Başkan Erdoğan, 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı açılış töreninde ‘okullara ücretsiz kitap dağıtımının birilerini tarafından provoke edildiğini’ söylemişti.
Fakat işin aslının öyle olmadığı ve okul kitaplarındaki gecikmenin provokasyon veya artan döviz kurlarıyla alakalı olmadığı ortaya çıktı.
Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetler Genel Müdürlüğü daire başkanları görevden alındıkları için kitap basım ihalesi zamanında ve usulüne uygun bir şekilde yapılamadı.
İki ay gecikmeli olarak yapılan ihaleden sonra kitapların basılması ve dağıtılması okulların açılmasına yetiştirilemedi.
Milli Eğitim Bakanlığı her yıl öğrencilere ücretsiz dağıtmak için toplam 220 milyon kitap basıyor.
Gecikmenin bir başka sebebi önceki yıllarda kitaplar öğrencilere zamanında ulaşabilsin diye kitap basım ihalesi parça parça yapılıyor ve ihaleyi kazanan firmalardan taahhütname alınıyordu.
Bu yıl ihaleyi yapacak tecrübeli personel sıkıntısı yaşandı. İhaleyi alan tek bir firma kitapların baskısını geciktirdi.
Bir diğer sebep, Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik döneminden beri gelen teamül ile okullara dağıtılacak kitapların 3’te 1’i devlet kitaplarından seçiliyordu.
Geçen yıl bu kural ihlal edilmiş, yüzde 90 özel sektörden alım yapılmıştı.
Devletin baskıya hazır kitapları vardı. Bu kitaplar neden tercih edilmedi?
Gelelim yardımcı kaynak kitap meselesine…
Devlet bu yıl öğrencilere 1 katrilyon liralık külfete girerek 220 milyon adet kitap dağıtacak.
Ve fakat öğretmenler dershanelerden kalma alışkanlıkla ders kitapları yerine yardımcı kaynak kitapta diretecek, öğrencilere yardımcı kaynak isimleri vererek bunları almaları istenecek.
Şuna dikkat edin; kaynak yardımcı kitaplar öğrenciden ziyade öğretmenin işine gelmektedir.
Çünkü ders işlemek yerine yardımcı kaynak kitaplar ile bol bol test çözerek, cevap anahtarı arkada olan sorularla dersi geçiştirecekler.
Böylece ders işleyecek hazırlıklarının olmadığını gizleyebilecekler.
Öğretmenlerin kaynak kitap yerine öğrencilerden hikâye, roman, şiir, deneme gibi okuma alışkanlığı kazandıracak kitaplar isteseler buna tamam diyeceğiz.
Ne var ki, dershanelerin kapandığı veyahut kapanma aşamasına gelindiği bugünlerde hâlâ dershane alışkanlığını devam ettirme ısrarını anlamak mümkün değil.
Ve üstelik artık Milli Eğitim Bakanlığı test yerine açık uçlu soru yöntemini yani öğrencinin ezberine değil bilgisine dayalı sistemi oturtmaya çalıştığı bir dönemde.
FETÖ’nün bu memlekete yaptığı en büyük kötülüklerden birisi olan test dershaneciliği yönteminin bir sonucu olarak birbirinin aynısı olan yardımcı kaynak kitap ısrarından öğretmenler ve okul müdürleri artık vazgeçmelidirler.
Açık uçlu sorulara ağırlık verilmeli, öğrenciden evvel öğretmen de dersine çalışmalı, devlet kitaplarının müfredatına uyum sağlanabilmelidir.
Kaldı ki, illa test diye dayatacak olan öğretmenler için Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazır testleri var.
Neden bakanlığın testleri değil de özel sektörün yardımcı kaynak kitapları?..