Kıymetli dostlar öncelikle sizleri selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Her zaman ifade ettiğim gibi tarihi bir süreçten geçiyoruz. Özellikle Türk İslam dünyasında yaşanan gelişmeler incelendiğinde, bu incelemenin sonucunu biraz tarih bilgisi ile harmanlarsak bize artık Türkiye’nin hem bulunduğu coğrafyada hem de dünya siyasetinde söz sahibi bir ülke konumuna gelmek üzere olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin önünde Allah’ın izni ile hiçbir güç duramayacak. 21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacaktır.” sözleri de aslında bu inceleme ve okumanın bir sonucudur.
Bu bağlamda bugüne kadar yaşanan birçok gelişme birbirinin devamı olarak süregeliyor. Özellikle yıllardır Dağlık Karabağ bölgesinde işgalci olarak bulunan Ermenistan’a karşı Azerbaycanlı kardeşlerimizin üst üste kazandığı zaferlerin sonuncusu olan ve o coğrafyada hem kültürel hem de siyasi olarak önemli bir yere sahip olan Şuşa bölgesinin işgalden kurtarılması bize ayrı bir gurur yaşattı. Yaşattığımız bu gurur büyük bir zafer gururu olmakla beraber aynı zamanda sevinç gösterilerinde Azerbaycanlı kardeşlerimizin ülkemiz ve cumhurbaşkanımız adına söylediği sözlerin güzelliği ile iyice taçlanmıştır. Çünkü biz inanıyoruz ve görüyoruz ki bizimle birlikte kardeşlerimizde inanıyor ki Türkiye güçlü olursa Türk dünyası güçlü olur. Türkiye güçlü olursa İslam Dünyası güçlü olur.
Rabbim tekrar birlik ve beraberlik içinde dünyanın dört bir yanına yayılmış aynı ideale sahip kardeşlerimizle birlikte son yüzyılda inşa edilen bu sömürü düzenini yıkıp tekrar adalet ve hoşgörü nizamını tesis etmeyi bizlere nasip etsin…
Dostlar bugün İstanbul’un, Payitahtın sırlarla, hikâyelerle dolu sokaklarında gezmeye devam edeceğiz. Hadi gelin şimdi sizinle Topkapı’ya doğru bir yolculuğa çıkalım…
Türk Dünyası Kültür Mahallesi
İstanbul geçmişten günümüze birçok devlete, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış nadide şehirlerden biridir. Hatta geçmişte olduğu gibi günümüzde de farklı inançlara ve geleneklere ev sahipliği yapmaya devam etmektedir. Bugün sizlerle bu farklılıklar arasında eskilerimizin daha iyi hatırlayacağı Topkapı Otogarı’nın bulunduğu bugün Topkapı Kültür Parkı olarak bilinen alana inşa edilen Türk Dünyası Kültür Mahallesi’ni ziyaret edeceğiz.
Peygamber Efendimiz’in (sas) müjdelediği kutlu fethin gerçekleşmesi esnasında Fatih Sultan Mehmet Han Hz.lerinin otağını kurduğu bu alanda bugün Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), R.F. Tataristan, Balkanlar, R.F. Başkortostan Kültür Evleri ile Ebu Nasr El Farabi Evinden oluşan bir “mahalle” bulunuyor.
2009 yılında ziyarete açılan bu mahalle geniş bir coğrafyaya yayılmış Türk kültürünü aynı mekânda bize sunduğu için de ayrı bir öneme sahiptir. 2016 yılında UNESCO Hoca Ahmet Yesevi Yılı sebebi ile eklenen Hoca Ahmet Yesevi Otağı’ı maketi Türk dünyasında etkili olan tasavvuf kültürünün yansıması bakımından da oldukça önemlidir.
Birazdan detaylı bir şekilde gezme imkanı bulacağımız mahallede bulunan çadırlarda ve yapılarda o ülkeye ait gündelik hayattan parçalar, ev eşyaları, müzik aletleri, kılık kıyafet gibi pek çok kültürel detay sergilenmeye devam ediyor. Ayrıca bugüne kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapan Kazak ve Kırgız çadırları, orijinal boyutlarda hazırlanan ve mutlaka herkes tarafından görülmesi gereken tarihte bilinen ilk Türkçe yazıtlar olan Orhun Yazıtları, Azerbaycan Kız Kalesi ve Kırgızistan’da bulunan Burana Kulesi’ne ait maketler de burada görebileceğimiz eserler arasında yer almaktadır.
