Orman yangınları, sadece yeşil alanları yok etmekle kalmıyor. İnsanların, hayvanların, nefes alan doğanın sonunu hazırlıyor. Bunlardan sonuncusu ise 22 Ağustos 2023 Salı günü Çanakkale Kayadere yerleşim alanı ve orman kenarı tarım arazisinde başlayan yangın oldu. 2023 yılında 1 Ocak 2023-26 temmuz 2023 tarihi arasında 1022 orman yangınında yaklaşık 6 bin 900 hektarlık alan zarar gördü. Peki, orman yangınlarının başlıca sebebi aslında ne?

Bir yandan küresel iklim değişikliği ile mücadele edilirken, diğer yandan vatandaşların sorumsuzluğu bu iklim değişikliğini tetiklemeye devam ediyor. Ormanlar yok oldukça hayvanlar ve insanların nefesi gün geçtikçe kesiliyor denilebilir. Özellikle Çanakkale’de meydana gelen orman yangını, son zamanlarda yaşanan en büyük felaketlerden birisi arasında yer alıyor. Peki, orman yangınlarının önüne nasıl geçilebilir? İnsanlara doğa sevgisi nasıl aşılanabilir? Denetimler yeteri kadar sağlanıyor mu? Prof. Dr. Zeynel Arslangündoğdu ve Doç. Dr. Hamit Ayberk Diriliş Postası’ndan Demet İlce’ye konuştu.

"ÇANAKKALE'DE 1500 HEKTAR ORMAN VE TARIM ALANI YANDI"

Çanakkale orman yangınında son durum nedir, bilginiz var mı?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. Zeynel Arslangündoğdu ve Doç. Dr. Hamit Ayberk'in aktardığına göre; 22 Ağustos 2023 Salı günü saat 12.30 sıralarında Çanakkale Kayadere yerleşim alanı ve orman kenarı tarım arazisinde başlayan yangın 1500 hektar orman ve tarım alanını yaktı. Yangın nedeniyle 9 köy tahliye edildi.

Uzman iki isim Türkiye'de orman yangınlarının yüzde 90’ını insanların faaliyetleri sonucu meydana geldiğini, geriye kalan yüzde 10’luk kısım ise yıldırım gibi doğal nedenlerle oluştuğunu söyledi. "Dolayısıyla İHA’dan verilen görüntüde yol kenarı, yerleşim kenarı aynı zamanda orman kenarı tarım arazisinde başlayan bir yangın ihmal ve dikkatsizlikten çıkma olasılığı %99 oranındadır." denildi.

"1022 ORMAN YANGININDA 6 BİN 900 HEKTAR ALAN ZARAR GÖRDÜ"

2023 yılında kaç hektar alan yangınlarla yok oldu? Diğer yıllara göre kıyaslar mısınız?

OGM verilerine göre 2023 yılında 1 Ocak 2023-26 temmuz 2023 tarihi arasında 1022 orman yangınında yaklaşık 6 bin 900 hektarlık alan zarar gördüğünü belirten Arslangündoğdu,"Yalnızca 18 yangında 5 bin 800 hektarlık ormanın yanmış olup, bu 18 yangının da 17’si, 10 Temmuz ile 18 Temmuz arasında oldu." dedi.

Ayberk ise "Orman Genel Müdürlüğü’nün, 20 yıllık istatistikleri incelendiği zaman her yıl ortalama 2 bin 500’e yakın orman yangını çıkmış olduğu ve ortalama olarak 10 bin hektarlık bir alan yandığı görülmektedir." ifadelerini kullandı.

"Çarpıcı bir istatistik olarak Türkiye'de, beş yılda (2016-2021) toplamda 16 bin 3 yangın çıkmış ve 62 bin 315 hektarlık alan alevlere teslim olmuştur." diyen Ayberk, 62 bin 315 hektarlık alanın, İstanbul'un 10'da birinden biraz daha büyük bir alana eşit olduğunu belirtti.

