Rize’deki konuşmasında Başkan Erdoğan net bir soru soruyor: “15 Temmuz’dan bir gün önce 2,8 lira civarında olan dolar kurunun, dün itibarıyla 6 lirayı aşmasının nasıl bir gerekçesi olabilir?

Karşımızda Gezi, Paralel Yargı, hendek ve darbesi boşa çıkan, taşeronlarının hükmünün bittiği topraklarda bizzat devreye girerek elindeki küresel ekonomik sistemin verdiği güçle dolar ve faiz üzerinden Türkiye’ye boyun eğdirmek isteyen bir ABD var.

Karşımızda vahşi batının küstah kovboylarının kibriyle casus papazını, Rusların S-400’lerinden vazgeçmemizi, Kıbrıs’ta doğal gaz aramamamızı, Suriye’ye müdahale etmememizi, İran’a ambargo uygulamamızı, önemli madenlerimizin ruhsatını Amerikan şirketlerine vermemizi, başta Halkbank olmak üzere keseceği her cezaya baş eğmemizi isteyen bir ABD var.

Karşımızda Firavun’un gücünün kibrine, Karun’un servetinin küstahlığına, Nemrut’un ilahlık taslayan şeytanlığına soyunan bir ABD var.

Bu hakikat önümüzde dururken hâlâ dolar kurundaki bu ani yükseliş ve dalgalanmaları içeride uygulanan ekonomik politikalara bağlayanların ya akıllarından zoru vardır ya da ülkelerine olan sadakatlerinde.

Bağımsızlığımızı elimizden almak için tertiplenen her küresel operasyon canımızı acıtsa da hepsinden daha da güçlenerek çıktık. Bu aşıları alan Türkiye’yi dolar ve faiz sopasıyla terbiye edeceğine inanan ABD bir kez daha hüsrana uğrayacaktır.

Erdoğan’ınliderliğinde tekrar özüne dönen, tarihi misyonunu sırtlanan, dünya mazlumlarına umut olan Türkiye’ye artık ABD’nin eski ezberleri sökmüyor. Her on yılda bir hizaya getirdiği milli iradeyi yine bir darbe ile sindireceğini umarken 15 Temmuz’da ebabiller misali tankların hakkından gelen aziz milletimizden tarihinin tokadını yedi.

Dolar kuruyla oynayarak yazar kasaların yerlere atılmasını sağlayacak ekonomik krizi beklerken, 2001 yılında o yazar kasayı atan esnaf Ahmet Çakmak bugün “Ben Erdoğan’ın yanındayım” diyor. Yeni Türkiye ezberleri tek tek bozarken, küresel güçler çektikleri her operasyonda daha da ahmaklaşıyorlar, kontrollerini kaybediyorlar.

ABD’nin “Yarın akşam (Pazar) 18:00’e kadar Brunson’ı göndereceksiniz” son tehdidine karşı Reis’ten yine rest geldi: “Biz besleme değil, ayakları üzerinde dimdik duran 81 milyonluk bir Türkiye’yiz

Erdoğan’ın bugüne kadar ülkemize kazandırdığı her şeyi unutun. Bize köle muamelesi yapan bir müstekbire karşı tek başına bu vakarlı duruşu Erdoğan’ın arkasından ölümüne kadar gitmemiz için yeter de artar.

ABD’nin çıkarları doğrultusunda dünya devletlerini terbiye etmek için sopa ve havuç olarak kullandığı bu ekonomik sistemin alternatiflerini kurmak artık kaçınılmaz bir hal aldı. Başkan Erdoğan’ın “En büyük ticaret hacmine sahip olduğumuz Çin, Rusya, İran, Ukrayna gibi ülkelerle ticaretimizi milli para birimlerimiz üzerinden yürütmeye hazırlanıyoruz. Şayet Avrupa ülkeleri de dolar cenderesinden çıkmak istiyorlarsa onlarla da benzer bir sistemi kurmaya hazırız” sözü, nihai kurtuluşu gösteren bir reçete olarak önümüzde duruyor. Bu doğrultuda atılacak bir adım ABD’yi çıldırtmak için yeter. ABD başta suikast olmak üzere askeri darbe ve müdahale kartlarına başvurmaktan çekinmeyecektir. Her türlü müdahaleye karşı hazırlıklı olmalıyız.

Arkasına milletintam desteğini alan Erdoğan’ın liderliğinde bu beladan da sağ salim çıkacağız inşallah. Zira “Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük, bir başka bahar için sadece yaprak döktük!