Yıl 1924: Ülkeyi yöneten cumhuriyet halk partisinin karşısına Terakki Perver cumhuriyet fırkası çıktı. Ancak ömrü sadece 6 ay sürdü. Yöneticilerinin bazıları tutuklandı, bazıları da idam edildi.
İkinci deneme 1930 da oldu. Bu kez serbest fırka kuruldu. 97 gün sonra o da aynı kaderi paylaştı.
Parlamenter rejimle yönetilen Türkiye’de tek partili dönem 1923’ten 1946 yılına kadar sürdü.
Milli şef İnönü, 12 yıl kesintisiz başbakanlık olmak üzere toplam 16 yıl 4 ay T.C devletini yönetti
1950 yılında Adnan Menderes’in başbakanlığında Demokrat Parti iktidara geldi.
1960 yılında yapılan bir askeri darbe ile devrildi. Türk silahlı kuvvetlerine bağlı 38 cuntacı askerden oluşan Milli Birlik Komitesi 15 Ekim 1961 yılına kadar ülke idaresini elinde tuttu. Menderes ve arkadaşlarını idam etti.
12 Mart 1971 yılında askeri muhtıra ile ülke yönetimi parlamento dan yeniden devralındı. Demirel indirildi, muhtıracı generallerin emri ile Nihat Erim başbakanlık görevine getirildi.
Sıkı yönetim mahkemesi Deniz Gezmiş ve iki arkadaşını idam etti. Birçok düşünür ve yazar cezaevlerine atıldı, sürgün edildi.
12 Eylül 1980 darbesi ile sahneye çıkan Kenan Evren komutasındaki cunta, ülke yönetimini parlamento’ dan 3.kez devraldı
Asmayalım da besleyelim mi diyen Evrenin emriyle 50 kişi idam edildi. 300 kişi kuşkulu şekilde öldü. Yüzlerce kişi intihar etti.
Bir çok akademisyen, yazar, düşünür ve gazeteci tutuklandı. 1 milyondan fazla insan fişlendi. Diyarbakır cezaevinden akıl almaz işkenceler, infazlar yapıldı.
Darbeci general Evren,” Parlamenter sistemle inşa edilmiş T.C devletini tam iki boyunca yönetti”
1982’de TBMM’nin bir türlü değiştiremediği yada değiştirmek istemediği darbe anayasası halkın büyük desteği ile kabul edildi.
Takvimler 28 şubat 1997’yi gösterirken o meşhur MGK toplantısında Türkiye, darbenin post modern’i ile tanıştı.
Seçilmiş hükumet devrildi, seçilmiş başbakan görevden uzaklaştırıldı, partisi kapatıldı, kendisine siyaset yasağı getirildi. ( O başbakan rahmetli Necmettin Erbakan’dı ).
Batı çalışma grubu kuruldu. Yüz binlerce kişi andıçlandı. İşinden atıldı. Üniversite kapılarında başörtülü öğrencilere yönelik ikna odaları kuruldu. İkna edilemeyenlerin eğitim hakları ellerinden alındı
“Demokratik parlamenter sistemle yönetilen Türkiye’de atanmış bir general demokrasiye balans ayarı yaptı”.
27 nisan 2007 tarihinde bu kez darbeler literatürümüze e muhtıra eklendi.
Dönemin Genelkurmay başkanı Büyükanıt ,bir gece vakti hükümete internet üzerinde aklı sıra ayar yapmış, katıldığı etkinliklerde de laiklik dersleri vermişti.
Cumhuriyet mitingleriyle de süslenen bu darbe girişimi, milli iradenin desteği ile geri püskürtüldü.
İşte siyasi tarihimizden birkaç önemli kesit. Parlamenter sistemle yönetilmiş Türkiye’nin hazin, acı ve utanç verici demokrasi deneyimleri.
Ne diyorlar? Parlamenter sistemden asla vazgeçmeyükkkkkk.
Özgür demokratik bir anayasa istiyoz ammaaaa. Şu, birde şu maddelere dokundurmayukkkk.
Özgür bir anayasa yapalım ammaaaa. Bizim dedüğümüzdennn.
Nasıl olcek ki o? Hem özgür olcek, hemi de senin kırmızı çizgine dokınmicekk
Başkanlık sistemimiiiii!!! Zinhar yapturmayukkkkk !!!
Ya arkadaş kafamı buluyorsunuz milletle.
Yahu 93 yıllık cumhuriyet tarihimizde ne zaman adam gibi bir parlamenter sistem işletebilmişiz ki, asla da asla diye zırvalıyorsunuz.
Özgür bir anayasa diyorsunuz, daha bismillah işin başındayken kırmız çizginizi milletin gözüne sokuyorsunuz.
Bırakın bu aciz siyaset anlayışını. Bir konuşun. Başkanlık sistemini de, yeni anayasayı da bir konuşun. Tartışın. Belki bu ülke için en doğru olan başkanlık sistemidir.( Ki bence öyledir )
Ne den bu milletin geleceğine ipotek koyuyorsunuz.