"ORMAN YANGINLARININ %90'INDAN FAZLASI İNSAN KAYNAKLI"

Çıkan orman yangınlarının çoğunluğu insan kaynaklı mı yoksa küresel iklimle mi alakalı?

"Türkiye’de çıkan orman yangınların %90’nın dan fazlası insan kaynaklıdır." diyen Arslangündoğdu, küresel iklim değişikliği nedeniyle sıcaklık daha da yükseldiğini, atmosferik kararsızlığın arttığını, kuraklığın söz konusu olduğunu ve sürekli olan sıcaklık dalgalarının varlığını gösterdiğini belirtti. Arslangündoğdu, "Orman yangını oluşması için riskli hava halleri meydana getirmektedir." ifadesini kullandı.

"Küresel iklim değişimiyle ekstrem hava koşullarını daha fazla görmekteyiz. Dünyanın belirli bir coğrafyasında, sel ve heyelanlar görülürken başka bölgelerde  orman yangınları bizi karşılıyor. Dolayısıyla küresel iklim değişiminin burada etkisinin yüksek olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz" diyen Ayberk ise, orman yangınının başlaması için "yangın üçgeni" adı verilen oksijen, tutuşturucu kaynak ve insan unsurunun bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Yani buradaki ana unsurun "İnsan Faktörü" olduğunu; karayollarına ya da ormanlara kontrolsüzce atılan sigara izmaritlerinin, söndürülmeden bırakılan kamp, piknik, semaver ateşlerinin ve anız yakılması gibi ihmallerin maalesef orman yangınlarına sebebiyet verdiğini aktardı.

"YANGIN ÇIKMASINA ENGEL OLMAK EN ÖNEMLİ ÇÖZÜM"

Orman yangınlarının nasıl önüne geçilmeli, bunun için gerçek anlamda ne yapmak gerekiyor, çünkü bu zamana kadar önlem alındıysa da yetersiz kaldığı görülüyor?

Arslangündoğdu, orman yangınlarına karşı alınması gereken en önemli çözümün yangın çıkmasına engel olmak olduğunu şu sözlerle aktardı:

"Orman yangınlarının önüne geçilmesinin temeli, yangın çıkmasına neden olan nedenleri bilmek ve bu nedenlere karşı önlem almaktır. Yangın çıkmasına engel olmak en önemli çözümdür. Orman yangınlarının çıkış nedeni %5-9 doğal yangınlar (yıldırım kaynaklı), yıldırım düşüyor maalesef yağmur yağmıyor. %49’u nedeni bilinmiyor. Yaklaşık %22’si ihmal ve dikkatsizlik (anız, çöplük, avcılık, çoban ateşi, sigara, piknik), yaklaşık %12’si enerji hatları ve kaza (elektrik nakil hattı, tren yolu, trafik, testere, elektrikli aletler, tarım aletleri vs.), %8’i kasıt (kundak, terör, aklı denge bozukluğu vs.) gibi nedenlerdendir."

"BİLİNÇLİ VE KÜLTÜRLÜ İNSANLAR ORMANA BİLEREK ZARAR VERMEZLER"

Ayberk, orman yangınlarının önüne geçilmesi için ' eğitim ve kültür' noktasına değindi. Ayberk, şunları aktardı:

"Ormanın; insanların rekreasyonel (eğlence ve dinlence faaliyetleri) yönden yararlanmalarına açılması kaçınılmaz bir olgudur. Halk; ormanla ilişkide bulunacak ve böylece ondan sadece orman ürünleri elde ederek değil, eğlence ve dinlence yönünden de yararlanacaktır. Halkın ormandan yararlanmasının düzenlenmesinde ön koşul eğitimdir. Bilinçli ve kültürlü insanlar ormana bilerek zarar vermezler. Yasaların uygulanabilir olması yine benzeri bir şekilde halkın eğitim ve kültür seviyesi ile doğru orantılıdır. Artık günümüzde kitle iletişim araçları son derece etkin bir şekilde kullanılabilmektedir. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının hazırlayacağı eğitici reklam ve kısa filmler insanlar üzerinde önemli etkiler yapacaktır."

