapmadı. Varsa yoksa geçmişten bugüne ülke için yaptıkları… Aday tercihlerinde de millete rağmen belirlenen adaylar olunca hüsran kaçınılmaz oldu. Millet, seçimlerde sarı kartı gösterdi.

Yeniden seçim kararı alınıp 1 Kasım seçimlerine giderken ise AK Parti ve hükûmet, millete daha yakın durdu. Muhalefet partilerinin vaatlerinin de getirdiği bir ivmeyle yeni vaatler ve üç aylık bir plan açıklandı: Asgari ücrete ciddi bir zam yapıldı, millete yansıyacak ekonomik düzenlemeler yapıldı vb.

Sonuç: AK Parti, millete kulak verince, ekonomik anlamda milleti rahatlatan düzenlemeler yapınca millet tekrar AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdı.

Ancak şimdi de AK Parti kadrolarında 7 Haziran seçimleri öncesindeki gibi bir atalet, vurdumduymazlık, aşırı özgüvenin getirdiği kibir var sanki. Yine milletin sesi olmaktan uzaklaştıkları, beklentileri karşılamaktan uzak oldukları, bazı yanlış uygulamalarda -en iyisini biz biliriz mantığıyla- inat söz konusu gibi.

Örneğin,

Ekonomik anlamda millete yansıyacak -emekliye bayram ikramiyesi gibi- yeni düzenlemeler gerekiyor. Devletin kârını tabii ki düşünecek hükûmet ama devlet, millet için vardır. Devletin zenginliği, millete -özellikle de orta ve alt sınıfa- daha çok yansıtılmalı.

Seçilen vekiller, bakanlar, başkanlar ve bürokratlar daha ulaşılabilir ve millete hizmet noktasında daha mütevazı olmalı.Sözleşmeli öğretmenlik gibi denenmiş ama başarısız olunmuş, sıkıntıları artılarından fazla olmuş uygulamaları bir an önce sonlandırıp sıkıntı çekmiş olanların gönlünü almalıdır.Özellikle FETÖ sebebiyle yaşanan mağduriyetlere daha hızlı çözüm üretip kurunun yanında yaşın da yanmasına daha fazla müsaade etmemelidir.Seçim atmosferine girilmişken devleti düşünme refleksiyle milletin öfkesini çekmemelidir. Milletin beklentilerini daha fazla ciddiye alıp çözüm odaklı adımlar atmalıdır.Sırf AK Parti’nin at/a/madığı adımlardan dolayı seçmen küsüp farklı tercihlere yönelirse ülkemiz ve milletimiz için hiç de iyi sonuçlar ortaya çıkmaz. Yarın belki inat, belki ekonomik kaygılar, belki yanlış yönlendirmeler sonucunda istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarsa millet lehine daha fazla fedakârlık yapmayan bu kadrolar yüzünden millet de devlet de çok daha fazla bedel ödeyebilir.

Allah korusun, bu milletin de devletin de yeni bir 7 Haziran sendromu yaşamaya tahammülü yoktur. Ne olur Milletin sesine daha çok kulak verin!.. Milletin isteklerini, beklentilerini karşılamaya dönük daha yapıcı adımlar atın.

Bu milletin ve Ümmetin Reis’e ve AK Parti’ye, Reis’in ve AK Parti’nin ise bu millete ve ümmete daha çok ihtiyacı var.