Avustralya merkezli düşünce kuruluşlarından East Asia Forum'da, Türkiye'nin NATO ile ilişkilerinin ve öneminin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Analizde dikkat çeken ifadeler yer aldı. Analizde, NATO'nun Rus saldırganlığı ve savunma ihtiyaçlarının arttığı bir dönemde Türkiye'yi dışlamayı göze alamayacağı belirtildi.

Analizde ayrıca, NATO'nun genişlemesinin Türkiye'ye bağlı olduğu ve bu nedenle NATO ülkelerinin Ankara ile daha fazla ortak zemin aramasının kritik önem taşıdığına yönelik tespit yapıldı.

Türkiye-Irak ilişkilerinin bölgeye olası etkileri ne olur? Türkiye-Irak ilişkilerinin bölgeye olası etkileri ne olur?

Analizde yer alan ifadeler şu şekilde:

“Ukrayna'daki çatışma NATO üyeliğini mercek altına aldı ve örgütün Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana doğuya doğru büyük oranda genişlemesi Rusya'nın harekete geçmesinin başlıca nedeni oldu.

2023'ün son haftasında Türk parlamentosunun Dışişleri Komisyonu İsveç'in NATO'ya katılımını onayladı. Ancak Türkiye'nin onay süreci, parlamento kararı onaylayana kadar tamamlanmış olmayacak.

İsveç'in katılımı Türkiye'nin koyduğu iki şart nedeniyle durmuş durumda. Türkiye, Stockholm'den ABD ve AB ülkelerinin de terör örgütü olarak tanımladığı PKK'ya karşı harekete geçmesini istiyor.

Türkiye, ikinci olarak da ABD'nin Ankara'nın F-16 savaş uçağı satın alma talebini onaylamasının yanı sıra Kanada'nın da Türkiye'ye silah satışına uyguladığı ambargoyu kaldırmasını istiyor.

İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ

Söz konusu analizde İsveç’deki PKK sorunu da ele alındı. Analizde, “İsveç'in “Kürt sorununa” müdahil olması şaşırtıcı değil. Önemli ve oldukça politize olmuş bir Kürt topluluğuna ev sahipliği yapan İsveç'te, PKK buradaki diasporadan önemli ölçüde uluslararası, siyasi ve mali destek almaktadır.

İsveç Parlamentosu'ndaki altı Kürt-İsveçli milletvekili, İsveç siyasetinde aktif olan daha geniş bir siyasi bloğun görünürdeki temsilcileridir. Bu bloğun liderliğini, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sert bir şekilde eleştiren Kürt kökenli İranlı Emine Kakabave yapıyor” ifadeleri yer aldı.

“Sonuç olarak Washington, Türkiye'nin F-35 savaş uçağı projesine katılımını, gizli özelliklerin ve teknolojinin Rusya ile paylaşılabileceği ve bunun gelecekte Amerikan ulusal güvenlik çıkarlarına meydan okuyabileceği endişesiyle askıya aldı.

Türkiye'nin Rusya ile savunma işbirliği, mevcut filosu için 40 adet F-16 savaş uçağı ve 80 adet modernizasyon kiti satın alma planını da geciktirdi. Bu müzakereler, Türkiye'nin Rus yapımı savunma sistemlerini NATO'nun bu ülkenin savunmasını geliştirme çabalarının bir parçası olarak Ukrayna'ya taşıması yönündeki ABD önerisini reddetmesiyle daha da gerginleşti.

NATO'nun Türkiye'nin Rusya'dan S-400 sistemi satın almasına başlangıçtaki muhalefeti göz önüne alındığında, Türkiye'nin sistemin ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve NATO sistemleriyle uyumlu olmadığını iddia etmesi beklenen bir durumdu.”

Editör: Leyla İlhan