Türkiye’de cumhuriyet kurulduğu günden beri adalet kurumu hakkıyla işlememiş, hukuk sürekli birileri tarafından katledilmiştir.
İstisnalar, istisna uygulamalar olmakla birlikte hukukun gücü değil de gücün hukuku geçerli olmuştur ülkemizde genellikle!..
Geçmişten günümüze yaşanan olayları, mahkemeleri, mahkemelerin verdiği kararları şöyle bir incelediğimizde eleştirilecek çok şey olmasına rağmen yine de adalet ve hukuk konusunda içinde bulunduğumuz zamanın en iyi zamanlarımız olduğunu söylemek çok yanlış olmasa gerek!..
İstiklal Mahkemeleri’nde estirilen terörü, muhalif olan -Necip Fazıllar, Osman Yüksel Serdengeçtiler gibi- herkesi sürüm sürüm süründüren, başbakanı ve bakanları as/tır/an adaleti(!); 28 Şubatların saçma kararlarını uygulamak için gönüllü olan ve hukuka en aykırı kararı verip daha sonra da bunu hukuka uydurmaya çalışan hukukçuları gördük nitekim geçmişte!.. Tabii bir de son yılların yargı üzerindeki FETÖ musallatı… Asıl bu terör örgütü ve teröristler de tuzu biberi oldu yargıdaki kanayan yaraların!..
Son zamanlarda bu hukuk katliamının ete kemiğe bürünmüş hâllerinden birini de Şahimerdan Sarı Hoca‘nın şahsında görüyoruz. Çok tanıdığım biri değildi, sevenlerinden birkaç kişiden Hoca’nın uğradığı zulümleri dile getirmemiz ve haksızlık karşısında ses vermemiz noktasında talepler gelince şöyle bir araştırdım. “Ülkemizde hukuk böyle işliyorsa vay hâlimize!..” dedim.
Yerimiz dar ama Hoca’nın uğradığı haksızlıkları kısaca dile getireyim de varın siz karar verin:
1997’de Gaziantep fuar alanında yaşanan bir bombalama olayı VASAT isimli hayali bir örgüte mal edilmiş. BU örgütün lideri olduğu iddia edilen Şahimerdan Sarı, gözaltına alınmış ve o zamanın olağanüstü şartlarında işkenceyle imzalatılan “ifade tutanakları” mahkeme ilamı gibi değerlendirilerek 18 yıl hapse mahkûm edilmiş. İşin ilginci, yargılama sırasında fuar alanındaki kitap standına atılan bombanın TSK envanterine kayıtlı olduğu, suça konu terör eyleminin JİTEM kaynaklı olduğu anlaşılmış. Doğu bölgesindeki bir karakoldan alınan bombalar patlatılarak yaklaşık 10 yıl suçsuz yere cezaevinde yatırılmış Hoca!..
2007’de cezaevinden çıktıktan sonra bu defa da FETÖ’nün gazabına uğramış. “Dinler Arası Diyalog Oyunu” isimli makalesi yayımlanınca 27.04.2009’da Gaziantep Terörle Mücadele Şubesi tarafından yapılan bir operasyon neticesinde terör örgütü kurmak ve “Vasat Terör Örgütü”ne üye olmak şüphesiyle gözaltına alınmış talebeleriyle!.. Burada yapılan yargılama sonucunda da mahkûmiyet kararı çıkınca cezaevine girmemek için Erbil’e gitmiş Hoca… Tabii orada da rahat bırakmamışlar ve hapse atmışlar. Hem de hangi gerekçeyle biliyor musunuz? FETÖ’cüler tarafından FETÖ’nün mahrem imamlarından olduğu gerekçesiyle hapse atılmış. Dört yıl sorgusuz yatmış. Şaka gibi…
Şimdi Türkiye’ye iade edildi ama geçmişte aldığı cezadan dolayı yine içeride, yeniden yargılama ve iade-i itibar bekliyor.
Ha şunu da ekleyelim unutmadan:
Vasat davası operasyonunu yaparak fezlekeyi hazırlayan Gaziantep TEM Şubesi komiser ve polislerinin birçoğu FETÖ ile mücadele kapsamında açığa alınmış. İddianameyi hazırlayan Adana Terörle Mücadele Savcısı ve Mit tırlarını durduran Özcan ŞİŞMAN ve Aziz TAKÇI, Yargılamayı yapan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Zeka KAYALI ve nihayet Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem ERTUĞRUL, FETÖ operasyonları kapsamında tutuklanmışlardır.
Ancak tüm bunlara rağmen Hoca’nın mahkûmiyeti bozulmamış ve eziyet devam ediyor.
Rabbim, başta 28 Şubat mağdurları olmak üzere tüm mazlum ve mağdurların tez zamanda özgürlüğe kavuştuğu günleri görmeyi nasip etsin!..