Geçtiğimiz günlerde Akademi Beyoğlu’nda düzenlenen ‘Yerel Yönetimler ve Gençlik Politikaları Forumu’nda gençlerin siyasal katılımdaki rolü ve etkisi tartışıldı. AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un bu forumda gençlik üzerine yapmış olduğu değerlendirmeler bir hayli önemli olup üzerinde düşünülmesi gerekir.

Sayın Kurtulmuş’un değerlendirmelerinden en önemlisi ise; “İktidarımızın kulu kölesi olan besleme bir gençlik yetişsin istemiyoruz.Bizim istediğimiz fikri hür, vicdanı hür, geleceğe gayretle kanatlanan, değerlerine bağlı, kendi kökleri üzerinde yükselen ve dünyanın bütün meydan okumalarına karşı göğsünü siper ederek dünyadaki bütün haksızlıklara karşı meydan okuyan bir gençlik yetiştirmek söylemidir. Buradaki ifadelerden hareketle yeni bir gençlik inşa ve dönüşüm süreci yaşanacağını söylemek doğru olacaktır.

Önümüzdeki günlerde çıkacak olan kitabımda da bahsettiğim üzere bu gibi söylemler AK Parti gençliğini ana kademedeki abilerinin gölgesinde ve onların projeleri doğrultusunda hareket etmekten kurtaracaktır. Hem sahada hem akademi de gençlik üzerine yapmış olduğum mülakatları okuduğunuzda bugün Sayın Kurtulmuş’un yapmış olduğu değerlendirmenin çok gerekli olduğunu ve yerinde olduğunu göreceksiniz. Siyasi parti ve gençler arasındaki ilişkilerin yeni şartlara göre yeniden düzenlenmesi AK Parti hareketinin başlıca görevi arasındadır. Neticede gençlerin toplumsal hayata katılımları, siyasal katılım yollarıyla gerçekleşmektedir. Siyasal katılımın yanında sivil toplum kuruluşları ve diğer sosyal kurumların da bunda etkin bir rolü bulunmaktadır. Tüm bu değişim ve dönüşüm süreçlerinin gençlere ve topluma yansıması için siyasal karar mekanizmalarının ve sosyal yapıların çeşitli politikalar üretmesi gerekmektedir. Burada bu durumu sadece AK Parti’nin gençliği özelinde düşünmeyelim. Çünkü Türkiye’deki tüm siyasal hareketlerin gençlik politikalarını merkez ve yerel yönetimler olarak güncellemeleri gerekir. Ne zaman eski zaman, ne gençlik eski gençlik…

Türkiye özelinde gençliğin aktörler, kurumlar ve süreçler üzerinden yeniden inşa edilme ihtiyacı net bir şekilde görülmektedir. Bakıldığı zaman Sayın Kurtulmuş aslında AK Parti özelinde tüm siyasi partilerin gençlik politikalarının değişim ve dönüşüm fitilini ateşlemiştir. 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte siyasetten uzaklaş(tırıl)an ve toplum içerisindeki görünürlüğü azalan gençler, 2000 sonrasında toplumsal hareketlerin temel aktörleri olmaya başlamışlardır. 80’li yıllarda gençlik, siyasetçiler tarafından bir tehdit algısı olarak görülürken, 2000’li yıllardan sonra geleceği yeniden inşa etmek için bir fırsat olarak görülmüştür. Bu fırsat ya Sayın Kurtulmuş’un dediği gibi “fikri hür, vicdanı hür” bir gençlik olacak ya da yaşanan bu muazzam değişimlerin hızına yetişemeyip olan biteni kavramakta zorlanarak bir girdaba sürüklenen gençlik olacak…