Son dönemde Türkiye ve Irak arasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ağustos 2023’te geniş kapsamlı Bağdat ve Erbil ziyaretinin ardından iki ülke arasında yoğun bir diplomasi trafiği başladı. Son olarak, Hakan Fidan’ın yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu’nun oluşturduğu Türk heyeti 14 Mart 2024’te Bağdat’a giderek Iraklı muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşme sonunda yapılan ortak açıklamada ortaya konan maddeler, iki ülke ilişkilerinin olumlu anlamda bir öteki aşamaya taşınması noktasında ciddi bir umut vermiş gibi görüyor. Özellikle terör örgütü PKK’ya karşı ortak bir tavır benimsenerek, Irak’ın PKK'yı yasaklı bir örgüt olarak ilan etmesi ve başta askeri işbirliği olmak üzere, ticaret, enerji, su, sağlık, tarım ve ulaştırma alanlarında ortak komitelerin kurulması yönünde karar verilmesi iki ülke arasında önümüzdeki süreçte somut adımlar atılabileceğini gösterir nitelikte oldu. Nisan ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak'a ziyaretiyle de pek çok konuda önemli imzaların atılması bekleniyor.

Sudani hükümetinin dengeli adımları

Türkiye-Irak ilişkilerinde yaşanan bu olumlu yönelim Irak iç politikasındaki süreçle birlikte okunduğunda hem Irak hem de bölge için istikrar üretmeye aday görünüyor. Nitekim özellikle Muhammed Şiya es-Sudani hükümetiyle son birkaç yılda nispeten rahatlayan ve istikrara kavuşan bir Irak’tan bahsedilebilir. Her ne kadar neredeyse 40 yıldan fazla bir süredir bilfiil savaşın içinde olan ülkenin üzerindeki savaş izlerini kısa bir sürede silmek mümkün olmasa da ülke içerisinde atılan adımlar Iraklılar için bir umut oldu. Ülke içerisinde zaman zaman yükselen siyasi tansiyon, terör örgütü DEAŞ’ın hücre saldırıları, terör örgütü PKK’nın etkinliği, milis grupların varlığı, dış müdahaleler gibi olumsuzluklar sürüyor. Bununla birlikte mevcut Sudani hükümetinin kazandığı ivme, Iraklıların geleceğe dair daha olumlu bir bakış açısına sahip olmalarının yolunu açıyor gibi görünüyor.

Ülkenin görünen yüzü ve nüfus olarak en kalabalık şehri olan başkent Bağdat başta olmak üzere şehirlerdeki altyapı ve üstyapı çalışmalarının halkı heyecanlandırdığı açık. Özellikle Bağdat’taki gelişmeler dikkat çekici boyutta. Daha önce güvenlik riskleri nedeniyle tenhalaşan Bağdat sokaklarında şimdi 24 saat canlı akan bir hayat var. Halkın da özgüvenini yeniden kazanmaya başladığı ve halk arasında yükselen bir Iraklılık kimliği ve bilincinin oluştuğu görülüyor. Bunda Sudani hükümetinin iç ve dış politikada attığı “dengeli” adımların etkisi var. Bu dengede hem Iraklı siyasilerin hem de halkın Türkiye ile ilişkilere verdiği önem oldukça açık.

Irak'ın iç dinamikleri Türkiye ile gelişen ilişkilerden memnun

Irak’ta hangi tarafla konuşursanız konuşun zaman zaman Türkiye’nin politikalarına karşı çıkanlar olsa da Türkiye ile yürütülen sürece olumlu bakıldığını söylemek yanlış olmaz. Bunu Türkiye’ye karşı en sert açıklamaları yapan gruplardan biri olan Şii milis grubu Asaib Ehlil Hak isimli örgütün lideri Kays el-Hazali’nin değişen tavrında dahi görmek mümkün. Kays el-Hazali Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü terör operasyonları nedeniyle “işgalci” olarak suçlayan ve Irak’taki Türk unsurlarını hedef alabileceğini ima eden açıklamalar yapan bir profildi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yabancı lejyonlar: Gizemli aktörler ve sürece etkileri Rusya-Ukrayna Savaşı'nda yabancı lejyonlar: Gizemli aktörler ve sürece etkileri

Türkiye’nin Irak’a yönelik yıllardır sürdürdüğü istikrarlı dış politika çizgisi karşılık bulmuş gibi görünüyor. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması, Irak’ın istikrarının desteklenmesi, Irak’taki her grupla dengeli ilişkiler sağlanması temelinde yürüttüğü dış politika meyvelerini veriyor.

Erbil-Bağdat denkleminin önemi

Aynı zamanda, Türkiye’nin Erbil-Bağdat dengesinde oynadığı rol de önemseniyor. Bilindiği gibi bütçe, petrol gelirlerinin paylaşımı, enerji transferi, idari meseleler gibi konularda halen Erbil ve Bağdat arasında sorunlar yaşanıyor. Ancak Türkiye’nin Irak’taki istikrarı yakalamak adına Erbil ve Bağdat arasındaki uyuma ve uzlaşıya katkı sunabileceği biliniyor.

Bu noktada, her ne kadar Türkiye’nin Irak merkezi hükümetiyle geliştirdiği ilişkiler bazı çevreler tarafından Ankara’nın Erbil ile arasına mesafe koyacağı yönünde bir algıya ve söyleme neden olsa da Türk heyetinin 14 Mart’taki son ziyaretinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanının da yer alması ilişkiler için rahatlatıcı bir görüntü verdi. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği kapsamında Erbil ve Bağdat’a ayrıştırıcı değil tamamlayıcı bir gözle baktığı söylenebilir. Erbil ve Bağdat arasında oluşacak uzlaşı ve denge sadece Irak iç politikası açısından değil, Türkiye-Irak ilişkileri ve bölgesel denklem açısından da önemli. Zira, Türkiye ve Irak arasında gelişen süreç ve atılacak somut adımların bölgesel bir işbirliğine dönebileceğine dair konuşmalar artık yüksek sesle ifade ediliyor. Anlaşılan o ki, Türkiye ve Irak arasındaki gelişmeler bölgesel istikrar için bir model olabilir.

Kaynak: AA