Ana muhalefet partisi mensupları ve lideri, ağzını her açtığında “Recep Tayyip Erdoğan başkan olamaz!” diyor. Hatta sırtını PKK’ya dayamış olan partinin son seçimlerdeki sloganı da “Seni başkan yaptırmayacağız!” şeklindeydi.

Ne kadar Recep Tayyip Erdoğan düşmanı varsa başka ortak noktaları ve idealleri olmasa da hepsinin ortak noktası ve hedefi, onu başkan yaptırmamak!..

Burada söylemeden geçemeyeceğim: Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkeye başka hiçbir hizmet yapmamış olsa sadece birleştirici özelliğiyle bile millete yaptığı hizmet yeter. %60’lara dayanan bir kitleyi kendini sevdirerek birleştiriyor, bir arada tutuyor; bir araya gelmesi mümkün olmayan, hepsi farklı telden çalan %40’lık kesimi de Erdoğan nefretiyle birleştirerek bir arada tutuyor. Milleti bu kadar birleştirip bir arada tutan ikinci bir lider yoktur herhâlde dünyada!..

Bu %40’lık kesim, “Recep Tayyip Erdoğan başkan olamaz!” diye tepinip duruyor. Bu konuda ben de bu %40’lık kesimle aynı düşünüyorum. Erdoğan’dan başkan olamaz; o kim, başkanlık kim? Neden Recep Tayyip Erdoğan’dan başkan olamaz size madde madde açıklayayım:

1.800.000 metrekarelik toprağı olan bir imparatorluktan 783.000 metrekarelik bir devlet mi ortaya çıkardı ki,Önce halka dindar görünüp sonra halkın dinine ve diyanetine savaş açıp uyduruk bir “Şapka Kanunu” çıkarıp binlerce kişiyi asabilmiş mi ki,

İstanbul’un Fethi’nin sembolü olan büyük bir camiyi müzeye çevirerek ülkeyi, Müslümanları, Ayasofya’yı mahzun ve gözü yaşlı bırakabilecek cesareti(!) gösterebildi mi ki,

Kendine muhalif olanları, çeşitli uyduruk davalarla uyduruk bir İstiklal Mahkemesi’nde yargılatıp asabildi mi ki,

Ezanı Arapça’danTürkçe’ye çevirebildi mi, Kur’an okunup öğrenilmesini ve ibadetleri yasakladı mı ki,

T.C’nin parasının üstüne kendi resmini bastırabildi mi ki,

Bir başbakanı, birkaç bakanı darağacında sallandırabildi mi ki,

Ülkede darbe şartlarının olgunlaşması için milleti birbirine kırdırıp sonra da ülkeyi kurtarmış rolüne bürünerek bir sağdan, bir soldan gencecik fidanları asıp anaları ve babaları gözyaşları içinde yürek yangınıyla bırakabildi mi ki,

Her darbe girişiminde şapkasını alıp gitme uysallığını, 7 kez gidip 8 kez gelme başarısını ortaya koyabildi mi ki,

Ülkeyi ekonomik krizlere, çatışmalara, kardeş kavgasına sürükleyebildi mi ki,

Bu milletin dinini, diyanetini, örfünü âdetini, geleneğini göreneğini, değerlerini küçümseyip onlara savaş açtı mı ki ondan devlet başkanı olsun?

Bütün bunlara olumlu cevap veremiyorsun bir de devlet başkanı olmaya hevesleniyorsun!.. Batı’dan emir alıp onlardan gelen her şeyi kutsamayıp bulunduğun her ortamda onlara koşulsuz bir şekilde bağlılığını bildirmiyorsun; tam aksine Batı’ya, İsrail’e meydan okuyup onların tekerine çomak sokuyorsun bir de devlet başkanı olmaya kalkıyorsun!..

Yok paşam yok, bu şartlarda senin devlet başkanı olmana imkân yok!.. Sırtını Batı’ya dayamıyorsun, halka ve Hakk’a düşman olacağına hep onlara yakın duruyorsun; bu şartlarda seni başkan yapamayız!..