"ORMAN İÇİNDEKİ FAALİYETLERE HER YIL DAHA FAZLA İZİN VERİLİYOR"

Ormanların yeterince denetimi sağlanıyor mu, izinler, yasaklar yeterli mi?

"Denetimler artırılabilir, orman içindeki faaliyetlere (madencilik, enerji, çöp döküm ve enerji nakil hatları vs.) her yıl daha fazla izin veriliyor." diyen Arslangündoğdu, bu izinlerin kısıtlanabileceğini söyledi ve şöyle devam etti:

"Ormanlara giriş çıkış elbette kontrol sağlanmalıdır. Yasaklamak yeterli değil ancak en azından giriş çıkışları en aza indirmek gerekmektedir. Asıl tedbir ise yerel halka ve öğrencilere eğitim vererek toplumun orman yangınına karşı bilincini artırmak ve toplumda farkındalık oluşturmak önemlidir."

"HİÇBİR ZAMAN GEÇ DEĞİL"

Türkiye’de ormanların yaklaşık yüzde kaçı yok olursa tam anlamıyla ekosistem tehlikede deriz, yoksa artık çok mu geç?

Böyle bir yüzde vermek yanlış olur. Her ağaç, her bitki türü ve doğanın bir parçası ekosistemin vazgeçilmez unsurlarıdır. Hiçbir zaman geç değildir. Yeter ki doğa koruma bilinci oluşsun…

"MÜDAHALENİN İLK 10 DAKİKANIN ALTINA ALINMASI AMAÇLANMALI"

Ormanda yangın fark edildiği an ilk yapılması gereken nedir?

Yangın gözümüzün önünde başladıysa, bir kova ile söndürülebilecekse ilk yapılacak işin söndürmek olduğunu söyleyen Arslangündoğdu,112'denyetkili birimleri aramak ve haber vermek gerektiğini, yangının büyüdükçe söndürülmesinin zorlaştığını belirtti.

Ayberk ise ilk duman görüldüğü anda 112'yi aramak gerektiğini tekrar hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Buradaki amaç bu müdahalenin, ilk 10 dakikanın altına alınmasıdır. Çünkü bir yangına siz ne kadar erken müdahale ederseniz, ne kadar erken giderseniz o kadar büyümeden kontrol alma şansınız olmaktadır. Kamuoyunda şöyle bilgiler var; Her yangın havadan müdahaleyle mi kontrol altına alınacak ya da yangın mutlaka havadan müdahaleyle mi söndürülecek? Yangın helikopterleri, uçakları, ilk başta çıkan yangının büyümeden kontrol altına alınmasında son derece etkindir. Aynı zamanda derin vadi tabanlarında ya da sarp yamaçlarda insan müdahalesinin zor olduğu kısımlarda, arazözlerin giremediği alanlarda havadan müdahale son derece önemli ve etkili olmaktadır. Ama yangının kontrol altına alınmasında esas belirleyici olan yersel ekiplerin becerisi ve etkinliğidir.

"HALKIN EĞİTİMİ SON DERECE ÖNEMLİ"

İnsanlara orman ve doğa sevgisi nasıl aşılanmalı?

"İlköğretim eğitimi bu anlamda çok önemlidir. Her okula başlayan çocuk bir ağaç dikerek ağaç yetiştirmenin yıllar aldığını görmeli ve öğrenmelidir." diyen Arslangündoğdu'nun sözlerini Ayberk, şöyle tamamladı:

"Bugün gerek ekonomik, gerekse kültürel yönden gelişmiş ülkelerde bile ülkemizde olduğu kadar olmasa da halen insanoğlu temel yangın nedeni olma özelliğini sürdürmektedir. Bu durum karşısında halkın eğitimi son derece önem kazanmaktadır. Eğitim konusunda gelişen iletişim ve propaganda araç ve yöntemlerinden etkin bir şekilde yararlanmak temel bir zorunluluktur. Bu faaliyetlere harcanacak para yangından sonra ortaya çıkacak maddi ve manevi  kayıplarla kıyaslandığında yok denecek kadar azdır."

