İklim krizinin 2050 yılına kadar 40 milyon kız çocuğunu küçük yaşta evliliğe zorlaması bekleniyor. Tahminen 29,9 milyon ergen kız, erken yaşta evliliklerin olduğu ve iklim felaketlerinin sıklıkla yaşandığı ülkelerde yaşıyor. Bu sayının yüzde 33 civarında artması bekleniyor. Sosyolog Bünyamin Ayhan, iklim değişikliklerinin az gelişmiş, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerdeki bireylerin sosyal yaşamını nasıl etkilediğini değerlendirdi.

DEMET İLCE / RÖPORTAJ

Yıllarca süren kuraklık yüzünden bazı ülkelerde aileler yoksulluğa sürükleniyor. Oldukça fazla çocuk sayısına sahip olan bazı aileler, hangi çocuklarının karnını doyuracakları konusunda karar vermek zorunda kalırken, bazı çocuklarını da 18 yaşına gelmeden evlendiriyor. Küresel iklim krizi kız çocuklarının hayatlarını ve geleceklerini şimdiden değiştiriyor. Dünya genelindeki ulusal iklim planlarının yüzde 2'sinden azı kız çocuklarından bahsediyor.

“İKLİM KRİZİ KONUSUNDA BATI DAHA ÇOK ENDİŞELİ”

İklim krizinin Batı toplumlarında daha fazla dile getirilen bir konu olduğuna dikkat çeken Ayhan, aslında bu mevzudan daha çok etkilenen topluluklarda dile getirilmediğini belirtti. İklim krizine bağlı olarak az gelişmiş ülkelerde yaşanan ve yaşanabilecek sorunları Ayhan şöyle anlattı:

“Küresel iklim krizi az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin gündeminde çok fazla yer almamakta. Yapılan araştırmalarda en çok etkilenecek olan topluluklar bunlar olmasına rağmen, bu toplulukların bu konularda yaptığı çalışmalar, genellikle az veya eksik gözüküyor. Batı bu konuda biraz daha endişeli.
Yapılan araştırmalarda; az gelişmiş ülkelerden biri olan Afrika’da veya Güney Asya’daki bazı ülkelerde, iklim değişikliğine bağlı olarak kent yapılarının, nüfusun, ölüm oranlarının, doğum oranlarının değişebileceği, kıtlık veya suyla ilgili olan noktalarda problemler çıkacağı gözlemleniyor. Bu toplumsal yapılarda yaşayan bireylerde bir mağduriyet durumu oluşması bekleniyor. Bu bir öngörü ve şu anda yavaş yavaş başlayan bir durum.”

“İKLİM KRİZİNDEN EN ÇOK KADINLAR VE ÇOCUKLAR ETKİLENİYOR”

İklim krizinden en çok kadın ve çocukların etkilendiğini dile getiren Ayhan, her ne kadar bu kesim üretime katkı sağlasa da yeteri kadar pay alamadıklarına parmak bastı. Ayhan, iklim krizinin nasıl kız çocuklarını erken yaşta evliliğe sürüklediğini de şu sözlerle anlattı:

“İklim krizinden en çok etkilen kesim kadınlar ve çocuklar. Her ne kadar bu kesim üretim alanına katkı sağlasa da üretimden almış oldukları payların azalacağı yönünde veriler mevcut. Afrika ve Güney Asya’dan baktığımız zaman, kadınların yaşam standartları ve kalitelerinin düşeceği ve çocukların daha erken yaşta hayata atılacakları ile ilgili bir tartışma var.”

Ayhan, küçük yaşta evliliklerin hangi toplumlarda daha çok yaygın olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

“Ayhan, Orta Doğu toplumlarında ve geleneksel İslami söylem üzerinde kendini inşa etmiş toplumlarda, 18 yaş altındaki evlilikler yaygın. Özellikle Yemen, Afganistan, Pakistan, Afrika’nın bazı ülkelerinde bu evlilikler yaygın.”

Küçük yaşta evlilik meselesinin iklim krizinin sebep olduğu noktalardan sadece biri olduğunu belirten Ayhan, Sağlık, eğitim, siyasal alana katılma gibi gündelik hayatta birçok noktada mücadele etme gibi sorunlar yaşanacak” dedi.

“EVLİLİK BELKİ ONLAR İÇİN BİR KURTULUŞ YOLU”

Az gelişmiş ülkelerde iklim değişikliğine bağlı olarak yapılan evliliklerin, belki o toplum için bir kurtuluş yolu olduğunu Ayhan, “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşi’sinde ilk temel unsurları karşılayan insanların üst aşamaya geçme şansı yoktur. İklim değişikliği ile beraber az gelişmiş ülkelerde, piramidin ilk aşamasını tamamlayamayacak bir toplum kesimle karşılaşacağız. Bundan dolayı evlilik, belki onlar için bir kurtuluş yolu.” sözleriyle ifade etti.

Ayhan, Türkiye’de de çocuk yaşta evliliğin olduğunu ve sebeplerini şu şekilde açıkladı:

“Türkiye’de alt gruplarda bu durum gözlemleniyor. Küçük yaşta nişan, söz, evliliklerle biz de karşılaşıyoruz. Bunlar da kültürel kodlarla bağlantılı ama kültürel kodların altında yatan temel neden, sosyal sorunlardır.”