Usta, “İnsanda ilk teşekkül eden şuur tenkit şuurudur” diye bir söz okudum bugün bir yerde. Nedir bunun astarı?
Nerede okudun Çekirge?
Vallahi, neredeydi hatırlamıyorum. Galiba internetten indirdiğim bir önsözdü.
Şimdi bak Çekirge, insanın yeryüzü serüveninde karşı karşıya kaldığı taarruzlara önce kendisine has ve hususi bir benlik kazandırarak cevap vermesi yani kendini savunması yani nefsi müdafaası kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor değil mi? Bak bakalım kim demiş bunu?
Darwin demiş Usta.
Hımm, Bu sözü Darwin demişse, bu bizi iki türlü durum sahiline bırakıyor. Dikkat ediyor musun? Not al:
Birincisi, hakikat her halükarda kutsaldır Çekirge. Bize düşen adama göre hakikat tespiti yapmak değil, hakikate göre adam tespiti yapmaktır. Bak sana Hz. Ali’nin aynı zamanda İslam’ın ikinci bininin diyalektiği olarak idrak edilmesi gereken bir sözünü söyleyeyim.
Uzun soluklu Necip Fazıl–Mirzabeyoğlu okuyucularının ilk öğrendiği usuldür bu:
“Önce hakikati öğren, kimin söylediğini sonra öğrenirsin” anlıyorsun değil mi?
Anladım Usta.
Aferin, ikincisi ise buraya dikkat et Çekirge, Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. İnsan sürekli yanlış ve sürekli hata içinde ömrünü tamamlayamaz. En kötüsünde bile gıpta ve hayret edilecek iyilikler ve güzellikler ile karşılaşabiliriz. Zaten topluluk hakikati buna müsaade etmez. Bir doğrun yoksa hem toplum hem de mekânda yer iştigal edemezsin. Bunu bütün Batı tefekkürü için kullanabilirsin.
Şimdi bu zat insan benliğinin tenkit şuuru ile teşekkül ettiğini söyleyerek aynı zamanda kendi nazariyesini de iptal etmektedir farkında mısın Çekirge?
Değilim Usta.
Peki, tenkit nedir Çekirge? Tenkit şudur ki eleştirme, değerlendirme, ölçme, biçme, tartma, nasıl ve niçin; sorma, süzme, hakim olma, kuşatma… Tenkitin tahlil ile yakınlığına da dikkat et; Kant der ki Çekirge: “Tahlil, yeni fikirler vermez; yeni fikir veren terkiptir.”
Sen tenkitten tahlile ve tahlilden terkibe ulaşan veya bu istidadını evrim içerisinde geliştirerek bir felsefe veya düşünce yöntemi ortaya koyan maymun gördün mü?
Görmedim Usta, görmedim ama ortalıkta maymun gibi dolaşanı çok gördüm.
Seviyeyi düşürme. Burada İmâm-ı Rabbanî Hazretleri’ne ait hikmeti de hatırlatmakta fayda var Çekirge: “İlim, iki şeyin arasını kendini kaybedecek derecede birleştirmektir ki, kıymetliye intikal ederse, tefekkür adını alır!”
Böylece İslam’a yakınlık derecesi de artmış olur. Yani demem o ki Çekirge, bütün iyi, doğru, güzel ne varsa İslam’ın öz malıdır.
İki ilimi birleştirirken intikal edilecek olan kıymet, diğerlerinden gayrı olmalıdır.. Akıl, İkal kökünden gelir Çekirge… İkal nedir Çekirge? Bak bakalım TDK’ya…
TDK’da yok Usta…
Bul bir yerlerden Çekirge! O cihazı boşuna mı koyduk önüne. Yok mudur orada Google, mogol?
Buldum Usta, bağ demekmiş; bağ, bend…
Hah, akıl bağdır Çekirge… Tefekkür ehli her şeyden evvel akıl sahibi olmak gerekmektedir ki iki fikir arasını bağlayarak yeni bir fikre ulaşabilsin.
Akıl bağdır Çekirge, bizi Maddeler Âlemi’ne bağlayandır.
Aklımız yoksa bu dünyada da olmanın manası yoktur.
Bu sebepledir ki Çekirge, delilerin tarihi yoktur.
Yoruldum, sonra devam edelim…