12 Mart 1995…

Bir akşam vakti…

Polis telsizinin terör kanalından geçen “Gazi Mahallesi’nde 1 cemevi ve 4 kıraathane tarandı” anonslarıyla neye uğradığımızı bilemedik.

İnternetin, Twitter’ın, cep telefonunun olmadığı günlerde, bir televizyon kanalına altyazı olarak düşen duyumlar, onbinleri sokağa döktü. Alevi vatandaşlar Gazi Mahallesi’ne akın etti. Olay yerine ulaşanlar, Alevi Dedesi Halil Kaya’nın cansız bedeniyle karşılaştı. Zihinlerden silinmeyen o fotoğrafın ardından olaylar başladı…

Toplam 23 kişi hayatını kaybetti!

Dava açıldı. 8 yıl süren duruşmaların sonunda sadece 2 kişiye, 1 yıl 8 ay ceza verilerek dosya kapatıldı. Bir katliam daha yakın tarihimizin karanlık sayfalarına gömüldü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi mahkûm etmesi de acıları dindirmedi.

Bu olaydan daha iki yıl önce, 1993’te Sivas’ta yakılan Madımak Otel’de 37 can yitip gitmişti. Ortada büyük ve planlı bir provokasyon vardı.O da faili meçhul kaldı.

1980 öncesinde olduğu gibi 1990’lardan sonra da Alevilere yönelik faili meçhul saldırılara yakından tanık olduk.90’lı yıllarda işlenen birçok cinayetin ortak paydasında Aleviler vardı. Neredeyse tamamına yakını faili meçhul kaldı.

Acaba bu yüzden mi Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay’ın adalet bakanlığı döneminde ‘mezhepçi kadrolaşma’ yapılmıştı? Peki, Alevi hâkimler, savcılar da mı çözememişti bu faili meçhulleri?

AK Parti hükümetlerinden önceki birçok hükümet, derin yapılara dokunamadığı için ya da bir tuğlasını çektiğinizde tüm duvarı yıkacak bir yapıda olduğu için faili meçhulleri çöz(e)medi.

Gazeteci Uğur Mumcu’nun kurban gittiği bombalı suikasttan sonra söylenen “Bir tuğla çekersek duvar yıkılır” sözlerinin sarf edildiğiTürkiye’de yaşamıyoruz artık.İktidarda milletin getirdiği bir hükümet var. Son 13 yılda demokrasi ve özgürlükler alanında çok yol aldık.

2010’daki Anayasa değişikliği referandumunda ise Türkiye’de, Cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal koalisyonlardan biri gerçekleşti…

İşte bu yüzden toplum, yakın tarihimizin karanlıkta kalmış tüm olaylarının aydınlanması için, Çözüm Süreci gibi tarihi bir irade sergileyen Hükümet’ten büyük beklenti içinde.

Toplumsal huzuru bölen bu duvarların tuğlaları artık çekilebilmeli. Demokratik açılımlar dizisiyle başlayan huzur iklimi sürmeli.

Bu arada, 20 yıl önce çocuklarını, yakınlarını kaybeden aileler, bugün saat 11.00’de Gazi’deki Şark Kıraathanesi’nde buluşup basın açıklaması yapacak.İnsan ömrü için uzun toplumlar için kısa sayılabilecek sürede nereye gelindiği ya da gelinemediğini anlatacaklar. Ardından canların düştüğü yerlere kırmızı karanfiller bırakacaklar…