Kadıköy’de Akhisar’a kaybedilen maçtan sonra ruhsal ve zihinsel yorgunluk içerisinde bıçak sırtı bir maça çıktı Fenerbahçe. Her şeyden önce Yeni Malatyaspor’u sahasında yenmek çok kolay bir iş değil. Daha önce Trabzonspor ve Galatasaray mağlup olmuş Beşiktaş ise beraberlikle ayrılmışlardı buradan. Yani demem o ki Malatyaspor da öyle kolay lokma değil az gol atan aynı orantıda kalesinde de az gol gören bir takım. Bunun bilinci ile maça başlayan Aykut Kocaman’ın öğrencileri ilk 20 ile 30 dakika arası panik, ürkek ve çekingen futbollarıyla sanki kümede kalmaya oynayan bir Anadolu takımı görüntüsü içindelerdi. İşler kötü giderken varlığının takım için ne denli önemli olduğunu defalarca söylediğimiz keleci Volkan’ın kurtarışlarıyla 34. dakika Neustadterin golü maça tutunmasını sağladı Fenerbahçe’nin.

Ligde makas daraldıkça tüm takımlar kaybetmemek için kıyasıya mücadele içine girdi. Artık tek bir puanın dahi kıymetli olduğu maçlar oynanıyor. Fenerbahçe’nin bu hafta sonu oynayacağı Galatasaray derbisi camia için üç puandan daha fazlası demek. Yeni Malatyaspor karşısında sergilediği bu oyunun pratikte Fenerbahçe’yi hedefine götüreceğini pek sanmıyorum. Lakin Fenerbahçe’nin Galatasaray’a karşı alacağı olası bir galibiyetin takım içinde psikolojik olarak olumlu etkileri olacaktır. Onun içindir ki Aykut Kocaman futbolcularına bu maçın önemini çok iyi anlatması gerek. Kurgulayacağı oyun planı ne olursa olsun galibiyetin dışındaki her sonucun kalan maçlara etkisi çok büyük olacaktır.

Artık takımdaki bazı oyuncuların uyanması gerek. Giuliano,  Fernandao,  Aatıf ve Dirar’ın oyun içinde kalarak çok daha fazla katkı yapmaları gerek. Taraftarların Galatasaray maçında tribünleri doldurması takıma bu yolda yalnız yürümediklerini göstermeleri gerek. Bu takım birçok zorlukları ve engelleri aştı mücadeleler etti ve etmeye de devam ediyor. Bu güçlükler bu camianın büyüklüğünden ileri geliyor işte bunları aşmak Fenerbahçe takımını abat eder; pes etmek ise bu camianın literatürün de yazmıyor.

Allaha emanet olun…