Evrenin merkezinde insan olduğu gibi, tüm sistemlerinde merkezinde de insan vardır. Her şey insanla güzelleşir. Atalarımız bunu “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyerek formüle etmişlerdir.
İnsan, olumsuz yönü sınırlanmış bir varlık olması, nefis emaresine göre unutkan bir varlıktır sonuç olarak Allah’a isyan edebilir, asi olabilir.
Kur’an –ı Kerim’de: ”O kendi yaratılışını unuttu.” (23/91). Olumlu yanı ise Allah û Teâlâ “insanların yüreğine ve kalbe, gönül denilen bir kuvvet yerleştirmiştir. Ateşin çelikte olduğu gibi O’nun aşkın (yüce) olan ilişkisi vardır.” Allah’ın vekili olmasıdır. Bu bakımdan Allah’ın bütün isim ve sıfatlarını bilmesi için yaratılıyor.
O halde temel sorumuz şu olmalı, insan kimdir?
Çağımızın tüm bilimleri: Biyoloji, psikoloji, sosyoloji, antropoloji, insan ve insan tabiatı hakkında ki araştırmalar, bilimsel sonuçları düzenleyip bir araya getirsek kesin bir sonuca varamayız. Kesin bir cevap veremeyiz. Cevap vermekten aciz kalırız.
İnsanın sadece bir yönünü dikkate alarak yapılan eğitim, yaratılış fıtratına aykırıdır. Sonuçları çok acı olur. Eğitimin amacı insan fıtratını geliştirmeye önem verilmelidir. Bunun iki amacı vardır.
1-“Fıtratın tohumlarının bu dünya tarlasına ekmektir.” Çünkü bu dünya ahretin tarlasıdır.
2-“Ekilen bu tohumların ebedi hayat için mutluluk ve güzellik çiçeklerinin açmasını beklemektir.”
Vahiy dini olan İslam dininin, okuma, yazma ve kalemden sıkça bahsetmesi oldukça ilginç değil midir?
Bu kavramlar bizi Kur’an da verilen büyük teşvik fikri olan; bilme, görme, gözlemleme/gözlem yapma, tefekkür etme (düşünme), tartma ve sonuç çıkarımlarına götürür.
“İnsanlığın fıtratını, sözle doğrudan doğruya, önder kadroyla da dolaylı olarak insanı en güzele doğru yönlendirmenin en uygun metoduna eğitim denir. İnsan Fıtratı: Fıtrat, beşeriyetin insan yapısı içerdiği faziletler, ayıplar, çarpıklıklardır. Hayır ve şer, sevgi ve kin, korku ve ümit, toplumculuk ve ferdiyetçilik, disiplin veya başıboşluk, olumluluk ve olumsuzluk vs.”
Dünya var olduğundan beri en uygun eğitim üslubunun bulunması uğruna birçok bilim adamı küçümsenmeyecek çaba ve gayretler göstermişler yine de uygun olan üslubu (metodu) bulmaktan aciz kalmışlardır.
Bu bilim adamları insanın en güzel şekilde eğitilmesi (terbiye edilmesi) için seçtikleri üslupta, insan fıtratının en hassas ve en önemli yanlarıyla hiç ilgilenmediler. Hep maddi yönüne ağırlık verdiler. Bunun sonunda batı; ”insan insanın kurdudur” noktasına geldi ve iflas etti.
Eğitimde (terbiye) en güzel yol; insanı yaratan Allah’ın (cc) Kur’an’da emrettiği şekilde eğitimini almasıdır.
Ferdin fıtratına uygun olarak ferde yönelik ve onun yetiştirilip hazırlanması için sözle (emretme, yasaklama, vadetme, sevdirme veya nefret ettirme, dikkatini çekme, meraklandırma veya korkutma) gibi üsluplarla olur.
Allah’ın Resulü (Sav)’in hayatında da insanı doğrudan ve dolaylı olarak eğitmenin fevkalade güzel metotları yer almaktadır.Bize düşen nasıl bir insan tipi arzuladığımızdır. Nasıl bir eğitimle, nasıl bir insan yetiştirmeyi düşündüğünüzle ilgili…