Kazakistan Cumhuriyeti Kültür Evi
En büyük Türk halklarından olan Kazaklar, aynı zamanda oldukça eski bir geçmişe ve kültür mirasına sahiptir. Mahallede bulunan Kazakistan Kültür Evinde bu zengin geleneğin bir parçası olan kılıç-kalkan oyununda kullanılan kılıç ve kalkanlar, oyuna ait karelerle birlikte avcılıkta kullanılan geyik boynuzundan deri kaplı oklar, avcılıkta kullanılan yırtıcı kuş, özellikle de kartal yetiştiriciliğine dair ilginç bilgilerin ve görsellerin yer aldığı panolar, Kazak milli müziğinin vazgeçilmez enstrümanı olan ‘Dombıra’ ve ‘Kobuz’ adı verilen orijinal sazlar, Kazak devlet büyüklerini, mimari eserlerin tanıtıcı, İpekyolu’nun tarihi hakkında kaynaklık edecek birçok ürünü burada görebilirsiniz.
Bunlarla beraber Kazak göçebe hayatın en önemli unsurlarından olan yayla çadırının bir örneği, Kazak evinin yanında, Kazakistan’dan getirilerek aslında uygun olarak tamamen keçe ve ahşaptan, hiç çivi kullanılmadan kurulmuş çadırda geçireceğiniz birkaç dakika sizi İstanbul’dan Kazakistan’a bir yolculuğa çıkarmaya yetecektir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Evi
İçinden geçtiğimiz bu süre içinde beklide yakından tanımaya en çok ihtiyacımız olan devletlerden biridir Azerbaycan. Evet, şimdi Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni işgaline karşı mücadele veren 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış kardeşlerimizin renkli kültürünü yakından görebileceğimiz bir mekândayız.
Kapıdan girdiğinizde güzel bir Azerbaycan manzarası üzerine yazılmış “Azerbaycan – Türkiye, Bir Millet İki Devlet (Haydar Aliyev)” yazısı ile birlikte yöresel kıyafetler giydirilmiş cansız mankenler bizleri karşılıyor. Köroğlu, Babek gibi halk kahramanlarına ait portrelerin ve Azeri tarihi hakkında geniş bilgi içeren panoların yer aldığı bu mekânda ‘tar’, ‘kanvas’, ‘kamança’, ‘balaban’ gibi sazların el yapımı orijinal örnekleri ile birlikte Azerbaycan’da evlerde günlük kullanılan eşyaları da yakından görme imkânı buluyoruz.
Çadırın hemen yan tarafında Bakü’nün en önemli simgelerinden Kız Kalesinin maketini de görebiliyoruz.
Özbekistan Cumhuriyeti Kültür Evi
Türk Dünyası Özbekistan Evi de, Amir Timur anıtı, Kazıdade’nin ve Ali Kuşçu’nun da çalışmalar yaptığı 15. yüzyıla ait Rasathane, 16. yüzyıla ait Kukeldaş Medresesi ve 2007 yılında İslam Kültür Merkezi seçilen Ebu Bekir Ğaffal tarafından 16. Yüzyılda inşa edilmiş Hastimam (Hz. İmam) Medresesi gibi Özbek tarihini bizlerle tanıştıracak birçok eseri misafir ediyor. Diğer yandan, yemeklerinin lezzeti ve etrafında yapılan uzun dost sohbetleriyle dünyaya nam salan meşhur Özbek sofrasının bir örneği hatta Özbek pilavı için özel olarak yapılmış tabaklardan, fincan takımlarından oluşan Piyale çinilerinin nadide numuneleri de Özbek Kültür Evi’nde görülebilir.
Kırgızistan Cumhuriyeti Kültür Evi
Türk Dünyası Kırgız evinde de Kırgız sözlü ve yazılı edebiyatı hakkındaki kaynaklardan ve Cengiz Aytmatov külliyatından oluşan büyük bir Kırgız edebiyatı köşesi oluşturmuştur.
