Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Başkan Erdoğan’a Türkiye’nin Azerbaycan’a destekleri için bir teşekkür mektubu gönderdi.

Aliyev mektubunda, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısının, ilk saatlerinden itibaren kardeş Türkiye Cumhuriyeti tarafından her düzeyde şiddetle kınandığını, Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı davasında yalnız olmadığını bir kez daha gösterdiğini, bütün bunların Azerbaycan-Türkiye birliğinin açık örneği olduğunu ve Azerbaycan halkı tarafından çok değer gördüğünü belirtiyor.

Kendim ve Azerbaycan halkı adına size ve kardeş Türk halkına bu destekten dolayı teşekkür ediyorum” diyor.

İçimizdeki bir kısım Türkçüler ise, sıkışıp kalmış oldukları ‘siyasi cephe birlikteliklerinin dayanılmaz baskısından’ ötürü olsa gerek olup bitenlerin Türkiye’den ve özellikle Erdoğan’dan bağımsız bir şekilde ilerliyormuş gibi görmekte ve göstermekte ısrar ediyorlar.

Zira viran olası hanede Siyasi Cephe Birlikteliklerinin dayanılmaz baskısı ve gözleri kör eden Erdoğan nefreti var!

Bu nefretin zehirli tesiriyle hakkı teslime, hakikati söylemeye mecalleri kalmamış.

Madem bu işler Erdoğan’sız yürüyebiliyordu, o halde bir de tarihine bakalım;

Rusların desteğiyle Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal edince, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey acilen Türkiye’ye geldi. Başbakan Süleyman Demirel’le görüştü. Yardım istedi.

Ne yazık ki alamadı.

Ekim 1992’de tekrar geldi, yine Demirel’den para ve silah istedi.

Ne yazık ki yine alamadı.

Ağlamaklı halde, “Bari bir helikopter verin de, cephedeki ölü ve yaralılarımızı toplayalım” dedi.

Demirel buna da yanaşmadı.

Elçibey direniyor, mücadele için destek istiyordu ama Türkiye’nin o günkü hükümeti Azerbaycan’ın feryadını duymuyordu.

Hatta ve hatta Türkiye, Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’a buğday yardımı yapıyordu.

Hatta ve hatta Türkiye enerji hatları çekip Ermenistan’a elektrik veriyordu.

Elçibey bir kere daha yardım istedi…

Demirel yardım etmek şöyle dursun Ermenistan sınır kapısını ve hava koridorunu açtı.

Bugün Azerbaycan’ın arkasında dağ gibi iradesiyle ve bütün gücüyle Türkiye durmasa, Azerbaycan’ın bu başarıyı ve bu zaferi elde edemeyeceğini İlham Aliyev biliyor, Azerbaycanlılar biliyor da bizimkiler bilmiyor mu?

Bizimkiler de biliyor elbette…

Ahhh, bir de Erdoğan olmasaydı…

Bu desteği, bu yardımı, bu kararlı duruşu Erdoğan değil de herhangi birisi göstereydi…

Yeter artık, bırakın bu husumet kokulu hazımsızlıklarınızı bir kenara…

Bir kerecik iyiye iyi, kötüye kötü deyin…

Katar’a ambargo oldu, yardıma Türkiye koştu, marketler Türk mallarıyla doldu.

Venezuela’da darbe oldu, Venezuelalılar Türk bayraklarıyla sokaklara çıkıp darbeye karşı durdular, yanlarında yine Erdoğan vardı.

Suriye’nin kuzeyinde bir terör devlet kurulacaktı, Erdoğan bunu “Siyasi geleceğime mal olsa dahi Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletine müsaade etmeyeceğim” diyerek engel oldu.

Hâlâ bunun bedelini hem ekonomik ve hem de siyaseten ödetmeye çalışıyorlar.

Emperyalistlerin Libya’daki hesaplarını Erdoğan bozdu.

Şimdi Azerbaycan’a saldırdılar, yine karşılarında Erdoğan’ı buldular.

Ermenilerin en büyük korkusu İHA’lar, SİHA’lar, TB2’ler…

Ezcümle;

İlham Aliyev Erdoğan’a teşekkür ederken, bizim aymazlar bu işlerin ‘hop’ diye olup, ‘şıp’ diye bitiverdiğini sanmaya devam edir.