GSM firmalarının orman yangınlarına karşı aboneleri uyarıcı mesajlar göndermesinin geniş kitlelere ulaşmak bakımından önemli olduğuna da değinen Ayberk, "Çağımız bilişim çağı olduğundan İnternet üzerinde yayınlanacak kısa ama etkili görüntüler, sloganlar ve resimler halkın ormana karşı daha bilinçli yaklaşmalarını sağlayacaktır. Üniversitelerin ilgili bölümlerince “Orman Haftası” etkinlikleri çerçevesinde okullarda veya sergi-kongre merkezlerinde düzenlenecek sunumlarla da konu sıcak tutulmalıdır." ifadelerine yer verdi.

"KAYBEDİLEN DOĞA ESKİSİ GİBİ OLMUYOR"

Hayvanlar da doğanın bir parçası. Kim bilir kaç hayvan bu yangınlarla can veriyor. Fakat bazı insanların bu durum çok da umurunda olmuyor. Orman yangınlarında hayvanların yok olmasıyla ekosistemin nasıl zarar gördüğünü anlatır mısınız?

Orman yangınları ile sadece ağaçların değil, bitkilerin, hayvanların, tüm canlıların yandığını söyleyen Arslangündoğdu, orman yangınından canlıların nasıl etkilendiğini şöyle aktardı:

"Bitki olsun hayvan olsun hiç fark etmiyor bu canlar kaybedilmemelidir. Orman yangının büyüklüğü ve şekli ile yayılışına göre hayvanların yangından etkilenmesi farklı derecelerde olmaktadır. Küçük yangınlardan hayvanlar kaçabilmekte ve saklanabilmektedir. Kuşlar yavru ve yumurta halinde değilse uçabilmektedir. Yangın büyüdükçe kayıplar büyük olmaktadır. Başında söylediğim gibi orman yangınında sadece ağaçlar yanmıyor, bitkiler, ağaçlar, hayvanlar bir taraftan yanarken asıl önemlisi bir yaşam ortamı yani bir ekosistem ortadan kalkıyor. Tekrar oluşması yüzyılı buluyor. Kaybedilen her doğa yerine maalesef konamıyor. Eskisi gibi hiç olmuyor. Hep yeni bir süreç başlıyor. Doğal yaşam içerisindeki dengeler ve ekosistem bozuluyor. Onarılabilir ancak olduğu gibi korunması hatta bazı süreçlerde müdahale bile gerektirmektedir."

Konuya ilişkin Ayberk ise şu ifadeleri kullandı:

"Farklı tipteki orman yangınlarının, farklı hayvan türleri ve yaşam alanları üzerine değişik etkileri bulunmaktadır. Yangınlar yaban hayvanlarına direkt olarak öldürücü etkide bulundukları gibi, yaşam alanlarının tahrip olmasına ve göçlere de sebep olmaktadır. Ayrıca yangın sonrası yanan alanlara başka türlerin gelmesi de mümkün olmaktadır.

Görüldüğü gibi orman yangınları sadece orman ağaçları üzerine değil orman ekosistemi içinde barınan tüm canlı toplulukları üzerine de etkide bulunmaktadır. Bunlar arasında yaban hayvanları da en çok etkilenen guruplardan biridir. Orman yangınlarından sonra, yanık sahaların ağaçlandırılması  çalışmaları  yapılırken yaban hayvanlarının isteklerinin de dikkate alınması yanan alanda kısa sürede yaban hayvanlarının tekrar faaliyete geçmesine imkan sağlayacaktır."