Ekrem Bey Kanal İstanbul projesinden çekilecekmiş.
İmamoğlu zihniyeti her iyi şeyde, her projede olduğu gibi İstanbul Havaalanı için de aynı tantanayı yapmıştı.
En başından belliydi…
Yapraklara fısıldayan bilge başkan İmamoğlu’nun ilk icraatı, ‘Temel Atmama Töreni’ olduktan sonra, Kanal İstanbul hakkında da ileri geri konuşacağı, neye, nasıl, niçin itiraz ettiği belli olmadan, içeriden ve veya dışarıdan birilerinin kulağına fısıldadıklarını ezberden okuyacağı belliydi.
İstanbul’a bir çivi çakmayacağı adaylık dönemindeki şovmen tavırlarından anlaşılan İmamoğlu, Türkiye’ye bir çivi dahi çakmayan CHP tiyatrosunun baş oyuncusu rolünü iyice belledi.
Suları akmayan İzmir’den de anlaşılacağı gibi CHP zihniyetinin hizmetle, vatandaşın huzuruyla, kalkınmayla, sosyal refah ve sosyal barışla bir alıp veremediği var.
Yeni değil elbet…
Kuruluşundan bu güne CHP böyle…
CHP’nin terkisinde giden partiler ve aynı zihniyetin sosyal medya şövalyelerini de toplarsak memlekette bir ‘istemezük kumpanyası’ almış başını gidiyormuş gibi görünüyor.
Ama sadece muş gibi görünüyor.
Bu ‘istemezük’çilere yeni kurulan ve yeni kurulacak partileri de dahil edecek olursak AK Parti’ye hareket alanı kalmayacakmış gibi görünüyor.
Ama sadece mış gibi görünüyor.
Zira gerçek hayatta işler hiç de sanal âlemde göründüğü gibi işlemiyor.
Vatandaşı Kanal İstanbul’un hatalı veyahut yanlış bir proje olduğuna ikna edemiyorlar mesela…
İç siyasette olduğu gibi dış siyasette de yürütülen istemezük kumpanyalarının halk nezdinde karşılığı yok.
Kılıçdaroğlu, ‘Suriye’de ne işimiz var?’ Sorusunu bakkala, manava, partinin karşısındaki ayakkabı boyacısına sorsa cevabını alacak.
Aynı şekilde Libya’da ne işimiz sorusunu da danışmanlarına değil feraseti kendinden menkul yurdum insanına sorarak öğrenmesi gerekiyor.
Artık bu işlerin istemezük zihniyetiyle ilerleyemeyeceği ortaya çıkmaktadır.
Sosyal medya köpürtülmeleriyle bir yere kadar.
Sağlam durdukça gerçekler galip gelecek, hakikatler ortaya çıkacaktır.
Zira ellerinde sosyal medyanın saman alevi ışıltısından başka bir şeyleri yok…
Sakin olalım.
Duruşumuzu bozmayalım…
Tam yol ileri…