Sen ki yarım asırdır her sözünle bir milleti direnişe davet edensin…

Sen ki yaptıklarınla atalarına benzeyensin…

Sen ki cihan devletini yeniden tarihteki yerine getirmek için öncülük edensin…

Sen ki kan çağında merhametinle dünyanın gözlerini ağlatansın…

Sen ki yüz yıldır duymaya hasret kaldığımız kutsal sözlerimizi özgürce haykıransın…

Sen ki her meydanda hakkı söyleyip mazlumu gözetleyensin…

Sen ki karanlık çağlara kafa tutup bu düzen böyle gitmez diyensin…

Sen ki dünyanın para babalarına, katil devletlerine, küresel güçlere aldırış etmeyensin…

Sen ki bir gençliğin damarına diriliş aşısını enjekte eden, kıyama davet edensin…

Sen ki unutulmuş ne kadar değerimiz varsa hepsini yeniden hatırlatan, kıymetini bilmemizi sağlayansın…

Sen ki millete hizmetkar olmanın hakka hizmet olduğunu, hakka uyanın özgür olduğunu her halinle anlatansın…

Bütün çaresizlerin hür sesisin…

Sen ki bir milletin kabul olunmuş duası…

Sen mazlum ümmetin beklediği, lidersizlikten ezildiği bir çağda gelensin…

Hadi be Reis, aç şu Ayasofya’nın kapılarını…

Aç ki ayaklarımıza Kudüs canı gelsin…

Aç ki sinesi çatlayan o mahsun dualarımıza ab-ı hayat gelsin…

Aç ki mümbit Ayasofya’mız şenlensin…

Aç ki Abdülhamid’in dünyayı verseler vermeyeceği mabedimizi işgal eden zalimlerin beyinlerine bayat kan gitsin…

Aç ki şok üstüne şok yaşasın kanlı Batı…

Aç ki pas tutmuş kapılarına Fatih’in abdestli eli değilsin…

Aç ki Ulu Hakan’ı alaşağı edenlerin kemikleri birbirine girsin…

Mana ikliminde bir ruhtur Ayasofya…

Bütün mabetlerin içinde annedir Ayasofya…

Ruhumuza vurulan kilittir Ayasofya…

Bizi kendi vatanımızda kararını bizim veremeyeceğimiz bir çizgide beklettikleri yerdir Ayasofya…

Bizim topraklarımızda mabedimizin kilidinin onlarda olduğunun bilinci diri tutarken zalimleri ümmetin mahpus yanıdır Ayasofya…

Yunan’ın hala sevincine neden olan kendi vatanımızda esirdir Ayasofya…

Ruhumuza vurulan batılın paslı hançeridir Ayasofya…

Üstat Necip Fazıl’ın yarım asır boyunca gençliğin ruhuna kazıdığı inançtır Ayasofya…

Elbet bir gün açılacak ve mahzenlerinden gerçekler fışkıracak…

Kötüyü iyi göstersen hokkabazlar, iyiyi kötü gösteren Bizans artıkları gün yüzüne çıkacak dediği Fatih’in emanetidir Ayasofya…

Ruhumuza ruh katan ecdadın secdede hala kokusu duyulurken…

Her camiden okunan ezan gökte buluşup Ayasofya’nın minaresine konuyorken…

Hala batılın galebe çaldığı manamızdır Ayasofya…

“Allah” ism-i şerifinin…

“Hz. Muhammed” (s.a.v.) isminin duvarlardan içimizdeki dinsizler eli ile silinip batıla resim çizilen sürgündeki camimizdir Ayasofya…

Adına yazılan şiirler toprağa kan damlatır…

Üstüne söylenen sözler öteler kadardır…

Ayasofya ruhumuza vurulan kilittir…

Batılın mührünün zilleti içinde ümmeti bekleyendir…

Hadi be Reis, aç şu ruhumuza bilerek kilit vurulan Ayasofya’nın kapılarını…

Aç ardına kadar…

Güneş doğsun mabedimizin üşümüş kalbine…

Aç ki bahar gelsin bir asırdır küf tutmuş kubbesine…

Geç safın başına bir kumandan gibi…

Ardında yürüyen milletin imamlığını sen yap Fatih Sultan gibi…

Sana nasip olsun özgürlüğün ilk kıyamı…

Fatihalar dökülsün gür sesinle cihana…

Sana nasip olsun putları kırar gibi kırıp kilitleri…

Bir besmele ile açıp kapıları geri…

Aç ki o kapıları Fatih heyecanı gelsin…

Aç ki Ulubatlı Hasanlar dirilsin…

Aç ki ezan sesi Kabe’den dinlensin…

Aç ki Kudüs’ün gamzesine bir tebessüm insin…

Bir ümmetin duası kabul olsun…

Aç ki Ayasofya’nın kapılarını…

Ecdadın duası ötelere kadar üstünde olsun…

Göremeyen gözlerine yanıp giden Fazıl’a muştu olsun…

Ah be Reis, kır artık zincirlerini Ayasofya’nın…

Birkaç küçük tatbikat kaldı…

Dirilişini yaşadığımız bu yeni çağda Ayasofya artık mahsun kalmamalı…

Sana nasip olan bunca hayırlı işi…

Ayasofya ile taçlandırsan be Reis…

Hilalin zaferini Ayasofya’da kılınan bir Cuma namazında ilan etsen be Reis…