‘YÖK Başkanı Yekta Saraç’a açık mektup’ başlıklı yazımızdan bir hafta sonra, mektubun sahibine görevli olduğu Tokat Gaziosmanpaşa Rektörlüğü tarafından soruşturma açıldı.
Soruşturmanın sebebi ‘Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik ve Hemşirelik Bölümlerinin “Sağlık Bilimlerinde Farmakoloji ” dersi için 27.12.2017 Çarşamba günü saat 10.00’da yapılması gereken final sınavına gitmemesi’ olarak belirtildi.
Kendisine sınavla alakalı herhangi bir tebligat, hatta belirtilen tarihte sınav dahi yapılmamasına rağmen ‘sınava neden girmediniz’ diye soruldu.
Hoca savunmasında soruşturmanın çarpıklığını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
“Sağlık Bilimleri Fakültesi, sınavın tarih ve saatine ilişkin ilk tebligatı 28.12.2017- E.63548 ile yapmış ve sınavın 29.12.2017’de yapılacağını bildirmiş, bildirilen saatte sınav yapılmıştır. 27.12.2017 tarihinde sınav yapılacağına dair bir tebligat hiç yapılmamıştır. Takdir edeceğiniz gibi haberdar olmadığım sınava gitmem mümkün değildir.”
Aynı gün Ağır Ceza Mahkemesi’ne tanık ve şikâyetçi sıfatıyla mahkemeye çağrıldı.
Sınav ile mahkeme tarihinin aynı güne denk getirilmesi manidar; ikisinden birisine anlaşılan o ki; özellikle mahkemeye katılması istenmiyor.
Çünkü hakkında tanıklık ettiği şahıs Tokat’ta “Kaymakamlar imamı” olarak bilinen, vakti zamanında kaymakamlara “eşleriniz Rahşan Ecevit gibi giyinsin” talimatı veren, hastanedeki odasında sınav sorularını verdiği ve sınavı geçemeyen adaylara fırça attığı itirafçı ifadelerinde ve basında yer alan kişi.
Kaymakam adayları imamın odasına girerlerken örgütten olduklarını “Yunus’un selamı var” parolasıyla belli ediyorlarmış.
Tıp fakültesinde 100’ü aşkın öğretim üyesi olmasına rağmen; üniversite genel sekreterliği, temel tıp bilimleri bölüm başkanlığı, döner sermaye işletme müdürlüğü, sağlık bilimleri enstitüsü müdürlüğü, başhekim yardımcılığı, fakülte yönetim kurulu üyeliği, doçent temsilciliği gibi birçok görev, mevcut rektör tarafından bu örgüt imamına verilmiş.
Ayrıca tıp fakültesinde 40 anabilim dalı olmasına rağmen, dekan, başhekim ve merkez laboratuvarının bütün sorumluları da imamın anabilim dalından seçilmiş.
15 Temmuz sonrasında bu anabilim dalından 2 profesör tutuklanmış, 1 yardımcı doçent açığa alınmış ve 1 öğretim görevlisi ihraç edilmiş.
Hoca diyor ki: “Mahkeme heyeti dışında tamamı şüphelinin tahliye bekleyen yakınlarından oluşan duruşmada ifade vermek kolay değildir.
Rektörün gözdesi olduğuna şüphe bulunmayan FETÖ şüphelisi için ifade verdiğim gün, rektör hakkımda sudan sebeple bir disiplin soruşturması daha açmıştır. Tesadüfen aynı güne denk gelmesi ihtimali bilimsel olarak çok zayıf olan bu zamanlamanın, mahkemedeki tanıklığımdan mı, yoksa “YÖK başkanına açık mektup” başlıklı yazınızdan mı kaynaklandığını bilemiyorum.
Çalıştığım kurumda devletin en yetkili amirinin örgütle mücadelede yanımda değil, karşımda olması çok üzücüdür…”
Görülüyor ki, YÖK Başkanı mektubumuza cevap vermese de birileri durumdan vazife çıkarmayı ihmal etmiyor.