Keçeden üretilmiş el yapımı ‘çapan’lar (saygın misafirlere giydirilen bir kaftan türü), terlikler, kalpaklar, ‘şırdak’lar (el halısı) Kırgız el becerilerinin en güzel örnekleri yanında tablolar, Kırgız sosyal hayatında vazgeçilmezlerinden olan at oyunlarına, at güreşlerine, ulak oyunlarına ait tablolara, geyik ayağından yapılmış özel at kamçılarını da burada görüyoruz.
Türkmenistan Cumhuriyeti Kültür Evi
Nesli tükenmiş hayvanlar için bastırılmış gümüş pullar, yün patikler, bayrak bayramından görüntüler, geyik boynuzundan kuzu emzikleri, Sultan Sencer’e ait türbe maketi, halı tezgâhları, kök boyası örnekleri, Türkmen gelinlerine has özel takılar, geleneksel kıyafetler giydirilmiş mankenlerin yanında bölgeye ait koyun ve devetüyünden Türkmen halı örnekleri, Ahal Teke cins atlarını anlatan maketler, pencere ve kapıları süslemekte kullanılan el dokuması halıdan yapılan saçaklar, Türkmen paralarından (manat) oluşan bir koleksiyon da Türkmenistan Kültür Evi’nde sizi karşılayan ürünler arasında sayılabilir.
KKTC Kültür Evi
Kıbrıs Barış Harekâtından sonra kurulan KKTC ülkemiz için hem milli hem de manevi olarak önemlidir. Bu önemin yanında KKTC Kültür Evi ile Kıbrıs’ta yaşayan kültür yakından tanıma imkânı buluyoruz. Bölgeye has el işlemesi örtüleri, özel üretim sabunları, tarihi buğday orakları, su kabağından çalgılar, el yapımı hasır sepetler, süpürgeler ve değişik süs eşyaları, Kıbrıs çarşılarında ufak bir gezinti imkânı sağlarken, aslında sıcak kanlığıyla tanınan Kıbrıs halkına ve Kıbrıs kültürüne bizleri bir adım daha yaklaştırıyor.
Tataristan Cumhuriyeti Kültür Evi
Yöresel Kıyafetli cansız mankenler, günlük hayatta kullanılan ürünle, yöresel müzik aletleri, semaver ve özel porselen bardaklar ve özel kıyafetlerin yer aldığı bir ev karşılıyor bizi. Tataristan Kültür Evi’nde, ziyaretçiler için Tatar dünyasına kapılar açmak amacıyla bulunan kitaplardan ve tanıtıcı broşürlerden çağdaş Tatar ressamlara ait kataloglar, Tatar porselen tarihi hakkında ve Tatar milli müziği üzerine yazılmış kitaplar hakkında da bilgiye ulaşabiliriz.
Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Evi
El işlemeciliğinde kendilerini geliştirmiş olan Başkortostan kültürüne ait, gelinler için özel olarak gümüş ve mercandan hazırlanmış başlıklar, takılar; damatlar için gümüş kemerler ve el yapımı tilki derisinden yapılan ‘tumak’ adı verilen başlıklar, Başkortostan Kültür Evi’nde bir geleneksel bir düğün şöleni yaşatıyor.
Başkortostan’ın 7 harikasının yer aldığı sergiye yer verilen köşenin hemen yanında ise, Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lûgat’it Türk adlı sözlüğünde Başkortostan’dan bahsedilen metinlerin ve o coğrafyaya ait çizimlerin bulunduğu tablolar yer alıyor.
2009 yılından beri her gün 08:00-17:00 saatleri arasında ücretsiz olarak sizlerin ziyaretini bekleyen bu mekânı en kısa zamanda görün isterim. Eğer ziyaretinizi öğle veya ikindi vaktine denk getirirseniz hemen Mahallenin yanı başında yer alan ve sadece bu vakitlerde açık olan gördüğünüz zaman hem eşsiz güzelliği ile hem de ilginç hikâyesi ile hayran kalacağınız “Takkeci İbrahim Ağa Camii”ni ziyaret etmeyi unutmayın derim…
Ne dersiniz haftaya da böyle güzel hikâyesi olan camileri ziyaret edelim mi?
Selam ve dua ile…